Bölüm 28: İpek İplik Yüzüğü Part 2

908 104 17
                                    

Bu bölüm de burada bitti, keyifli okumalar :)

Şimdiye kadar Tang Yao sadece Seçme gruplara katılan birisi olmuştu.
//*Mahalle maçı gibi adam seçme mantığı// Ara sıra bir gruba katılır ve onlarla sıradan zindanları koşardı. Ancak hiç bir düzenli parti ya da takıma girmemişti. Seviye 3 ve üzeri zindanları koşabilen oyuncular, oyuncu tabanı içimde büyük nüfuza sahip olanlardı genelde. Bu takımların normalde düzenli üyeleri olduğundan bahsetmeye gerek bile yok. Çoğu durumda normal oyuncuların onların arasına girmesinin imkanı yoktu. Bunun nedeni eğer bir takım zayıf bir oyuncuyu kabul ederse, bunun sadece onları engelleyecek olmasından dolayıydı. Takımların oyuncu seçerken seçerkenki sert gereksinimleri ve seçici tavırları bundan dolayıydı. Ancak bir oyuncu gereksinimleri karşılayıp takıma girdiği sürece çabucak takımın bir parçası olurdu. Öyle üyeler, takımda ne zaman bir boşluk olsa çağrılırdılar.

Nie Yan çağrıyı sonlandırır sonlandırmaz Tang Yao'nun heyecanlı bir beklenti içinde olması bundan dolayıydı.

Geçmişte kendisi de herhangi bir takıma giremeyen biri olduğundan Nie Yan Tang Yao'nun hislerini anlıyordu. Tang Yao'nun hevesi ve beklentisi Nie Yan'a geçmişte oyuna ilk kez girdiği zamanı hatırlatmıştı; onun hisleri de geçmişte aynı böyleydi.

“Kabul ettiler. Tek yapman Sadece statların bile tüm takımların seni hevesle kabul etmesine yeter, o yüzden rahatla. Nede olsa Gizemli Büyücü oynamak büyük miktarda beceri gerektiriyor."

“Harika o zaman!” Tang Yao heyecanlı bir şekilde söyledi. Yarın, Treant Ormanı gibi yüksek seviye bir zindanı ilk defa koşuşu olacaktı. Bu onun rüyasını kurduğu bir fırsattı. “Bu zindan için herhangi bir gereksinim var mı?”

“Bu zindanda Gizemli Büyücü için öyle belirli bir gereksinim yok. Sadece üzerine aggro çekme ve sorun çıkmaz. Bu arada, Treantların ateş büyüsüne direnci çok düşük, yani kim bilir? Belki de yarının sonunda en çok hasar veren sen olursun!” Nie Yan gülümserken söyledi. Bu sırada Tang Yao bu meseleyi ciddiye alıyordu. Kendisinin ilk zindan koşuşunu hatırladığında, onun da pek iyi iş çıkardığı söylenemezdi…

“Yanında hiç Tılsım getirdin mi?”

“Beş tane var.”

“Öyleyse Meteor'a bir bakalım. Büyüyü benim önümde bir kere yap ve ardından gidelim.”

“Nereye yapmam gerekiyor?” Etrafta hepsini toplasan anca bir iki Kaya Örümceği vardı. Yeteneği burada kullanmak büyük bir israf olurdu.

“Ben onları toplarım, sen hazır ol yeter!” Nie Yan mağarırın derinlerine koşarken cevapladı.

“Tamam!” Tang Yao çantasından bir tane Tılsım çıkardı. Beklentiyle doluydu ve bu yeni yeteneğin ne kadar güçlü olduğunu görmek için sabırsızlanıyordu.

Nie Yan mağaranın derinliklerine koşmaya devam etti. Ne zaman bir kaya örümceği görse bir kere saldırıp daha fazla oyalanmak yerine yoluna devam ediyordu. Bu örümcekler saldırıldıktan sonra onu takip ederlerdi. Peşine takılan örümceklerin sayısı çok kalabalık oluncaya kadar hızla arttı.

Nie Yan mağaranın içinde bir ileri bir geri hareket ederken çok kıvraktı. Peşindeki yirmi civarı örümcek çığlık atıyorlar ve bir treni andırıyorlardı.

Tang Yao mağaranın derinliklerinden gelen sesleri duyduğu zaman sırt çantasını toplamakla meşguldü. Bir bakmak için gittiğinde, yirmiden fazla örümcekten oluşmuş bir dalganın geçitten fışkırdığına şahit oldu. Önlerindeki her şeyi yutacakmışlar gibi bir izlenim veriyorlardı.

“Has… sik… tir…! By kadar çoğunu çekmeyi nasıl becerdin!?” Tang Yao arkasını dönüp tatlı canı için kaçmaya başladığı gibi korku içinde çığlık attı.

Rebirth of the Thief Who Roamed the World ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin