"Fazla aşırıya kaçma, Deva," eline aldığı kahve bardağını bana uzatırken konuşmaya devam etti Nil. "Sonuçta senin başına gelenlerden haberi yoktu."
Kahveden bir yudum aldıktan sonra cevap verdim. "21. yüzyıldayız Nil, haber alabileceği bir sürü yer varken neden böyle kayıtsız kalmayı seçti?"
Nil birkaç dakika düşündü. "Evet, sanırım haklısın. Ama bizim bilmediğimiz bir şeyler yaşanmış olmalı, biz Türkiye'de yokken Cedi'nin yaşadığı bir şeyler."
Haklı olabilirdi ama bir türlü sindiremiyordum işte. "Ne olmuş olursa olsun, beni bulması o kadar zor değildi. İstememiş işte, silip atmış beni. Hiç sevmemişti belki de."
Nil kaşlarını çattı. "Orada durun küçük hanım, çünkü sana nasıl baktığını defalarca kez gördü bu gözler. Dil yalan söyleyebilir ama bakışlar asla. Seni seviyordu Deva, seni her şeyden çok seviyordu."
Sevdiğini biliyordum, ikimiz de deli gibi aşıktık birbirimize. O, benim en güzel hatıralarımdı. Ben onun ilk aşkıydım. Daha ünlü bile değildi, 18 yaşındaydık. Herkesin peşinden koştuğu Cedi Osman değildi henüz, Efes'in altyapısında oynayan genç bir yetenekti. Her maçına giderdim; beraber kutlardık her galibiyeti, beraber üzülürdük her mağlubiyette. Birbirimizi görmeden geçen günümüz yoktu. Ya ben onun antrenmanlarına giderdim ya o gelirdi benim antrenmanlarıma.
Beraber kurup büyüttüğümüz bir hayalimiz vardı: Amerika'da basketbol oynamak. O NBA'de oynayacaktı, ben WNBA'de. Her gün saatlerce antrenman yapardık hiç yorulmadan, bir gün istediğimizi elde edebilmek için.
Elde ettik ikimiz de istediğimizi ama hayallerimizdeki gibi değil. Ayrı ayrı, bir başımıza.
Ne zaman aklıma Cedi gelse, her zaman olduğu kalbimin daha hızlı attığını hissederdim. Şimdi de aynı şey oluyordu işte.
Nil dikkatli bir şekilde baktı bana."Deva, gidip onu görmelisin. Böyle mesajla olmaz, ikiniz de yorulursunuz. Yüz yüze görüşseniz-"
"Yüz yüze görüşmek mi? Yüzümü hatırlıyor mu sence? Sevgilisinden başka birini görüyor mudur gözü? Yıllar önce öldüğünü sandığı ilk aşkı umrunda mı?"
Nil gelip yanıma oturdu ve bana sarıldı. "Haklısın, görüşmek için erken biraz. Özür dilerim, seni kırmak istemedim."
Ben de ona sarıldım. "Özür dilemesi gereken sen değilsin Nil, üzülme. Bu işi intikam ala ala halledeceğim."
Telefonu cebimden çıkardım ve geçmişte kalmış bir mısra daha yazdım.
Bilinmeyen numara: "Ve şimdi bulutlar bile susar
Senin yaptıklarına"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül | Cedi Osman
Fanfiction"Hadi gel beraber toplayalım küllerimi, Sanki sen beni hiç yakmamışsın gibi." *** 9.9.17 *** Tüm hakları saklıdır.