İSTANBUL

978 64 151
                                    

Merhaba arkadaşlar! Biliyorum 1-2 güne yb atarım demiştim ama ben de yeni hikaye paylaştıktan sonra bir süre hiç bir şey paylaşılmıyor. Bu yüzden gecikti. Zaten derslerde bir taraftan😑
Neyse sözü fazla uzatmayıp sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum🙏💙

İnstagram:2alselgkz2

●Ecrin'in ağzından●

Annem valizini toplamış 2günlüğüne İstanbul'a gidiyordu. Ne kadar beni de götürmesi için yalvarsam da iş arkadaşları ile gittiği için götürmüyordu.
Güneş:Sakın kapıyı tanımadığın kişilere açma kızım! Uyumadan önce de ocağın altının kapalı,kapının ve pencerelerin de kilitli olduğundan emin ol!
Ecrin:off anne ya! Bebekmiyim ben?
Güneş:bebeksin tabi! Daha 18yaşında bi bebeksin.
Ecrin:öhh! Bebek mi?
Güneş:evet benim bebeğim...bu arada sakın aç kalma!
Ecrin:sen söylemesen grev yapmayı düşünüyordum!
Güneş:yalan mı? Şu sarı çocuğu görünce yemek bir kenera kendini unutuyorsun...
Ecrin:off anne ya! Bi ezberleyemedin şu çocuğun ismini...
Güneş:ne taş'dı? Sonunda bir taş vardı. Bak onu hayırlıyorum...
Dedi annnem gülerek. En sonunda ben de kendimi tutamayarak gülüyorum.
Ecrin:Tolga Sarıtaş anne...
Güneş:heh! Evet işte o. Neyse hadi ben çıktım.
Dedi annem yanağıma öpücük kondururken.
Annemi zorla(!) uğurladıktan sonra koşarak koltuğa atlıyorum ve televizyonun sesini açarak Söz'ü izlemeye başlıyorum.
İsterseniz size kısaca kendimden bahsedeyim. Ben Ecrin Yılmaz. 18yaşında lise son sınıf(atıyorum şu an. Sizde 18 yaşındaki kız nerede okuyorsa onu düşünün jsjsj)öğrencisiyim. Annem ile ikimiz yaşıyorduk bu evde. Babam ben 13yaşındayken vefat etti. Onu çok özlüyorum ama artık yokluğuna alışmaya başladım...
En sevdiğim oyuncu ise Tolga Sarıtaş! Tolga için İstanbul'a gitmek istiyordum ama maalesef daha önce hiç kısmet olmadı. Onunla tanışmayı o kadar çok istiyordum ki!

●2gün sonra●

Çalan kapı ile koşarak aşağıya iniyorum. Kapıyı açıp anneme kocaman sarılıyorum.
Ecrin:annemmm
Güneş:dur deli kız
Dedi annem içeri girerken.
Ecrin:ee nasıldı tatilin?
Güneş:pek tatil denilemez çünkü iş için gitmiştim. Ama Ecrin İstanbul inanılmaz güzel!
Ecrin:ya anne n'olur beni de götür oraya.
Güneş:götürücem sen hiç merak etme. Selda'nın ablası da ordaydı. Selda dönmedi. Tatil boyunca ablasında kalacakmış. Bizi de davet etti. Ben de sen çok istiyorsun diye kabul ettim. 3gün sonra gideriz biz de...
Dediğinde kalkıp göbek atmaya başlıyorum.
Ecrin:oh yandan yandan
Annem bu halime kahkaha atarken ben hala dans etmeye devam ediyordum.
Umarım Tolga Sarıtaş'ı görürdüm.

●●●●●●●●●●

●3gün sonra●

Güneş:kızım hadi gel uçağı kaçırıcaz!
Dediğinde valizimi elime alarak aşağı iniyorum.
Ecrin:geldim geldim.
Evden çıkıp kapının önündeki taksiye bindik.
Bekle beni İstanbul! İzmirin en efso kızı geliyor...

●●●●●●●●●●

Uçaktan indiğimizde bizi karşılamaya annemin iş arkadaşı aynı zamanda da en yakın arkadaşı olan Selda teyze gelmişti.
Selda:hoşgeldiniz.
Güneş-Ecrin:hoşbulduk.
Selda:Ecrin'cim nasılsın?
Ecrin:heyecanlı. Sen nasılsın Selda teyze?
Dediğimde Selda teyze gülüyor.
Selda:iyiyim canım. E hadi gidelim artık.
Güneş:hadi...

●●●●●●●●●●

Selda teyzenin ablasının evine vardığımızda evi seyretmeye başlıyorum. 2katlı büyük ve çok güzel bir evdi...
Selda:hadi gelin
Selda teyze kapıyı çaldığında bir kadın açıyor kapıyı ve bizi sıcak bir gülümseme ile karşılıyor.
Sibel:hoşgeldiniz
Dedi kadın bize sarılarak.
Ecrin-Güneş:hoş bulduk.
MaşAllah bunların da hepsi mavi gözlüydü. Kardeş oldukları çok belliydi. Hem gözleri,hem de yüz hatları bir-birine çok benziyordu.
Geçip salondaki koltuklara oturduğumuzda merakla etrafı incelemeye başlıyorum. Gerçekten de çok güzel bir evdi. Ben evi seyrederken gözüm duvarın arkasından bizi gözetleyen bir kız çocuğuna takıldı. Onu farkettiğimi anlayınca duvarın arkasına saklanıyor. 1-2saniye sonra kafasını tekrar çıkardığında bu tatlı haline istemsiz bir şekilde gülümsüyorum. Benim gülümsediğimi görünce tekrar saklanıyor ama bu sefer kafasını çıkarıp o da gülümsüyor. Biz karşılıklı gülerken Sibel teyzenin sesi ile ona dönüyorum.
Sibel:Berfin? Gelsene kızım niye orda duruyorsun?
İsmini yeni öğrendiğim kız duvarın arkasından çıkıp koşarak annesinin yanına gidiyor.
Sibel:bu da benim birtanecik kızım Berfin. 'Merhaba' desene misafirlere Berfin'cim.
Dediğinde Berfin utangaç bir şekilde her kese selam veriyor. Biz de ona selam verdikten sonra Berfin bana bakmaya başlıyor. Hadi ama! Bu kızında gözleri mavi...
Aslında bana hiç te yabancı gelmeyen bu küçük kız yavaş adımlarla yaklaşıp önümde durdu. Ben ona gülümserken o ellerini uzatıp açık olan saçlarımı okşamaya başlıyor. Ben bu yaptığına şaşırmış bir şekilde ona bakarken o adeta büyülenmişcesine bakıyordu.
Biraz daha saçlarımı okşayıp bana baktıktan sonra annesine dönüp
Berfin:anne çok güzel değil mi?
Dedi. Ben şaşkınca ona bakarken annesi de
Sibel:evet çok güzel tatlım.
Dedi.
Ben utanıp kızarırken genişce gülümsedim.
Ecrin:sen aynada kendine bakmıyorsun galiba? Ne kadar güzel olduğunun farkındamısın?
Dediğimde o da gülümsüyorum.
Berfin:hayır sen daha güzelsin... İsmin ne?
Ecrin:ismim Ecrin
Berfin:anlamı ne peki?
Ecrin:Allah'ın hediyesi demek.
Berfin:ismin de çok güzelmiş...
Dediğinde tekrar gülümsüyorum.
Berfin:evi gezdireyim mi sana?
Dedi elimden tutarken. Ben tam onaylayacakken annesi
Sibel:misafirimiz yeni geldi canım. Belki yorgundur ha?
Ecrin:hayır iyiyim ben. Hadi gezelim.
Berfin ile el-ele 2.kata çıkıyoruz.
Berfin:kaç yaşındasın?
Ecrin:18. Sen?
Berfin:ben de 12... Bak burası annemin odası.
Dedi oldukça hoş bir odayı gösterirken. Sadece 'annemin' demişti. Babası neredeydi ki acaba? Ne kadar merak etsem de Berfin'e sormadım çünkü onu kırmaktan korktum.
Berfin:bak bu da senin için hazırladığımız oda.
Ecrin:benim için ayrı oda mı hazırladınız?
Berfin:evet.
Ecrin:hiç gerek yoktu. Annem ile uyurdum ben.
Berfin:annen ile teyzem birlikte uyuyacak.
Dedi yandaki odayı gösterirken. Aslında böyle daha iyi olmuştu.
Berfin:bak bu da abimin odası.
Ecrin:senin abin mi var?
Dediğimde gülümseyip başını olumlu anlamda sallıyor.
Berfin:biliyormusun o da 19 yaşında. Senden 1 yaş büyük.(Arkadaşlar Gencay ve Berfin'in yaşını tam bilmediğim için atıyorum :p)
Dediğinde gülümsüyorum. Ben tek çocuk olduğunu düşünmüştüm.
Abisinin odasının yanındaki odayı gösterirken beni daha da şaşırtacak şeyi söylüyor.
Berfin:bak bu da diğer abimin odası.
Dediğinde gülüyorum.
Ecrin:kaç çocuksunuz siz?
Berfin:3. Bu abim de 26 yaşında.
Dediğinde tekrar(!) şaşırıyorum. Baya büyükmüş diğerlerine kıyasla.
Bu oda daha çok hoşuma gidiyor niyeyse. Odanın ortasında çift kişilik bir yatak,yatağın her iki tarafında da komodin vardı. Oda da büyük bir koltuk ve giyinme odası vardı. Dikkatinizi çekerim. Dolap değil oda!
Yatağın önünde ise kocaman bir televizyon vardı. Onun dışında güzel aksesuarlar vardı. Odanın bir kenarında durmuş olan gitara takılıyor gözüm.
Ecrin:abin gitar çalabiliyor mu?
Berfin:evet hem çalar,hem de çok güzel söyler.
Dediğinde gülümsüyorum...

ECRİN(Düzenlendi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin