Sınava gitmek için hazırdılar. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyordu Zülal. Onlara sinirli olsada ona karşı yaptıkları, korumaları ve evlerine almalarının karşılığı olarak bu oyuna devam ediyordu.
Can sınava girerken çok heyecanlıydı. Bu onun son şansıydı. Annesi ile kardeşinin daha iyi bir hayat yaşaması için sınavı kazanıp şehirde yeni bir hayat kurmaliydi.
Bahçede beklerken Ahmet yanlarına geldi. Zülal amcasından gelecek haberi bekliyordu.
"Zülal amcanı aradım"
"Ne dedi peki"
"Şey şu an yurt dışında olduğunu ilk biletle geleceğini söyledi. Bir kaç gün daha burada kalmak zorundasın yani"
"Ama... Neyse tamam... Yanlız Ahmet abi benim burada olduğumu söyleme lütfen... Eğer öğrenirlerse buraya gelip ya hesap sorarlar ya da bir sürü soruyla başınızı derde sokarlar... "
"Merak etme senin nerede olduğunu söylemem. Çok merak ederlerse de bu kasabadan çok uzakta bir yeri söylerim"
"Her şey için çok sağol "
Ahmet abi Zülal'in omzuna dokunup gitti. Dilek ile Haluk ise yanlarında sessizce onları dinlemişti. Haluk kendini kötü hissediyordu.
Sınav bittiğinde Can koşarak yanlarına geldi. Yüzünde kocaman bir tebessüm vardı. Haluk ile Dilek onu görünce moralleri yerine gelmişti. Zülal ise görmediği için konuşmalarını bekliyordu. Can, Zülal'in saçını eliyle karıştırıp güldü.
"Hepsi senin sayende Melek. Senin çözdüğün soruların neredeyse aynısı çıktı. "
"İyi ki sordun bana... Nasıldı sınav"
"Benim için çok kolaydı. Geometri sorularindan 2 tanesi hariç hepsini yaptım. Matematik de en fazla 6 yanlış falan çıkar"
"Gayet iyi yapmışsın"
"Evet öyle hepsi senin ve Haluk'un sayesinde... O zaman bi piknik yapsak mi"
"Bugün senin günün oğlum benim... Yaparız tabi"
Piknik için her şeyi hazırladıktan sonra gölün oraya gittiler. Zülal, Goncayi da çağırmıştı. Bir şeyler yedikten sonra Gonca ile Zülal dolaşmaya çıktılar. Haluk, Can'a gitmemesi gerektiğini söyleyince onları yalnız bıraktı.
"Melek benimle ne konuşacaktın? Çok uzaklaştık da merak ettim"
"Gonca her şey için çok teşekkür ederim"
Zülal ona sarılıp bekledi. Kısa zamanda ona bu kadar çok alışması Zülal için iyi olmamıştı. Özleyecekti onu ve diğerlerini...
"Neden teşekkür ediyorsun ve neden aniden sarıldın bana anlamıyorum? Bir şey mi oldu?"
"Numara yapmana gerek yok. Hafızam yerine geldi"
"Ne! Diğerlerinin haberi var mı?"
"Sessiz ol! Can hariç herkes biliyor. Can için bu oyuna devam ediyorum. Yakında gideceğim ve seninle vedalaşmak istedim"
"Ben... Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim... Yani senden ayrılmak istemiyorum ama ailenin yanına gideceksin..."
"Gonca çok iyi birisin asla değişme tamam mı? Umarım tekrar karşılaşırız"
"Merak etme seni o kadar çabuk bırakmam... Peki Haluk nasıl yani..."
"Biraz fazla tepki gösterdim sanırım... Haluk ve annem yani Dilek Hanım uzgunler ama böyle olması gerekiyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLEĞİM MELEĞİM HER ŞEYİM SENSİN
Teen FictionYaşadığı kaza onu sonsuz karanlığa sürüklemişti. Kimsesiz, yapayalnız ve korkmuştu. Hiç kimseyi hatırlamıyordu, hatırlasada görmedikten sonra onlar olup olmadığını nasıl anlayacaktı...