BEFORE (Justin Bieber FanFiction)

BEFORE

1.BÖLÜM

Kardeşimin aşağıda bağırma sesiyle uyandım. Gözlerimi ovuşturup, yataktan kalkmak için yorganı itekledim.Banyoya ilerledim. Aynada, dün ödev yapmaktan yorulmuş, sadece uykuya ihtiyacı olan bir Jane görüyordum. Ne olurdu kardeşim şu lanet çenesini azıcık daha kapalı tutsa...!

Size kendimi tanıtayım.Ben Jane Carlson. 16 yaşındayım. 1 hafta sonra 17 olacağım. Sönük bal rengi gözlerim, açık kumral saçlarım var. Orta boyluyum. CARLSON İNŞAAT' ın sahibiyiz. 13 yaşında ergen bir erkek kardeşim var. Steve Carlson. Benim aksime mavi gözleri ve uzun kahverengi saçları var. Babama benzemiş sanırım. Beni de anneme benzetirler.

Maalesef annemi Steve'i doğururken kaybettik. Annemi kaybettiğimizde ben 3 yaşındaydım. Onu az çok hatırlıyorum. Ama fotoğraflarda ona benzediğimi görebiliyordum.

California eyaletine doğmama rağmen annemi kaybettiğimizden beri San Diego'da yaşıyoruz. Normal olarak buranın en iyi lisesi olan LSI San Diego Lisesi'ne gidiyorum. Henüz 16 yaşımda olduğum için bir arabam yok.Ama babam 17 yaşıma girdiğimde alabileceğini söyledi. Şimdilik servisle gidip geliyorum.

Saate baktığımda servisin gelmesine yarım saat kaldığını gördüm. Saçımı tarayıp yüzümü yıkadım. Gardırobun içinden kısa kollu asker kıyafeti desenli, üstünde siyah kuru kafa olan t-shirt ve siyah pantolon giydim. Siyah dosya ve çantamı aldım. Siyah zımbalı botlarımı giydikten sonra aşağı indim. Kardeşim ve babam kahvaltı ediyorlardı.Babamın yanına gittim ve günaydın öpücüğünü verdim.

''Günaydın güzel kızım''

''Günaydın baba'' Yerime oturmadan önce somurtan kardeşimin saçlarını karıştırıp yerime oturdum.

''Sanada günaydın bücür'' Anında bana dönüp kaşlarını çattı.Birbirlerine bastırılmış dişleri arasından konuştu.

''Ben bücür değilim. JANE.'' Belli ki canını sıkacak bir şeyler vardı.Bir o kadar da gereksiz.

''Yine ne oldu Steve?''

''Ne olacak? Akılsız hizmetçi dün ona söylememe rağmen mavi formamı yıkamamış.''Ne dedim ben size? Milyon tane forması var. Giy birini...

''İnsanlarla böyle konuşmamalısın oğlum.Ayrıca bir sürü forman var. Bir günlük onu giymesen ne olur?'' Ağzımdan aldın baba.

''Hayır. O benim en sevdiğim formam''

''Steve.Hayatta o kadar dert edilecek şey varken bu saçma seyi mi dert edeceksin?'' Omuzlarını silkip yemeğine geri döndü.Bir kaç bir şey daha yiyecektim ki servisin korna sesini duydum.

''Kızım, şoför bıraksın istiyorsan.Her gün her gün kahvaltın yarım kalıyor.'' Şoförün bırakmasını  istemiyordum. Okuldaki çoğu kişinin arabası vardı. Ama ne biliyim, servis daha iyi gibi.Orta yaşlı şoförümüzün hayat dersi muhabbetinden iyidir.

''Gerek yok.Servis daha iyi.'' 

''Yakında araban olduğunda bakalım yine servisi tercih edecek misin?''

''Hiç sanmıyorum'' dedim.Kafamı sallayarak.Sandalyeden kalktım ve somurtan kardeşimi öptüm.

''Bu günlük idare et. Yarın da giyebilirsin.Öyle degil mi?''Omuzlarını silkti.Ergen işte...

Siyah deri ceketimi askılıktan alıp giyindim.Kapıyı açıp çıktım. Köpeğimiz Safari bahçede konuşturuyordu.Beni görünce bana doğru koşmaya başladı ve üstüme atladı.Başını okşadım.

''Söz okuldan gelince seni gezdireceğim.''Havladı ve üstümden indi. Servise bindiğimde şoföre selam verip koltuklardan birine oturdum. Etrafıma bakınırken çaprazımda oturan Amy'yi gördüm. Amy, benden kat kat güzel,kahverengi gözleri, bir o kadar uyumlu kahverengi saçları var. Ama onun burada ne işi vardı ki. Arabası vardı. Ayrıca tapılası sevgilisi Justin, onu okula bırakamazmıydı.İlginç...

Servis Lily'nin evinde durduğunda Lily servise bindi.En iyi arkadaşım o benim. Kardeşim gibi.

''Az önce yanlış mi gördüm yoksa Amy gerçekten burda mı ?'' yanıma oturup bana döndü. İnsan bir meraba der de. Neyse...

''Bende çok şaşırdım.Ne işi var okulun servisinde.''

''Herhalde Justin dün gece sikip atmışdır. Baksana nasıl somurtuyor.''Hakikaten de somurtuyor. Amy'yi hiç sevmem zaten.Çünkü aşık olduğum çocukla çıkıyor.JUSTİN'le...

Bu onu sevmem için bir sebep. Dahası da var. Babası bizim sirkette CEO (kurucu üye) yardımcısı. Ama kendini şirketin sahibi sanıyor. Hey! O şirketin sahibi benim babam.Senin değil! O babasının CEO yardımcısı olmasıyla hava atsın, ben şirket sahibinin kızı olarak mal mal durayım. Ben parayla hava atmıyorum en azından . gibi. İdasına bile varım, babasının kazancının %70'i makyaja gidiyordur. Kız bildiğiniz yürüyen AVON!

''Olabilir. Ama neden arabasıyla gelmemiş ki? '' Alt dudağını büzdü. Konu Amy olunca merakıma yenildim ve önde oturan Bruce'un omuzuna dokundum. Arkasını döndüğünde kulağına eğilerek fısıldadım.

''Amy'nin serviste ne işi var?''

''Dün Justin'le kavga edip ayrılmışlar. Amy,Justin'i Alfredoyla aldatmış. Babası da ona ceza olsun diye arabasını almış.Bilirsin Amy'nin ailesi ve Justin'in ailesi dost. Aileleri onlarla evlilik hayalleri bile kuruyor. Ayrılmalarına ben bile şaşırdım. Hoş birbirlerini sevdiklerinden bile şüpheliyim.''

Ne yani ayrılmışlar mıydı? Arkama yaslandım ve dudağımla oynamaya başladım. Ne yani Justin artık biriyle çıkmıyor muydu? Sevinmiştim. Justin'i  2 yıla yakın süredir seviyordum. Benden 1 yaş büyük.Lise sonda. Okula erken başladığım için aynı sınıftayız.

Lily beni dürtüğünde ona döndüm. Merakla bana bakıyordu.

''Ne olmuş?''

''Ayrılmışlar!''

''NE? Ayrılmışlar mı? Hadi gene iyisin.''

''Sanki Justin de 'Amy'den ayrıldım. Jane beni bekliyor.' diyecek.''

''Kim bilir?''

''Umut vermeyi kes. O bizim gibilere bakmaz.'' Okula gelene kadar sessizdik.Okula geldiğimizde servisten indiğimde arabasına yaşlanmış telefonuyla uğraşıyordu.Tanrım! Çok yakışıklıydı! Servise doğru baktığında göz göze geldik.Ama uzun sürmedi. Arkamızdan Amy indiğinde ona baktı. Mal mısın kızım sen? Niye sana baksın? Lily yanıma geldiğinde okul girişine doğru ilerledik. Merakıma yenilerek arkamı döndüm.Amy, Justin'e yalvarıyordu.Etekleri tutuştu tabii. Derse yetişecek olmasam bu sahneyi kaçırmazdım.

Merhabaa Watpadd'daki yeni hikayeme 'Merhaba' deyin. Bu hikâyenin pek azı okulda geçecek. Öbürleri gibi değil yani.Neyse

Sizi çok seven:

E•E ♥