Sınıftan tam çıkmıştım ki koşan bir öküz bana çarptı.
...
Şimdi düşüneceksiniz kesin sevdiği çocukla çarpıştı kitaplar düştü toplarken elleri birbirine deydi ah aşk işte falan.
Yok canım ben onu kokusundan tanırım. Böyle ilkbaharın sexy duruşu gibi kokuyordu. Ve evet öyle bir koku var.
Artık sorun kimin çarptığıydı. Kolumu kırdı, belimi yamulttu hayvan. Koridora baktım ama kimseyi göremedim. Uçtu mu ne yaptı öküz anlamadım. Allah allah yanlış gördüm herhalde. Neyse, Eda'yla kantine inip kantinden negro ve ice tea aldık. Ice tea içeceklerin tanrısıydı.
Bahçede dolaşırken Eda sessizce
"Seninki karşıdan geliyor" dedi.
"Tamamdır." dedim.
Karşıdan gelen Cenk'e çaktırmadan bakmaya çalıştım. Nasıl da güzel gülüyordu piç.
Eda'ya
"Sanırım benim onu beğendiğimi anladı." dedim.
"Anlasaydı senin gibi bir kızı kaçırır mıydı be?" dedi.
"O kadar güzel olsam benim onu sevmemi farketmesini beklemem gerekmez." dedim. O kadar hızlı söylemiştim ki Eda bi an kalakaldı. Bi kal geldi anlayacağınız.
"Neyse canım sen bence direk boşver." dedi.
Ders zili çalıp yukarı çıktığımızda koridordan uçan bir öküz geçer diye dikkatlice geçtim.
Ders fizikti ve diğer ders sınavımız vardı. Eda ile sınıfa girdiğimizde sınıftaki bitchesların önümdeki sırada toplandığını gördüm. Ne olduğunu anlayabilmek için
"Açılın ben doktorum."
diye giriştim. Aslında pek bi yardım edilecek durum yoktu. Fakat öyle bir şey vardı ki asıl o beni hasara uğrattı.