1.1 Kutu

126 21 40
                                    

19.11.2017

Korku ve merak.

Her ikisi de aynı yarışın içerisindedir. Merakımızda korkularımız gibi çok şey alıp götürür insandan. Bazen öğrenmemiz gereken bir şeyi öğretir bazen ise öğrenmememiz gereken şeyleri... Ardından korkularımıza yenik düşüp merakımızı arka plana atarız ve o zaman en başından kaybetmiş oluruz.

Ama bu iki şey, her ne olursa olsun ayaktadır, yok olmazlar ama biz... Biz onlara hep yenik düşeriz ve kayboluruz.

Bu yüzden unutmamamız gereken bir şey vardır;

Cesaret zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.

Ben, diğer insanlara göre sonumu görebiliyorum. Bu şeylerin ne zaman biteceğini ve bittiğin de neler olabileceğini...

Önümüzde ölüm gibi özgürlüğün vaat edildiği bir seçenek varken neden delirmek isteyelim? Etrafımızı beyaz duvarların sardığı bir odada neden daha çok işkence görelim?

Aslında bu soruların cevabını bende bilmiyorum. Çünkü bunlara sebep olan tek şey sadece merakımdı.

Kötü bir merak. Ve biliyorum ki sizde bu yüzden buradasınız.

Merak ediyorsunuz ama maalesef ki size kötü bir haberim var.

Merak her kılığa girebilen sayılı şeylerden biridir. Peki ya siz, hiç "Kamera" kılığında gördünüz mü onu?

Bir kameranın hayatınızı değiştireceğini bilseydiniz ne yapardınız?

Öyleyse sizi çıkmaza sürükleyenin bir kamera olduğunu hayal edin. Yapmanız gereken şeyler var ve bunların içinde ölüm büyük bir rol oynamakta. Siz ise bu oyunda baş rolü üstleniyorsunuz.

Gerisi size kalmış.

Fakat başlamadan önce size küçük bir nasihat, aklınız varsa delirin.

Ama dikkat edin, yanlış akıl hastanesine düşmeyin.

&&&

İnsanlar, geçmişe baktığında güzel şeyler hatırlamak isterler. Kimlerle gülüp eğlendiğini, onu mutlu eden yerin neresi olduğu, hayallerine ulaştığı zaman ki heyecanı ve bir çok şeyi...

Oysa gerçekten büyümüş insanlar sadece bunun bir umut olduğunu anlayabilir. Sadece bir hayalden ibaret olduğunu bildikleri gibi.

İnsanlara: "En son ne zaman çok mutlu olmuştun?" Sorusu sorulduğunda cevap sadece belirli bir gün için geçerlidir, her gün için değil.

Bu yüzden insanlar arkaya baktığında her gününün mutlu geçtiğini görmek ister ama geçmiş, üstünde ki bütün acımasızlığı ile onlara gülümser ve acılarını birer altınmış gibi öne sürer.

O zaman hiç şey hatırlamak istemezler. Çünkü bazen, en küçük güzel bir anı bile onca acıya rakip olabilir. Fakat bu sadece umut etmektir. Umut etmek zayıflıktır, olmayacak bir yalana inanmaktır. Sadece insanı çabalamaya zorlar. Sonunda başaramayacağını anlayan insan onlarca acıdan da daha beterini tadar.

Hayal kırıklığı...

Bu duyguyu en son küçük bir kız çocuğu iken tattım. Ve benim tek suçum babama her şeyden çok güvenmek, inanmak oldu. Bu şey ise sadece benim geçmişten kalan küçük kötü bir anımdı ve bu büyüdüğüm her gün için çektiğim acının başlangıcı oldu.

KAMERA (Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin