Olmadıgım birine dönüşüyordum, kafatasımda ki sesler git gide artıyor. Sabah uyandıgımda " günaydın " diye seslenen bir ses !. Olamaz bu, ben çocukluğumun en güzel çaglarından beri yurtta kalıyorum. Çabucak attım kendimi odamdan üstümde gri uzun bir t-shirt altımda İse paçaları yere değecek kadar uzun gri bir eşofman. Hızlı adımlarla banyoya gittim yüzümü defalarca yıkadım, sonrasında aynaya bakmaya başladım. Gülen bir surat! Hayır ben bu değilim yani gülmüyorum nasıl olur.! kendimi o anın korkusuyla geriye attım, soğuk mermere düştüm nefeslerim hızlanıyor terlemeye başlamıştım. Kafamı yavaş yavaş yukarı kaldırıyordum sonra bir ses. " Şu hale bak kendinden korkuyorsun zavallısın sen ' kendime gelememiştim ayaklarım titriyordu. Ellerimle lavabonun mermerinden destek aldım ve o surata yakınlaştım. Bana peki simdi ne olacak ? Dedi. Korkuyorum çok korkuyorum. Sesim titreyerek "nasıl yani" dedim. Sinirli bir sesle zavallısın dedi arkamdan bir yumruk indi enseme afalladım. Hemen yandaki duşa girdim kapıları kitliyip soğuk suyun altında kıyafetlerimle ıslanıyordum. Bacaklarımı karnıma kadar çektim kafamı gömdüm. Aglıyordum ne oluyor ne bitiyor delirdim kesin delirdim. Sonra o kadın sesi saçlarımın okşayarak beni sevdiğini söyledi. İşte o an anladım 20 yaşına kadar saçlarımı sevmeyen ailemin eseriydi. O an Değiştim, ve bir ikizim yaratıldı. Benimle beraber yürüyor geziyor sohbet ediyor. Ne yapmam gerektiğini söylüyor sorgulayamıyorum dediklerini. Yapıyorum git gide yalnız bir insan olmuştum. 35 metre kare odamda sadece ikimiz, yada sadece benmiyim?.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz
FantasyKendi içinde bölünen bir beden. Aynanın büyüsüne kapılmış genç bir adam. Gerçek olaylardır.