Yong Hwa, artık daha da kararlıydı Işıl 'ı eve getirmeye.Kalbine bir türlü söz geçiremiyordu çünkü. Her gece Işıl 'ı görmeden uyuyamamak bir yana,onun evinde bazı tehlikelere maruz kalıyordu,Komşu,yaşlı teyze gibi.Her şeyi göze alırdı evet.Göze alırdı deli gibi bağlandığı kızın yüzünü bir kez görmek için ama onun yanında olmak gibisi yoktu.Öyle böyle bağlanmamıştı dadısına.Eğer aralarında gerçekten bir ayrılık olursa,kahrolurdu.Sevgisinin büyüklüğünden korkmuyor değildi hani.
Bu düşüncelerle yatağında ki yorganın içine gömülmüştü.Fakat,sabah çoktan olduğundan, kalktı ve elini yüzünü yıkadı.
Yong Hwa :-Bir plân yapmalıyım.Onu eve geri getirecek bir plân.Hatta plânlar zinciri.Ah kafam,faysasız bir şey olsa,zehir gibi işler.İyi bir şey düşünüyorum ya durursun tabii.Dedi aynaya bakarak.Ama zorlayacaktı.Işıl 'ı getirene kadar hemde.
Hastahanedelerdi.Yong Hwa,elinde küçük bir not ile Işıl 'a bakınıyordu.
Dong Hyun :-Sabahtan beri,sağa sola bakınıyorsun.Ne aradığını sorabilir miyim?
Yong Hwa :-Işıl 'ı.Hiç bu kadar geç kaldığını görmedim.Neredeyse ders başlayacak ama o hâlâ staja gelmedi.
Dong Hyun :-Haberin var sanıyordum.
Yong Hwa :-Neyi?
Dong Hyun :-Işıl, biraz hastaymış.Derse katılamayacakmış.Geçen gün ki yağmur maceranızdan olsa gerek.
Yong Hwa :-Benim hemen yanına gitmem gerek.Dedi ve tam üzerinde ki beyaz önlüğü çıkarıyordu ki Dong Hyun kendisini durdurdu.
Dong Hyun :-Bence ders notlarını alıp gidersen,Işıl daha memnun kalır.En azından bir işe yaramış olursun onun için.
Yong Hwa :-Haklısın.En güzeli öyle yapmak olacak.
Birden önlerinden,Woo Bin geçti. Onlara doğru kaçamak bakışlarla bakıp,kaçarcasına gitti.Yediği dayaktan,yüzü gözü dağılmış durumdaydı.Yong Hwa ve Dong Hyun dik dik baktılar ona.Göz dağı veriyorlardı bir nevi.
Dong Hyun :-Fena benzetmişsin.Surata bak.
Yong Hwa :-Doğru duran insana hiç bir şey olmaz.Oysa ben onu çok uyardım.
Dong Hyun :-Sence duracak mı?
Yong Hwa :-Aynaya bakarsa,görür durmazsa başına daha neler gelebileceğini.
Dong Hyun güldü birden.O anda ders aldıkları doktor geldi.İkiside toparlanıp,peşinden gittiler.
Işıl ise hasta yatağında, daha doğrusu kanepenin üzerinde burnunu çeke çeke oturmuş,televizyon izliyordu.Eun Sun evde yoktu,yalnızdı.Birden kapı çaldı.Ağır ağır kalkıp,kapıyı açtı.
Yong Hwa :-Merhaba!Dedi elinde torbalarla.
Işıl :-Yong! Sen burada?
Yong Hwa :-Hastalanmışsın.Okula da gelmedin.Dedi ve içeri girip,mutfağa ilerledi.Işıl 'da kapıyı kapatıp,peşinden gitti.
Işıl :-Evet,biraz üşütmüşüm.Sen,ne yapıyorsun? Dedi poşetlerin içindekileri boşaltan Yong Hwa 'ya.
Yong Hwa :-Sana şifalı çay yapacağım. Annem, ben hasta olduğum zaman,bu çaydan yapar ve ben hemen ayaklanırım.Eminim,sende hemen iyileşeceksin.
Işıl :-Emin misin Yong?
Yong Hwa :-Çok eminim.Haydi bakalım. Şimdi yerine git ve yat.
Işıl :-Ama...
Yong Hwa :-Ama filân yok. Dedi ve arkasını döndürüp,mutfaktan çıkardı onu.
Mutfaktan,müzik sesleri yükseliyordu. Ama Jung Yong Hwa 'dan.Şarkı söyleye söyleye yapıyordu çayını.Ocağın diğer gözünde de çorba kaynıyordu.
Işıl hem güzel yemek kokuları,hem de güzel bir ses eşliğinde hasta yatağında yatıyordu. Bir ara hapşurdu.Burnunu sildi.
Işıl :-Sen bi dur burnum ya!
Yong Hwa içeri girdi :-İyi üşütmüşsün.Anlaşıldı.Seni yağmurun altında fazla durdurmamak gerek.Dedi ve elinde ki bitki çayını Işıl 'a verdi.
Işıl, çayı kokladı önce.Sonra rengine baktı.
Işıl :-Küçük bey,beni öldürmenin başka yolları da var.
Yong Hwa :-İçsene!Dedi kızarak.
Işıl, bir yudum aldı çaydan.Gülümsedi.Bu da beğendiğine işaretti.
Işıl :-Hımm.Güzel olmuş.Yong Hwa, sen bu işi biliyorsun galiba.
Yong Hwa :-Ne sandın?İçine sevgimi koydum.
Işıl :-Bu ara rolleri tamamen değiştik.Sen mi dadısın,ben mi bilemedim.
Yong Hwa güldü :-Hâlâ dadım olduğunu kabul ediyorsun yani.
Işıl :-Bence dadıya ihtiyacın yok artık.
Yong Hwa :-Sen benden iyi mi bileceksin?İhtiyacım var elbette.
Işıl :-Bayan Mi Ja ile aranız düzeldiğine göre,bana gerek yok.
Yong Hwa :-Annem iş seyehatinde.Kim yapacak şahsi işlerimi?Annem mi?
Işıl :-Doğruya,seninle lâf yarıştırılmayacağını unutmuşum.
Yong Hwa :-Asıl sen,seni tekrar eve getireceğimi unutma.
Yong Hwa, meydan okuyordu Işıl 'a.İnatçı olması bir işe yarayacaktı sonunda.Ama Işıl 'da onun kadar inatçı idi.
Işıl :-Neden bu kadar ısrar ediyorsun Jung Yong Hwa?
Yong Hwa :-Sen neden dönmemekte bu kadar ısrar ediyorsun? Biliyorum. O gün,sarf ettiğim sözler değil mi sebebi?Bana karşı, kalbin hâlâ kırık.Özür dilemem,değişmiş olmam ya da Woo Bin'e karşı yanında olmam,beni affetmen için yetmiyor.Ama önemli değil zaten. Hiç birini beni affet diye yapmadım.
Işıl :-Benim için, ne kadar değerli olduğunu bilemezsin Jung Yong Hwa. Ama benim hakkımda o şekilde düşünmen,beni düşündüğünden fazla yaraladı.Türklerde bir söz vardır.Dil yarası,kılıç yarasından acıdır diye.Üç kere hastahanelik oldum ama hiç biri,söylediklerin kadar acıtmadı.
Yong Hwa :-Sadece kızgınlıkla söyledim onları. Düşüncemle, uzaktan yakından bir ilgisi yok.Ama bunu anlamayacaksın biliyorum.Yanında olmamın sebebi vicdanım değil,bunu da bil.Eve geri dönmeni istemin nedenine gelince,sana gerçekten ihtiyacım olması.Neyse.Ben artık gideyim.Dedi ve mutfak sandalyesinin üzerinde ki montunu alıp çıktı.
Işıl :-Yong, dur!Dediyse de Jung Yong Hwa gitmişti bile.
Tek sebebi,duyduğu sözler değildi ki Işıl 'ın.Yong Hwa 'ya karşı beslediği duygular da o eve geri dönmesini engelliyordu. Uzak kalmalıydı her ne kadar uzak kalamasada.
Yong Hwa ise ümidi azalmış olarak eve döndü.
Bayan Mi Ja:-Jung Yong Hwa, bir şey mi oldu oğlum? Bu suratın ne böyle?
Yong Hwa :-Yok bir şey anneciğim.Sadece biraz...
Bazı sırları,herkesten iyi saklayabilir insan.Ama anneden hiç biri saklanamaz.Bir şekilde ya açık veririz ya da annemiz yüzümüzden her şeyi okur.Gerçekten bunu nasıl beceriyorlar?Allah vergisi bir yetenek olsa gerek. Belki de anne ile evlât arasında ki o mâlum bağ.Her ne kadar,birbirlerine uzakta kalsalar,Jung Yong Hwa 'yı,gayet iyi okuyabiliyordu Bayan Mi Ja.
Bayan Mi Ja:-Sorun Işıl değil mi?
Yong Hwa :-Nereden bildin?
