BKH • 4🌺

1.1K 99 69
                                    

Bölüm şarkısı: Gripin - Yağmur
Durma🎧
-------

|Alp'ten.|
Esma, geçirdiği baygınlıktan sonra bir odaya alınmıştı. Eylül hoca beni yanına sokmuyordu. 1 saat bekledim dışarda. Tekrar odanın önüne geldiğimde kimse yoktu. Bu fırsatla bende içeri girmeye yeltenmiştim ki kolumu biri tuttu. Baktığımda bu Eylül hocaydı. Mavi gözleri sinirle parlıyordu.

"Ne yüzle Esma'nın yanına girmeye kalkışıyorsun? Üzdüğün yetmedi mi arkadaşımı?! İçeri girmene izin vermiyorum!"

"Ama hocam bir dinleyin! Bakın onu görmem lazım lütfen! Onu görmeden gidemem!"

"Gideceksin. Gi.de.cek.sin!"
Dedi sinirle heceleyerek.

Ben de nasılsa cafeye gider görürüm diye düşünüp odanın önünden ayrıldım. Hem belki Esma'nın da kırgınlığı azalmış olurdu.

|Esma'dan.|
Dolu gözlerimi Eylül'e çevirdim. "Neden böyle bir yalan söyledi bana? Şuan içim acıyor Eylül.. Canım çok yanıyor.."

"Kendini affettireceğini düşünmüş gerizekalı. Merak etme, artık seni üzmesine izin vermeyeceğim Esma."

"Beni zaten üzdü üzeceği kadar. Daha fazla ne kadar üzebilir ki artık?"

"Neyse ben çıkıyorum. Acile hasta getirmişler. Ama tekrar geldiğimde ağlamıyor olacaksın tamam mı?"

"Tamam."

Eylül odadan çıkarken gözümden bir damla yaş daha aktı istemsizce. Beni bu denli üzecek bir oyuna girmesini hala almıyordu kalbim.. Ah Alp, nasıl bu kadar üzdün beni? Neden?..

Bir Gün Sonra.🌞

|Alp'ten.|
Elimde çiçek buketiyle Esma'nın cafesine gidiyordum. Bu sefer her şeyi açıklayacak, özür dileyecektim.

Cafeye geldiğimde Esma'yı dalgın bir şekilde otururken gördüm. Benim Esmam böyle somurtmazdı. Gülerdi, neşeliydi, çocuksuydu. Girdiği ortama neşe saçardı. Benim yüzümden somurtkan birine dönüşmüştü.
Ama düzeltecektim. Yaptığım hatayı telafi edip kendimi affettirecektim.

Söyleyeceklerimi kafamda toparladıktan sonra cafenin merdivenlerini indim. Esma'nın oturduğu masaya gelince boğazımı temizleyip dikkatini çektim. Kahve gözlerini elindeki fincandan çekip benim yeşil gözlerime yöneltti. Bakışları hem kızgın hem de kırgındı.

"Konuşabilir miyiz Esma?"

"Konuşmak için biraz geç kalmadık
mı Alp?"

"Bak Esma, amacım seni üzmek değildi. Sen öyle acılı kahveyle savaş açınca ben de..-"

"Sen de karşılık vermek istedin öyle mi? Alp ben senin sadece ağzını yaktım. Ama sen benim kalbimi kül ettin." kelimelerinin ağırlığında eziliyordum.

"Esma deme öyle! Ben sadece beni affet diye yaptım. Hem Fatih'in fikriydi!"

"Onun fikri diye uymak zorunda değldin Alp! Sen orada o oyunu oynarken benim ne hâle geldiğimi umursamadın! Bencilin tekisin! Tek isteğin kendini affettirmek! Kendini! Benim üzüntüm, acım umurunda bile değildi!"

"Esma, kirazım..-"

"Git buradan!" diye böldü lafımı.
Ve ekledi; "Ve birdaha bana kirazım deme!"

"Ne kadar anlatsam da dinlemeyeceksin değil mi?" dedim bıkkınlıkla, pes etmişlikle.

"Dinlemem için bir sebep var mı?"

"Yok." dememle afalladı ve kırgınlıklarına yenisi eklendi.
'Sana aşığım lan başka sebebe gerek var mı!' diyebilirdim. Ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere.

Esma  dolu gözlerini gizlemeye çalışarak "Git o zaman." diyerek baktı bana.

"Son sözün bu mu?"
Kal de bana kirazım. Gitme de.

"Evet bu." Onun da gözleri kalmam için yalvarıyordu. Ama sözlerine uydum.

"Benden bu kadar o zaman."

"Ne demek benden bu kadar? Ben anlamadım, ne demek şimdi bu?!"

"Artık yoruldum demek, zamana bırakıyorum demek!"

Arkamı döndüm ve cafenin çıkışına yürümeye başladım. Elimdeki çiçek buketini çöp kutusuna atıp çıktım cafeden.

Ne umutlarla gelmiştim buraya. Ve geri dönülmez bir yola sapmıştık artık. Ben de...Esma da...

O Günün Akşamı.🌆

|Esma'dan.|
Alp gittiğinden beri konuşmamız sürekli beynimde dönüp duruyordu. Yok demişti bana.
Sebep yok.
Benden bu kadar, yoruldum.' demişti.

Böyle bitmemeliydi ki hikayemiz. Hala seviyordum onu. Ama belli ki o benden vazgeçmişti. Belki de zamana bırakmak en iyisiydi gerçekten.

Cafeyi kapatıyordum. Zaten müşteriler de gitmişti. Kirli tabakları toparlamış, bulaşığı yıkıyordum.

O sırada birkaç ayak sesi duydum. Mehmet'in yaptıkları geldi aklıma. Dizlerim titremeye başladı. Yine mi hırsız gelmişti cafeye?..
Zaten kazancım azdı, onu da hırsızlara kaptırmak canımı acıtıyordu.

Ayak sesleri cafenin içinden geliyordu artık. Neden yaptım bilmiyorum ama telefonla Alp'i aradım.
Çaldı...
Çaldı...
Açmadı...
Mesaj attım Alp cafeye hırsız girdi. Çok korkuyorum. Yazıp yolladım.

Mesajı atar atmaz karşımda beliren 3 kişiyi gördüm ve telefon elimden yere düştü.

|Alp'ten.|
Ameliyattan çıkmıştım. Üstümü değiştirdikten sonra Burak'ı gördüm. Elinde benim telefonum vardı.
Yüzü beyazlamıştı.
"Burak ne oldu abi?"

"Alp, Esma seni aramış, sonra mesaj atmış."

"Ver bakayım."

Telefonu elinden alıp mesaja baktım.
Esma...
Kalbim teklemişti, korku iliklerime kadar işliyordu. Esma, hırsızlarla karşı karşıyaysa.. Ya ona bişey olduysa..?

"Burak gidiyorum ben!"

"Tamam Alp!"

Hastaneden nasıl çıktım, nasıl koşa koşa cafeye geldim hatırlamıyorum.
Cafeden içeri girer girmez Esma'yı ve 3 kişiyi gördüm. Biri Esma'nın boynunu sıkıyordu.

Koşarak yanlarına gittim ve boynunu sıkan herife yumruk attım. O yere düşerken Esma arkama sığındı.
"Korkma kirazım, hiçbir şey olmayacak."

"Oo küçük kahraman da gelmiş! Verin parayı gidelim! Uğraştırmayın bizi!"

"Kız o kadar çalıştı biriktirmek için, size mi kaptıracağız!" diye bağırdım.

Biri arkamdaki Esma'yı çekiştirip yere attı. Esma yere düşünce korkuyla bağırdım "Esma!" diye. Diğeri elinde bıçakla geliyordu üstüme.

O anda olan oldu. Esma düştüğü yerden kalkıp koşarak bana sarılmıştı. Ve bıçak, Esma'nın karnına isabet etmişti..

Esma'nın sözlerini hatırladım;
"Çünkü seni, senin için ölecek kadar çok seviyorum ben Alp!"

Ve gerçek olmuştu o sözler...
Esma şuan kucağımda ölüyordu...
Hayatımın en korkunç gecesini yaşıyordum, ve hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.

🌺🌺🌺

4.Bölüm Sonu~

Bölümü nasıl buldunuz?💕

En sinirlendiğiniz ya da üzüldüğünüz yer neresiydi?🌝


Bir Kiraz HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin