FLASHBACK
"Emin değilim Louis, hazır hissetmiyorum." gibi cümleler kurduğum halde beni yatak odama kucağında götüren adama sözümü geçiremiyordum. Tanrı aşkına bu zorla yapılacak bir şey kesinlikle değildi!
Yatak odasına girince hemen beni yatağa attı ve üzerime çıktı. Parıldayan gözlerle bana bakıyordu.
"Harry, 3 yıldır birlikteyiz ve bu anı hep bekledim. Artık 18'sin ve kendi kararlarını verebilirsin. Ne kadar ısrar etsen de senin de bunu istediğini biliyorum."
Biraz düşündüm. Evet istiyordum ama şu an değil. Ne kadar ısrar edersem edeyim beni dinlemiyordu. En sonunda dayanamadı ve durdu.
"Sen bilirsin Harry. Ben gidiyorum zaten saat geç olmuş yarın görüşürüz belki."
O an salak gibi kaldığımı hissettim. Bir kerelik bir şey olacaktı. Hem zaten o üniversitedeydi ve ben de bu sene üniversite sınavına girmiştim. Aynı evde yaşamayı planlıyorduk ve bu şey elbet olacaktı. Özel bir günde neden olmasın ki?
"Dur Louis! Aslında istiyorum."•••
Elimdeki teste yeniden baktım. Yere fırlatıp ağlamaya başladım. Ne yapacağımı bilemiyordum. İlişkimiz tamamen bitmişti ve ben şimdi hamile mi kalmıştım? Daha da şiddetli ağlayarak yatağıma uzandım. Şimdi ne olacaktı? Onu arayıp hamileyim geri dön diyemezdim elbet. Telefonumu elime aldım ve çok yakın bir kız arkadaşım olan Sare'yi aradım. Onunla lisede tanışmıştık ve en başından beri en yakınım oldu. Her şeyimi bilir ve her şeyimde bana destek olurdu. Onu gerçekten çok seviyordum.
"Selam güzellik, naber?"
"İyidir kıvırcık, senden?"
"İyiyim de müsait misin? Seninle konuşmam gerekiyor."
"Tabii müsaitim evine gelmemi ister misin?"
"Aslında tam da onu söyleyecektim, çok teşekkür ederim."
"O zaman 10 dakikaya ordayım bil."
Telefonu yatağa bıraktım ve güçlükle doğrulup oturur pozisyona geldim. Kendimde artık güç bulamıyordum. Hayatım kararmış gibi hissediyordum. Onsuz da büyütebilirdim sonuçta ona ihtiyacım yoktu ama babasız büyümesini istemiyordum. Çünkü aynı şeyi ben yaşamıştım ve çocuğuma yaşatamazdım. Elbet bir gün ona haber vermek zorundaydım. Beni sevmek zorunda değildi sadece çocuğum anlayacak yaşa gelene kadar haftada bir-iki kere uğrayıp babası olduğunu hatırlatması bana yeterdi.
Ayağa kalkıp mutfağa yürüdüm. Buzdolabını açtığımda içinde çok da bir şey olmadığını fark ettim. Artık sağlıklı beslenmek zorundaydım. Sare'nin bu süreçte benimle olacağına inanıyordum. 9 ayımı onun desteği ile atlatacaktım. Sonrası elbet gelirdi.
Kapı çaldığında buzdolabını kapatıp kapıya ilerledim. Karşımda her zamanki güzelliği ile biricik dostum Sare duruyordu. Sıkıca sarıldıktan sonra geri çekilip içeriye geçmesini sağladım. Burası onun da evi gibiydi o yüzden ciddiyete gerek yoktu. Mutfak dolabından cips bulup kaseye bile koymadan salona geçip 3lü koltuğa yayıldı. Tüm bu süreçte onu anlamsız bakışlarımla izlediğimde 'artık anlatacak mısın?' anlamında bana bakınca normale döndüm ve tekli koltuğa oturdum.
"Sare çok önemli bir şey oldu ve ben ne yapacağımı bilemiyorum."
"Birini mi buldun?" dedikten sonra gülümseyince benim yüz ifademden ne kadar ciddi olduğunu anlayınca oturur pozisyona geldi ve kucağındaki cipsi sehpaya bıraktı.
"Tamam şimdi bana ne olduğunu söylüyorsun."
"Günlerdir bir değişiklik olduğunu hissediyordum. Mide bulantıları, baş dönmeleri gibi. Ama bu grip veya soğuk algınlığı değildi. Biliyorum çok saçma ama test yaptım ve ben hamileyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Don't Have To Love Me || Larry MPREG
FanfictionHarry, 18.yaş gününde 3 yıldır sevgilisi olan Louis ile özel bir gece yaşıyor fakat 1 hafta sonra büyük bir kavga sonucu ayrılıyorlar. Fakat onları yeniden buluşturacak bir şey var; bir bebek. 15.09.2017..