Bayan Mi Ja, o klasik cümleyi kurdu:-Anneler,her şeyi bilir.
Yong Hwa :-Eve dönemem deyip duruyor.Neymiş efendim,benim bir dadıya ihtiyacım yokmuş.
Bayan Mi Ja:-Işıl haklı.Ama senin ve Işıl 'ın, ihtiyaçtan kastınız ne demek, onu anlayabiliyorum.İki farklı düşünce.
Yong Hwa :-Kırılmış.
Bayan Mi Ja:-Tamir et o zaman.
Yong Hwa :-Ama çok fazla kırılmış.
Bayan Mi Ja :-Daha çok çalış tamir etmek için o zaman.
Yong Hwa, annesine baktı. Anlamıştı ne demek istediğini.Gülümsedi.
Yong Hwa :-Teşekkürler,canım annem.Dedi ve yanağından öptü Bayan Mi Ja 'nın.Koşar adımlarla odasına çıktı.
Bayan Mi Ja mutlulukla baktı oğlunun arkasından.Yong Hwa 'nın bir kez gülümsemesi dünyalara eşti onun için.
Bayan Mi Ja:-Teşekkürler Işıl. Teşekkürler.
Gece olmuştu. Yong Hwa, odasının penceresinden dışarı bakıyordu.Sonra kendi yansımasına baktı.
Yong Hwa :-Haydi bakalım küçük bey Jung Yong Hwa. Göster şu gücünü.So Eul,sen benimsin.Ben de So Eul'un.Aksi bir şey asla olmayacak.
Evden çıkmak üzereydi. Bayan Mi Ja ile karşılaştı birden.
Bayan Mi Ja :-Gidiyor musun?
Yong Hwa :-Evet. Bezdirme çalışmaları başlamak üzere.
Bayan Mi Ja gülümsedi:-Kolay gelsin o zaman.
Işıl ve Eun Sun ise oturmuş konuşuyorlardı.
Eun Sun :-Çorba çok güzel olmuştu. Gerçekten o mu yaptı?
Işıl :-Evet. Hem de benim için.
Eun Sun :-Bu çocuğun içinde usta bur aşçı gizli.Seninle neden bu denli çok ilgileniyor,inan merak ediyorum. Yoksa, sana aşık filân mı?Işıl, bunu hiç merak etmiyor musun?
Işıl:-Neden olacak,vicdanını rahatlatmak için.Âlâkası yok desede sebebi bu.Onun yüzünden evden ayrıldığım için, eve geri dönmemi istiyor.
Eun Sun :-Bana sebebi benim söylediğim şeymiş gibi geliyor.
Işıl güldü :-Yapma.Yong Hwa,bana aşık mı olacak?Gülünecek şey.
Eun Sun :-Sen ona aşıksın ama.Hem de sorumsuz,düşüncesiz,egoist derken,kalbini ona teslim ettin bilmeden.Aynı şey Yong Hwa için de geçerli.
Işıl :-Saçma.Benim ona aşık olduğuma gelince,gerçekten nasıl oldu bilmiyorum.
Eun Sun :-Ben de ondan bahsediyorum dadı hanım.Ya da Yong Hwa 'nın deyimi ile küçük dadı.
Işıl :-Neyse kapatalım bu konuyu.Dedi ve pencereye yaklaştı. Birden dışarıda duran arabayı gördü.Arabaya yaslanmış duran Jung Yong Hwa 'yı da.
Işıl :-Yong!
Eun Sun :-Onu diyorum işte.
Işıl :-Hayır, Yong Hwa burada.
Eun Sun :-Ne? Dedi ve yanına geldi ve baktı.Yong Hwa,fark etmişti onu.El salladı gülümseyerek.
Işıl,telefonu eline aldı ve Yong Hwa 'yı aradı.
Yong Hwa :-Alo!
Işıl :-Yong Hwa, yine neden buradasın?
Yong Hwa :-Seni almaya geldim So Eul.
Işıl :-O ne demek?
Yong Hwa :-Seni eve götüreceğim demek.
Işıl :-Lütfen evine git ve uyu.
Yong Hwa :-Benimle gelene kadar buradayım.Dedi ve telefonu yüzüne kapattı Işıl 'ın.
Işıl :-Kapattı! Dedi şaşkınlıkla.
Eun Sun güldü :-Bu çocuk seni almadan gitmez bak gör.
Işıl :-Dışarıda uyumak istiyorsa,kendisi bilir.Dedi ve odasına doğru gitti.
Eun Sun :-Kesin aşık. Kesin.
Işıl :-Çok konuşmada odana git yat.O pencerenin önünden de çekil.
Gecenin bir yarısı olmuştu ama Yong Hwa, hâlâ evin önündeydi.Işıl, perdeyi yavaşça araladı ve baktı. Sonra döndü yatağına ve oturdu.Telefonunu aldı eline.
Arabanın içinde oturan Yong Hwa 'ya mesaj geldi birden.
Işıl :-Lütfen,kapının önünde beklemeyi bırak.Seni gören insanlar,bizim hakkımızda yanlış şeyler düşünecekler sonra.
Yong Hwa, bu mesaja cevap yazdı.Gülümsedi,ve telefonunu kapattı.
Yong Hwa :-Hiç kimse umurumda değil.Yazıyordu mesajda.
Işıl celâllendi birden:-Ne?Bak sen şuna.Dedi ve aramaya başladı Yong Hwa 'yı.Fakat telefonu kapalıydı.Ulaşamıyordu kendisine.
Işıl :-Telefonu da kapatmış!Dönmeyeceğim işte.Dö-me-ye-ce-ğim.Hıh!Dedi ve yorganı başına çekip yattı.
Nihayet sabah olmuştu.Işıl araladı gözlerini. Yong Hwa 'yı düşünürken,hastalığın da vermiş olduğu yorgunluk ile uyuya kalmıştı.Aklına geldi Yong 'un kapının önünde beklediği ve birden yataktan fırlayıp,cama koştu.Araba yoktu.
Işıl :-Sanırım gitmiş.Dedi ve Eun Sun 'a baktı. Hâlâ uyuyordu.Üzerini giyindi ve mutfağa gitti. Biricik ev arkadaşı için kahvaltı hazırlamaya başladı.Fakat evde ekmek olmadığını fark etti ve cüzdanını aldı.Üzerine kapşonunu giyindi.Ayakkabılarını da giyinip,kapıyı açtı.Birden,adımını attı dışarı ve o adımı atması ile yere düşmesi bir oldu.
Işıl :-Ahh!Dedi ve doğruldu düştüğü yerden.Ayağının takıldığı şeye baktı.
Yong Hwa :-Ne kadar sakar bir kızsın!Dedi gülerek.
Evet bu,yani Işıl 'ın ayağının takıldığı şey Jung Yong Hwa idi.Kapının eşiğine oturmuş,ayaklarını da uzatmıştı.Işıl 'ın hâline gülüyordu.
Işıl :-Ayy çok komik!Sen ne yapıyorsun orada acaba?
Yong Hwa :-Oturuyorum.İnsan kapıdan çıkarken önüne bakar.
Işıl :-Hem suçlu,hem güçlü.Bütün gece burada mı uyudun sen?Dedi ve ayağa kalktı.
Yong Hwa :-Evet.
Işıl :-Sana eve gitmeni söylemiştim.
Yong Hwa :-Evden ayrıldım.Gidecek yerim yok.Annem evden kovdu beni.
Işıl :-Kim bilir yine ne yapmışsındır.
Yong Hwa :-Sen nereye?
Işıl :-Markete.
Yong Hwa :-Bana da bir şeyler alsana,çok acıktım.
Işıl :-Evine git,annenden özür dile ve kahvaltını yap.Haydi canım.
Yong Hwa :-Çok kötüsün.
Işıl, üzererini çırparak merdivenlerden inmeye başladı.
Yong Hwa :- So Eul. Diye arkasından seslendi.
Işıl :-Ne var?
Yong Hwa :-Çok komik düştün ama.Dedi kahkahalarla.
Işıl, ayağından ayakkabısını çıkarıp,Jung Yong Hwa 'ya fırlattı.Yong Hwa ise kendisine fırlatılan ayakkabıya rağmen hâlâ gülüyordu.
Işıl:-Gönder ayakkabımı.
Işıl, markete gitmişti.Raflara bakıyordu tek tek.Ekmeği almış,makarna ve ramen reonuna gelmişti.
Işıl :-Makarna mı alsam acaba.Yoksa ramen mi?Bu ara hiç ramen yemedik.Makarna böreği mi yapsam acaba?
Birden arkasından bir ses duyuldu.Kulağına doğru eğilmiş,fısıldıyarak gelen bir ses.
:-Bence, ramen al.
Işıl, sıçradı ve arkasına döndü. Yong Hwa idi bu sesin sahibi.
Işıl :-Sen burada...Dedi kızmalı bir ses tonu ile.
Yong Hwa :-Ramen al,ramen.Yemeği çok güzel olur.
Işıl :-Neden peşimdesiniz küçük bey?
Yong Hwa :-Belki,her an kararını değiştirir,eve dönersin diye hazır bulunuyorum.
Işıl :-Bu konuyu hâlketmedik mi?
Yong Hwa :-Evet hâllettik.Ben eve dönmene karar verdim.Sende dönmeye.
Işıl, bir tane ramen paketi aldı eline:-Allah Allah kim demiş?
Yong Hwa :-Ben.Dedi gülümseyerek. Işıl, elinde ki paketi Yong 'a çarptı.
Işıl :-Çok beklersin.Dedi ve ilerledi.
Yong Hwa :-Nasılsa döneceğin için,beklerim.Geç ya da erken.
Işıl,arkasını döndü Yong Hwa 'ya karşı "uf"ladı ve kasaya doğru gitti.
Kasaya gelmişti ve elindekileri verecekti ama birden Yong Hwa, önüne geçti. Yine Işıl 'ı kızdırmak üzereydi.
Yong Hwa :-Pardon!
Işıl :-Ama sıra benimdi.
Yong Hwa :-Elimde sadece bir paket ramen var.Seninkiler ise çok fazla.Bu nedenle sıra,benim.
Işıl :-Sabrımı zorluyorsun ama.
Yong Hwa :-Zorlamayı severim.
Işıl :-Hey Allahım.İyi ödede de çıkayım bir an önce.
Yong Hwa, rameni geçirdi kasadan ama birden durdu.
Yong Hwa :-Afedersiniz,bir şey almayı unuttum da.Sizi biraz bekleteceğim.Hemen alıp geliyorum ama.Dedi ve gitti.Işıl, arkasından bakıyordu şaşkınlıkla.
Yong Hwa ise,gittiği çikolata reonunun önünde şarkı mırıldanarak,bir şeyler arıyordu.Rafı boylu boyunca gezindikten sonra,birden karşısında Işıl 'ı gördü.
Işıl :-Ne arıyorsun yarım saattir?
Yong Hwa :-Çikolata.
Işıl :-Kasada seni bekliyoruz her hâlde.Dedi bağırarak.
Yong Hwa:-Favorim olan çikolatayı bulamadım bir türlü.Hah!Buldum.Canın çektiyse,sanada alayım bir tane.Yer miyiz?Dedi iki çikolata paketi alıp eline.
Işıl :-Yürü artık yürü.Sabahın köründe seninle uğraşıyorum markette.Dedi dişlerini sıkarak ve Yong Hwa 'yı iteleyerek kasaya götürdü.
Sonunda bir işkenceye dönen alışveriş bitmişti.Işıl önden,Yong Hwa arkadan geliyorlardı eve doğru.
Yong Hwa :-Hasta hasta alışverişe neden çıktın?Diye seslendi arkasından.
Işıl :-Aç karnına yeme o çikolatayı.Karnın ağrıyacak.
Yong Hwa :-Bir şey olmaz bana.
Işıl :-Gece,kuru yerde yatmışsın.Hasta olacaksın.Dedi ve poşetleri daha bir kuvvetli taşımaya başladı.
Yong Hwa :-Beni düşünüyor musun?
Işıl :-Sadece,hasta olmanı istemiyorum.
Yong Hwa :-Yani beni dünüyorsun.
Işıl :-İyi tamam düşünüyorum.
Yong Hwa :-Beni hep düşünüyorsun yani.Dedi imâ ile.
Işıl :-Lâfımı çarpıtma.
Yong Hwa :-Biliyorum zaten senin gibi taş kalpli bir kızın beni düşünmeyeceğini.Açım diyorum anlamıyorsun.
Işıl:-İki tane çikolata yedin.Bir de kahvaltı mı yapacaksın?
Yong Hwa:-Nerede senin Türk misafir perverliğin?Boşver.Ben de Dong Hyun 'un evine gider,ramenimi pişirir yerim.Dedi ve gitti.
Işıl, gülümseyerek baktı arkasından.Aslında,kendisi ile ilgilenmesi hoşuna gidiyordu. İlgilenme nedenini yanlış bilsede.Her şey bir yana Yong Hwa, Işıl'ı geri getirmek için çok fazla şey yapacaktı.Hem de çok fazla şey.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KÜÇÜK DADIM
FanfictionKORE DRAMASI TADINDA Haylaz mı haylaz Koreli bir gencin,Türk bir dadı ile imtihanı. "Her erkeğin içinde bir çocuk vardır.Her kadının içinde de bir anne. İşte bu yüzden kadınlar erkekleri ilelebet taşıyabilirler."