Gözlerini yavaşça aralamaya çalışırken, yumuşak bir yere yatırıldığını, tanıdığı herkesin odanın içinde bir şeyler konuşup, üzgünce kendilerine baktığını farketti, Fatoş başucunda alnına soğuk bir şeyler koyuyordu.Selim üzerine doğru eğilerek,
-tatlım doktor çağırdık, kıpırdamaya çalışma, birazdan gelir,
Panikle "doktor istemiyorum" demek için yataktan fırlayınca bulanan midesini bastırmak için defalarca yutkunmak ve yatağa geri yatmak zorunda kaldı.
-midem bulanıyor, her şeyi berbat ettim, nişanınız mahvoldu benim yüzümden...
Hem ağlıyor, hem Gülsima'nın son anda yetiştirdiği leğene kusuyordu...
-birtanem ne oldu sana böyle?
-nişanımız umrumda mı sence Simirna? Seni öyle yere yapışırken görünce aklım uçtu yerinden...
-tatlım dur da üstünü temizleyelim, beyler dışarı!
Gülsima, Fatoş ve Nurten anne, hala başı dönen Simirna'yı yavaşça kaldırıp, temizleyip, pijama giydirdiler.
Nurten anne biraz düşünceli Simirna'nın yanına oturdu,
-sana bir şey soracağım kızım? En son ne zaman adet oldun?
Odaya bomba gibi düşen sessizlik içinde dört kadında bir anda şok içinde kaldılar.
Gülsima ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı,
-bizim yüzümüzden oldu, o gece birlikte oldu seninle dimi adi şerefsiz ve sen korunmayı bırakmıştın...
Simirna temizlenmiş leğeni bulup, yatakta yan dönerek tekrar kusmaya başladı.
-ayy bayılcak kız kusmaktan nerede bu doktor?
-belki de yediği bir şey dokundu, hemen nereden çıkarttınız hamile olduğunu? Dedi Fatoş...
-ben? hamile? Olamam!
O sırada içeri gelen doktor herkesi dışarı çıkartıp, Simirna'yı muayene etti, içki içtiniz mi? En son ne yediniz? Ve hamile olma ihtimaliniz var mı? En son ne zaman adet gördünüz?
Yarın sabah hastaneye aç karnına gelmesini söyledi. Bulantı için, hamile olma ihtimaline karşılık hafif dozda bir iğne yapıp, yatıp dinlenmesini istedi.
Doktor dışarı çıktığında kapıda bekleyen endişeli yüzlere bakıp,
-yarın sabah erkenden hastaneye tahlil için gelmesini söyledim, şimdilik muayene bulgularımda ters bir şey yok, tansiyonu düşük sadece ve bulantı için bir iğne yaptım, korkulacak bir şey yok.
-yarın öğleden sonra yolculuğa çıkacaktı, bu durumda iptal mi edelim doktor bey? Diye endişeyle sordu Hüseyin,
-şimdilik bir şey söyleyemem, sabah bir gelsin hastaneye ayrıca adeti de gecikmiş, "gülümseyerek" hamile olma ihtimali de var... Yarın anlarız...
Şaşkınlık, kızgınlık, suçluluk duygusu, sevinç, hüzün, hepsinin yüz ifadelerine karışırken aralarında en soğukkanlı duran Banu Hanım, yıllardır tanıdığı aile doktorunu kapıya kadar geçirip teşekkür ederek yolcu etti.
Misafirlerin hepsi gitmişti, organizasyon şirketinden gelenler ve evin çalışanları bahçeyi ve ortalığı toparlamak için sağa sola koşturuyorlardı, onları da denetleyip Sare'ye direktifler verdikten sonra yukarıya çıkıp, hala salak gibi, Simirna'nın kapısı önünde şaşkın şaşkın dikilen gruba baktı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZUN KARANLIĞI (TAMAMLANDI ve DÜZENLENİYOR)
Ficción General(İMLÂ ve YAZIM HATALARI DÜZENLENİYOR) 👉👉Cinsel içerik, küfür ve şiddet vardır👈👈 🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤 İNSTAGRAM:DiliminUcundaBirikenlerim HER HAKKI SAKLIDIR!! İLK YAYINLANMA TARİHİ; 11.03.2017