1.4

443 29 2
                                    

Kendimizi sudan çıkarıp ,sıcak zemine attığımızda nefes nefese kalmış bir halde uzanıyorduk.Tek istediğim onunla birlikte olmaktı .Bir daha asla gitmesine ,beni bırakmasına izin vermeyecektim.

Kıyafetlerimizi giydikten sonra bize getirilen yiyecekleri yedik.Annem mağaraya girip onu takip etmemizi söyleyince dediğini yaptık.Artık masanın sonunu göremediğim bir odaya girmiştik. Yüzlerce melezin olduğu bir masada oturuyorduk. Natsu sessizliğini koruyordu. Aslında masadaki herkes mutlu gibi görünüyordu. Peki neden ailelerinden koparılıp buraya getirilen çocuklar mutlu olsun ki ? 

''Birkaç gün bizim misafirimiz olmanızı istiyoruz Lucy. Eminim ki çocukların sizden öğreneceği çok şey vardır. Eğer daha fazla kalmak isterseniz buna hayır demem. ''

Dedi annem olacak kadın. Natsu ve Gray'e bakışlarımı çevirdiğimde ikisinin de onayladığını gördüm ve birkaç gün kalmanın bir zararı olmayacağını düşündüm. 

''Pekala. Birkaç günün bir sorun yaratacağını düşünmüyorum ama önce Natsu'ya yaptığınız işkence üzerine konuşmalıyız.'' 

Annemin işaret vermesiyle masadan kalkıp büyük bir çadıra girerken onu takip ettim.

"Gerçekten Natsu'ya işkence ettiğimi mi düşünüyorsun?"

"Gerçekten Natsu'ya da diğer çocuklara yaptığın gibi işkence ettiğini düşünüyorum."

Birden annemin yüzü asıldı. Nedense ona inanmayı çok istiyordum ama o seçtiği hayat için benden vazgeçmişti.

"Ondan sadece çocuklara bir şeyler öğretmesini istedim. Hatta onları kendi çocukları olarak görebileceğini söyledim ama birden delirmiş gibi davrandı ve bize saldırmaya başladı. Neredeyse 1 gün boyunca ona direndik ama sonunda 'Benim çocuğum falan yok!' diyerek pes etti. "

Gözlerimdeki yaşları tutmakta zorlanıyordum. Bebeğimizi kaybettiğimiz an gözümün önünde canlanıyordu. Natsu'nun çaresizliği, rahmimdeki acı...
Aniden gelen bulantıyla çadırdan çıkıp kusmaya başladım. Normal bir kusma olarak algılayabilirdim ki eğer kan kusmasaydım.

"Lucy, iyi misin?"

Annem rahatlamam için sırtımı sıvazlayıp saçlarımın yüzüme düşmesini engelledi.

"Lucy, sen kan kusuyorsun."
"Önemli bir şey değildir, geçer yakında."
"Hayır Lucy. Önemli. Bir Ölüm Perisi'nin kan kusması gücünü paylaştığı birisi olduğu anlamına gelir ve bu da Ölüm Perisi'ni zayıf düşürür."

Anneme bakmaya çalışıyordum ama bütün dünya dönüyor gibi hissediyordum. Ve gözlerimi daha fazla açık tutamadım.
Etrafımdaki sesleri duyabiliyordum ama gözlerimi açamıyor, konuşamıyordum.

-NATSU'NUN AĞZINDAN -

Lucy'nin bayıldığını duyduğumda koşarak annesinin çadırına girdim. Lucy çadırın ortasındaki yatakta uyuyor gibiydi.

"Ona ne oldu? Ne yaptınız ona?"

Herkes sessizce beni izliyordu. Lucy'nin annesi bile. Kadından haz etmiyordum ama Lucy'e değer verdiğini de biliyordum.

"Lucy bayılmadan önce kan kusuyordu. Bu da gücünü birisiyle paylaştığı anlamına geliyor ve kan kusması da gücünü isteyerek yani bilinçli olarak paylaşmadığı anlamına geliyor."

Şaşkınlık ve öfkeyle söylenenleri dinliyordum. Gücünü paylaştığı kişi kimse ölümü elimden olacaktı.

" Kiminle gücünü paylaştığını nasıl öğreneceğiz peki? "

Hybrid /NaLu (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin