40.Bölüm

33.2K 1.1K 104
                                    


Tüm gerginliğe rağmen nineyle aynı sofraya oturduğuma inanmıyordum. Çok itiraz etmiştim. Aç olmama rağmen aç değilim bile demiştim. Murat canla başla çalışıp sofranın başına getirmişti beni. Bu günlerde çok mu ilgiliydi? Yoksa ailesine açık mı vermek istemiyordu?

Şu an bunu değil de ninenin ketum bakışlarının altında başımı dik tutmakla meşguldüm. Sofraya otursam da çok az şey yemiştim. Kadına nasıl kıl kaptıysam artık tüm iştahımı kesmişti. Bir de karşımda durmuş hopur hopur yiyordu. Tıkanasın inşallah diyeceğim de yaş da geçmiş ölür falan bir de bununla uğraşmayalım.

Kahvaltıdan sonra herkes odalarına dinlenmek için gitti. Nineyi görmemek adına odaya koşar adımlara gittim. Murat odaya gelmeyip dışarı da takıldı. Kesin ninesinin dizlerinin dibinde benim dedikodumu yapıyordur. Beklesin onlar. Şehire gidelim bende Nur'la çatır çatır dedikodularını yapacaktım.

Odaya Necla hanım girmişti aniden. Hain planlarımı ona anlatsam o da memnun kalırdı kesin. Kaynanasını sevdiğini pek söylemezdi. Gülerek yatağıma oturdu. Ellerimi avucuna alıp okşadı.

"Yaşlı bunağın dediklerine takılma. İkizlerin erkek olmasına sinirleniyor. Bana olan gıcıklığını sana yansıtıyor,"

"Dedikleri hazmedilir cinsten değil. Kusura bakmayın ama ben bu çocukları tek yapmadım. Onun bunun çocuğu da değiller. Bana ima ettiği şeyler yenilir yutulur şeyler değildi. Bu saatten sonra da onunla daha fazla bir arada durmak istemiyorum."

"Hah şöyle be!" deyip omzuma şaplak attı.

"Aferin kız sana. Gelin geldiğim ilk zamanlar kaynanama sesimi çıkartamıyordum. Murat olana kadar beni hep aşağıladı. Eski kafalı bir kadın olduğundan aklı hep adetlerde. Sana da bu yüzden patladı. Kendini ezdirme sakın."

"Size karşıda mı?" Haince gülümsediğimde kaynanasındaki ışık onda gözükmedi. Aniden gülmeye başladı. Omzuma gene şaplak attı.

"Bana karşıda dik tut kuyruğunu. Yeni gelinken çok çektim ama gelinime çektirmem. Gönlün rahat olsun," bu sefer omzumu okşadı. Oh ne güzel! Önce vur sonra okşa. Yine de dediklerine gülmeden edemedim. Kaynanam olacak kadın ona karşı gelmem için bana nasihat veriyordu.

"Murat seninle evlilik işini konuştu mu?" Kafamı salladım huzursuzca.

"Seni anlıyorum canım," dediği anda kafamı hızla kaldırıp ona baktım. Nasıl anlıyordu? Aramızda geçenleri biliyor muydu ki? Murat anlatmış olamazdı değil mi? Yok canım! Böyle bir şeye cesaret edemez. Ya etmişse? İşte o zaman Murat'ı kıstırmak ve diklenmek artık hayaldi.

"Murat söyledi de her şey ani olduğu için evlilik seni biraz ürkütüyormuş. Korkacak bir şey yok ki kızım. Bebekler de var. Evliliğe hemen adapte olacaksın çocuklar sayesinde. Biz de sana yardım edeceğiz bu süreçte. Kaynanan cadaloz olmayacak. Her daim senin yanında olacağım. Murat hata yaptı mı atarız kapının önüne gider. Birkaç gün sürünür," ikimiz de bu söylediğine güldük.

Murat'ın yaptığı hataları söylesem onu birkaç günlüğüne dışarı atmak yetecek miydi? İşte onu bilmiyordum. Yine de güldüm.

Necla hanımla eğlenceli sohbet ederken içim huzurla dolmuştu. İlk gün ki gibi gergin ya da temkinli değildim. Samimi ve rahat davranmıştım. Sohbet güzel ilerlerken dışarıdan ninenin sesi geldi. Avaz avaz gelinin ismini bağırıyordu.

"Kız Necla neredesin? Neclaaaa?"

Zavallı Necla hanım hüzünle bana baktı. Kadının da yaşam enerjisi çekilmişti.

Şehvetin EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin