Çocukken derme çatma bir oyuncak arabam vardı, dedemin bana tahtadan yaptığı, emeğini sevgisini katıp yüzüm iki dakikalığına gülsün diye günlerce uğraştığı arabam... Birinin benim mutlu olmam için çabaladığını gördüğüm an,aslında sevginin nasıl da büyük bir emek olduğunu anlamıştım hatrimca. Odamın rutubet almış köşesinde dizlerimi çöküp ağlamaya başladığımda farkettim yaşımın 18 olduğunu.Sanki beş yaşındaki küçük benmişim gibi gelmişti oysaki..Her kırgınlığımı gelip bu köşeye bırakırdım baktım da kırgınlıklarımdan eser kalmamış yerini daha büyükleri almış. Çocukken tahtadan arabam kırıldığında en son bu kadar aglamıştım. Ondan sonra döktüğüm göz yaşlarım hep içime akmış meğersem yanaklarım ıslanmamış, uzun zamandır. Ne beş yaşındaki ben kalmışım ne de tahta arabam. Kırıldığında kırılmışım oracıkta kalmışım, buralara uğramamış ruhum bir daha büyümüşüm.Büyümek isterken büyümekten nefret ederek. Ne bu köşe de anlattığım kırgınlıklarım kalmış ne de ben, yerini daha büyükleri almış işte ben büyümüşüm... Büyümekten nefret ederek... 22.01🎭 21.09.2017
Sizlere; şiirlerimi yağmurlu bir akşamın serinliğinde,
Sonbaharın son yaprak dökümünde,
Sizlere sunuyorum.
Sanat şiirdir, şiir ise sanat...Yorumlarınızı bekliyorum 💞
-esra