— YEDİNCİ BÖLÜM —
Gökyüzünü delen yağmur usul usul yüzüme çiseliyordu. Gökyüzü karanlığın en koyu tonuydu mavisi silinmiş siyaha bulanmış tek bir yıldızı kalmamış.
Ben tam böyleydim işte bomboş simsiyah tek bir duygu barınmayan zavallı bir bedene dönüşmüştüm.
Ruhumu kampçılayan yaralar, ellerimde atan sonsuzluk gibi upuzun bir yol gibiydi. Sanki daha önce gitmediğim belki korktuğum bir yol.
Sonu gelmiş, iflah olmaz acılar ruhumu kıvrandırsada asla pes etmiycektim. Son olucağını bildiğim bir masalı yazmak gibi belkide aşinası olduğum bir ezgi.
Ruhumu teslim esir eden müziğin son notalarını duyuyormusun gibi öyle acılı vr sancılıydı ruhu. Can çekişiyordum uğruna savaşamadığım boktan hayatım için can çekişiyordum.
Soğuk ruhuma sızmış canavar gibi, içime girmiş kemiklerine kadar sızlatmıştı. Montumun cebinde duran ellerim buz kesmiş ısınmayı bekliyordu. Okula doğru arşınladığım yolda düşünceler beynimi kemiriyordu.
Okulun bahçesinden içeriye girmem le karşıki bankta oturan elfin ve ceylini görmem bir olmuştu. Sohpet ediyorlardı sanırım. Sıraç yoktu bu beni biraz rahatlatmıştı.
"Günaydın kızlar" diyerek usulca yanlarına yaklaştım. İkisi birden bana dönerken gülümsüyorlardı.
"Günaydınnn" ikiside aynı anda neşeyle şakıdıklarında onların enerjisi bana biraz iyi gelmişti.
Havanın soğuk olması sebebiyle bahçeden okula doğru yürümeye başladık. Okulun kapısından içeriye girdiğimizde sıcak havanın yüzüme vurması rahatlamamı sağlamıştı.
Sınıfa girdiğimizde sınıf gayet sakindi. Asel ve barını görmek beni yine şaşırtsada arafın olmaması daha da şaşırtmıştı.
Dün sıraçın sorduğu sorudan sonra telefonu çalan araf kalkıp gitmişti. Onu o andan sonra bidaha görmemiştim. Şimdi de okula gelmemişti demek.
Sıraç arafın sırasına yayılmış oturuyordu. Kendi sırama doğru yürürken " günaydın" diyen sıraçla ona doğru döndüm.
"Günaydın" diyerek kedi miyavlaması gibi ikan sesimle ondan bakışlarımı kaçırıp kendi sırama oturudum.
"Günaydın" diyerek asele döndüm. Aselde ki durgunlukta dikkatimi çekmişti.
"Günaydın" dedi sakin tonda bana bile bakmadan karşıya bakarak. Neler olduğunu bilmesemde bişeyler olduğu kesindi. Araf ortada yoktu Asel çok sakin ve durgundu barında da aynı hava yı sesince emin olmuştum dün bişeyler olmuştu.
Sakin bir ders sonrası kızlarla okulun cafesine inip yiyecek bişeyler alıp boş masaya oturduk. Karnım doğarken gün içinde pek bişey yemediğim gerçeği yüzüme vuruyordu. Yemekle pek aram yoktu midem ağrıyana kadar da yemek yemeyi unuturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ ÇİÇEĞİ
ChickLitÖlüm ruhunu tırmalarken kendine bile yabancıydı artık. Ruhu, bedeni ölümü kabullenmiş gibiydi. Babasının gölgesinde onun bıraktığı acılarda kaybolan ruhu yaralı bi kız. Ölüm kokuyordu gözleri. Yorulmuş bedeni yaşadıklarını kaldıramazken ona uzanan...