Hayatım en önemli günlerinden biriydi:
Lisenin başlangıcı...
Sabah erken kalktım. Tabi doğal ven Anadolu dayım okul Avrupa tarafında. Neyse. Dedigim gibi erkendi. Saat 6.00 falan. Yeni okul kıyafetlerimi giydim ve aşağı mutfağa indim. Annem bana güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Tam kahvaltımın ortasında dışarıdan korna sesi geldi. Hemen fırladım. Koşarak okul otobüsüne bindim. Kendim oturuyordum. Sonra yanıma bizim eve cok yakında oturan bir kız geldi. Konuştuk. Adı Neris'mis. Garip isim ama güzel. Adı hoşuma gitmişti. Iyi birinize benziyordu. Benimle arkadas olabilecek birine... Tüm yol boyunca konuştuk. O da yeni başlamış. Ortak yönlerimiz cok fazlaydı. Ikimizde aynı tur müziği seviyoruz ve piyano çalıyorduk. Ayrıca basket de oynuyorduk. En sonunda okula geldik. Heyecanlanmistim. Beraber okulu kapısından etrafa baka baka Neris'le birlikte yeni okulumuza giderken biri gözüme çarptı. O.
O kimdi?!
Gercekten cok taştı. kahverengi adlı kahverengi gozlu boyu benden 10 cm falan uzun ( yani öyle gözüküyor). Ben cocuğa dalmıştım ki Neris bana bağırdı
Simay hadisene daldın gittin
Gercekten dalmıştım. Cocuğa. Okulun bahçesinden binaya girdik. Muhteşemdi. Sınıfa girdim. Ders başladı. Ama ben hocayı dinlemiyordum. Onu arıyordum adını bile bilmiyordum. Bizim sınıfta degildi. Tenefuste cevreme baktım. Ama yoktu. Bizim okulun formasını giyiyordu. Yani bizim okulda olmalıydı. O zaman nerde bu cocuk???