Okulumu sevmeye başlamıştım.Aradan en az iki hafta geçmişti ve tabiki yazılılar başlamıştı.Saate baktım.Alarmımdan bir kaç dakika önce kalkıp zaferle alarmıma baktım.Çalmaması için kapattıktan sonra yüzümü yıkadım ve kahvaltı yaptım. Saçımı da yaptıktan sonra eteğimi ve lakosumu giydim. Başım yine dönmeye başlamıştı. Her zamanki gibi aldırış etmeden evden çıktım.Servis kapıdan çıktığım anda evin önünde belirmişti. Beklemekten kurtulduğum için sevinmiştim. Servise bindiğimde Doruk'un yanının boş olduğunu görüp oturdum.Hiç konuşmamıştık.Nedeni bilmesem de onunla konuşmak istiyordum.Çok yakışıklıydı.Ben bunları düşünürken servisin durduğunu anlamam birkaç dakikamı almıştı.
"Duru çıkacak mısın artık?" Doruk'un bu sözü beni kendime getirmişti. Olayı nasıl döndürdüğümü bilemeden
"Diğerleri çıkmadan nasıl çıkmamı bekliyorsun acaba ?" dedim. Duru harikasın dedim kendi kendime. Olayı süper çevirmiştim.Servisten indikten sonra yeni gelen kural dolayısıyla bahçede sıra olduk.
Dizilimimiz L şeklindeydi.Dokuzuncu sınıflar onuncu sınıfların yanına L biçiminde diziliyorlardı.Hemen ortada bir bayrak ve Atatürk büstü vardı.Bayrağın çekilmesi için her gün üç kişi etrafına geçiyordu. Bugün ise geçen Doruk'tu.Bayrağı kendisi çekiyordu. Onu izlemekten müdürün sıkıcı konuşmasıyla ilgilenmemiştim.Bunun için Doruk'a teşekkür bile edebilirdim. Marşımız okunurken sürekli onu izledim.Bana ne oluyordu ? Hoşlantı olamazdı. Sadece yakışıklı bulma durumlarım.Her gittiğim okulda beğendiğim en az bir çocuk olurdu. Onu düşünerek sınıfa çıktım.Bir anda yanıma sevinçle Mısra geldi.
"Duru,nasılsın ?Seni biraz dalgın gördüm"Bunu gülerek söylemişti. Bir şeyler vardı ama hadi neyse...
"Hayırdır kızım aşık falan mı oldun,ne bu sırıtış ?"
"Duru,yazılılar..." lafını kesmiştim. Hemen atılıp
"Of Mısra ya. Yazılılara bu kadar mutlu olunur mu ?" bunu biraz sitemle söylemiştim ama onu kırmadığımın farkındaydım.
"Duru bi sus ya.Arkamda bir çocuk oturuyor yazılılarda.Farklı sınıflarda yazılı yapma işini çıkartan kişiyi getirin bana sarılacağım"
İşte buna gülmüştüm.
"Mısra aşık mı oluyor acaba ?" Bilerek 'acaba'kelimesini uzatarak söylemiştim. Yakın arkadaşı olmamın verdiği gururla kimi sevdiğini göstermesini istedim.
Beraber aşağı kata inerken gözümün karardığını ve bir boşluğa düştüğümü hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beynimi Saran Aşk
RomanceBeyninin her bir köşesine sinen tümör onu mutluluktan alıkoyamazdı. 15 yaşında olmasına rağmen hayatın tüm gerçeklerinin özellikle de ölümün fazlasıyla farkındaydı. Gerçek bir umut ve aşk öyküsü...