— BEŞİNCİ BÖLÜM —
Ruhuma açılan yaraların enkazları altında kalan bedenim titriyordu. Nefesime değer biçilen acılar yoğurulmuş duygulara sürüklüyordu.
Acının tarifi olmayan sızısı ciğerlerimi yaksada soluksuz kalan bedenim çırpınıyordu. Bir damla nefese muhtaç hissediyordum.
Acının hapsettiği benliğimi yıkıp geçtim, kulağıma çalınan nahoş ezginin güftesi beni sarhoş ederken titreyen dizlerim ayaklarıma bağ oluyordu.
Tırnaklarımla kazıdığım derim sessiz gecelere düşen damga gibiydi, benliğimi kapçılıyordu. Yanan yüreğimi dağlıyordu adeta...
Son sözlerini söyleyen idam mahkumu gibiydim son sözmün bile ne olucağını bilmediğim bir hayatı yaşarken.
Ölümüme edilmiş yeminler bile kutsanmıştı. Sonsuzlukla başlangıç arasına sıkışmıştım. Dört bir yanım kafeste kapalı, ruhum ölü adaklara yemin içmişti.
Sevdiğim sevgisizliğin ilk çığlığını duyuyordum. Kulağımı tırmayan bu sese aşinaydım artık, ruhumdan çıkan çatırtıların sesiydi.
Oysa hiç böyle olmak istememiştim düzgün bir hayat, sevgi dolu bir aile istemiştim ama hayat beni bir cehennemin ortasına doğru sürüklüyordu.
Ben o cehennemde yanmaktan değil, battığım bu günahlardan korkuyordum. Beni nereye çektiğini bilmediğim bu günah çukuru ruhumun serzenişdi..
Bu kadar günahın arasında kalan ruhuma bir el uzanıcak mıydı? Ben eskisi gibi gülebilicek miydim.
Bu sorunun cevabı koca bir hiçti...
Aldığım kokuyla başım dönmüş gibi sendeledim karşımdaki kişi.
Araf'dan başkası değildi.
"Sakar" diye mırıldandı. Kollarımda duran ellerini gevşetirken hala bana bakıyordu.
"Ş-şey ben özür dilerim." diye saçmaladım ondan neden özür dilediğimi bilmeden.
"Ahmak" diye söylenip bi adım geri gitti. Bu iyiyidi dibimde olmasını sevmemiştim.
"Şey iyi geceler" diyip yanından geçip gitmek isterken bi anda kolumdan tuttu.
" Bu saatte nereye" diye sordu. Şaşkınca ona bakarken kolumu ondan kurtardım.
"Evime" diyerek onu yanıtladım. Bi adım geri çekildim dibimde olması iyi değildi başımı döndürüyordu.
"Gel" diyerek kolumu yakalayıp beni çekiştirmeye başladı. Bir anda çalan telefonla oda duraksamıştı.
"Ne var" yine aynı tonlamayla açıyordu telefonu ne kdar kabaydı. Ağzından çıkan bi kaç küfürün ardından.
"Tamam geliyorum" diye söylenip telefonu kapadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ ÇİÇEĞİ
Chick-LitÖlüm ruhunu tırmalarken kendine bile yabancıydı artık. Ruhu, bedeni ölümü kabullenmiş gibiydi. Babasının gölgesinde onun bıraktığı acılarda kaybolan ruhu yaralı bi kız. Ölüm kokuyordu gözleri. Yorulmuş bedeni yaşadıklarını kaldıramazken ona uzanan...