Parşömenlerde yazanlara göre ilk metal alev cevheriydi orkların yurdu olan Arther'inde batısında bir yanardağda bulunuyordu. Her bir cevheri bir lav kertenkelesi sürüsü koruyordu bu yaratıkları şimdiki zamanda gören yoktu eski zamandaki kolcuların yazdıklarından çok tehlikeli yaratıklar olduğunu biliyordu. Aslında oraya gitmek bile başlı başına olaydı Arther'in yakınları çok kalabalık ork lejyonlarıyla dolu olurdu.Bunu bildiği için atını ve kartalını kampına bırakıp öyle yola çıktı çünkü bunu başarması için kesinlikle farkedilmemesi gerekiyordu.
Yaya olarak yol uzun sürecekti elinden geldiğince hızlı gitmeye çalışıyordu ama bir yerden sonra sadece geceleri yol alıyordu haftalar geçtikten sonra birgün ufukta zirvesi kor alev şeklinde yanan bir dağ gördü bu noktaya gelene kadar orkların sayısının azalmasının sebebi bu olmalıydı.
Dağa yaklaştıkça sıcaklık dayanılmaz oldu yaratıkları gizlendiği yerden inceleme fırsatı buldu yaklaşık bir metrelik, kalın, dikenli ve kırmızı derili yaratıklardı. Neden tehlikeli olduklarını pek anlayamadı yazanlara göre bir sürü on sekiz - yirmi kadar oluyordu hepsini öldürmesi gerekiyordu alev cevherini alması için bulunduğu yerden en uzağa dağılmış olanları okla avlayacaktı ama derilerinde zayıf bir nokta aradi bundan önce. Muhtemelen oklar derilerini geçemeyecekti, enselerinin daha yumuşak olduğunu gözlemledi saklandığı yerden ilk önce en uzaktakini vurdu yaratık olduğu yere çakıldı diğer bir tanesi ölenin yanına geldi onunda kaderi aynı oldu bu şekilde en uzaktakileri oklayarak ilerledi. Ondördüncüye oku attığı sırada diğeri tarafından farkedildi Jean, yaratık ona döndüğü gibi üzerine doğru lav tükürdü refleks olarak kaçtı Jean ve neden çok tehlikeli olduklarını anladı hepsiyle savaşmadan önce bu yaratıkları çözmesi gerekiyordu tekrar kendini gösterdi ve yaratık bir daha tükürdü Jean tekrar saklanıp çıktı ama bu sefer yaratık tüküremedi buda demektirki bunu sadece iki kere yapabiliyorlardı bunu üzerine koşan yaratığa hızlı bir şekilde tepeden darbe indirdi yaratığın başı ortadan ikiye yarıldı kursağındaki keseyi farketti Jean demekki tükürdüğü lav bu kesede duruyordu. Yoluna devam etti akan bir lav şelalesinden iki tanesinin daha çıktığını gördü bu yaratıklar lavın içinde bile yaşıyabiliyorlardı dayanılmaz bir sıcak vardı burada savaşmak çok zor olacaktı. Yaratıklara arkadan yaklaştı birine öldürdükten sonra diğeri ona dönüp zıplayarak aniden kuyruğuyla bir darbe vurdu Jean acıdan haykırdı boynunu sıyırmasına rağmen dört parmak kadar bir yeri dağlamıştı.
Sesi duyan son üç taneside mağara ağzı gibi bir yerden çıkıp geldi durum kötü gibi görünsede Jean öfkelenmişti onların saldırmasını beklemeden o saldırdı tüküren iki tanesinden eğilip ve yuvarlanarak kaçtı durduğunda yaratığın önüne kadar gelmişti. Karşısındakinin başını gövdesinden ayırdı arkasını dönüp diğerinin ensesine kılıcı kazık saplar gibi sapladı yandaki bir kayadan üzerine atlıyan birtanesinden kurtulmak için eğilirken hançerini çekip karnını yardı son kalan mağaraya doğru kaçarken Jean'de peşine koştu içeri giremeden yaratığa yetişti gövdesine kılıcı saplayıp hançeriyle boynunu kesti.
Temkinli bir şekilde mağara ağzından içeri adımını attı ilk gördüğü içinde sanki alev yanıyormuş gibi görünen insan başından biraz daha küçük olan cevherdi dokunduğunda elini yakmasada sıcak olduğunu farketti hemen alıp yola koyuldu sırada sert demir cevheri vardı bu bölgeden kuzeye çıkıp büyük kanyonu bulması gerekiyordu.
Yaklaşık iki haftada bu bölgeye yolculuk yaptı Jean burada karşılaşacağı yaratıklara karşı silahlarının işe yaramayacağını biliyordu çünkü burdaki cevheri koruyan yaratıklar dört metre boylarında kaya devleriydi. Bedenleri sarp kayadan oluşuyordu üç yada dört kişilik gruplarla yaşayıp
ve kanyonun bazı noktalarında bulundukları yazıyordu parşömenlerde. Kalanını kendi öğrenmek zorunda kalacaktı Jean saatlerce kanyonda devleri aradı ama bulamadı çok sıkıldıği zaman biryerde oturup yerden aldığı taşı karşısı da bulunan yamaca fırlattı. Birkaç saniye sonra yamaçta hareketlenmeler oluştu biraz zaman aldı ama yaratıklar yerlerinden doğruldular dinlenirlerken kayalarda kamufle olup hiç belli olmuyorlardı demekki, ama sorun bu değildi şimdi karşısındaki üç deve ne yapacağını düşündü Jean. Kalktıkları yerde cevheri gördü alıp kaçmayı düşündü ama taşa çakılmış gibi görünüyordu çıkarmak için zaman gerekliydi devler üzerine yavaş yavaş gelmeye başladı hantal olduklarını bir kenara yazdı Jean, bu yaratıklara yapabileceği tek birşey vardı bu yüzden yüksek bir noktaya tırmandı devler yavaş ama kararlı adımlarla onu takip ediyordu çıktığı tepede etrafını kuşattılar iyice yaklaştıklarında biri gerilerek ağır bir yumruk salladı beklediği şeyde buydu hemen eğilip devin bacakları arasından kaçtı yumruk diğer devin başına isabet etti birinin eli diğerinin başı parçalandı. Şimdi iki tane kalmıştı hızla dahada yukarı tırmandı zirvede bulunan yuvarlak bir kayayı aşağı doğru yuvarlamayı planlıyordu ama bir kaldıraça ihtiyacı vardı etrafta kırılmış kalın bir ağaç dalı buldu muhtemelen devler kırmış olmalıydı kayayı kastırarak aşağı yuvarlamak için bütün gücünü harcadı ama işe yaradı yuvarlanan kaya önündeki devle birlikte aşağı düşüp parçalandı. Eli parçalanmış olan dev hala onu takip ediyordu son hamlesi çok tehlikeli olacaktı bir uçurumun kenarına gitti genç kolcu tam kenarında devin gelmesini bekledi. Yaratık üzerine doğru toslar gibi geldi Jean kaçındı ama dev aşağı düşmeden durabildi şimdi yer değiştirmişlerdi uçurumun kenarında olan devdi Jean yaratığın önünde eğilip boyutlarını küçülterek beklediği hamleyi yapmasını umdu ve istediği oldu dev onu ayağıyla ezmek için tek ayağını yukarı doğru kaldırdı şimdi tek ayağı üzerindeydi Jean bir çırpıda devin omuzlarına çıkıp geri dogru sıçrayarak iki ayağıyla birlikte tekme atıp onu uçurumdan aşağı düşürdü kendisininde sırtında ve bacaklarında ezikler oldu ama çok ciddi birşey değildi. Hemen cevheri almak için koştu taşa gömülü halde bulunan cevheri ordan çıkarması neredeyse iki saatini aldı ama başardı sırada son cevher vardı ve bunu bulabileceği yer haricinde herhangi bir bilgi yazmıyordu parşömenlerde, içinden bir ses bunun en zoru olacağını söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLCU
FantastikFANTASTİK içinde #54 Kırılan kemikler, çarpışan kılıçlar, savaş naraları ve can çekişen insanların seslerinden oluşan dehşetengiz bir ses furyasından bile duyulabiliyordu askerlerin ismini haykırdığını,insanları orklara karşı asırlar boyunca süre...