Seher pencereden kocasının geldiği düşüncesiyle evdekilerle hızlıca vedalaşıp kendisini dış kapıdan dışarı atmıştı. Büyük bir heyecanla bahçe kapısını açmıştı fakat teyzesinin çocuklarını gördüğü gibi yerinden adım atamaması bir olmuştu.
Akılsızlık yine Seher in başına vurmuştu. Niye beklemişti ki . Bilmiyormuydu sanki kocasının gelmeyeceğini. Halbu ki az çok tahmin etmesi gerekiyordu.-Seyfi!
Üstünde ki hayal kırıklığıyla Seyfi nin ismini zikretmişti.
-Yenge hazırsan çıkalım.
-Ha...hazırım.Toplarla kendini Seher. Belli ettirme sendeki kocanın boşluğunu. Hele Heja ya hiç belli ettirme.
Arabaya geçip yerleşmişti herkes. Seyfi arabayı bu kez eve gitmek için çalıştırırken Seher Ali nin yokluğunu onlara belli ettirmemek için konuşmaya yeltenmişti.
-Ali geldi sandım . Dedim niye geldi acaba ... Sözde bu gece anamlarda kalacaktım. Sizi görünce ikinci kez şaşırdım.Büyük bir kırgınlıkla çıkan ses tonunu fark edince kendisini susturmaya karar kılmıştı.
Seyfi ile Heja birbirlerine bakıp resmen gözleriyle konuşmuşlardı. Ikiside hatta Seher bile biliyordu kocası tarafından umursanmadığını.
Seyfi Seher i desteklercesinden konuşmaya başladı.
-Ali gönderdi beni zaten. Kendisi rahatsızdı.Ali Seher in varlığından bile bihaber hayatını geçirirken birde kalkmış Seyfi yimi gönderecek. Seher bile inanmadı. Biliyordu kocasını...
-Hayiridr inşaallahbir sorun yok değil mi.
-Var.
Seher gözlerini belerterek soru sorarcasina bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştı.
-Ali yle beraber Mehmet in mekanındaydık Ömer GÜMÜŞ geldi .
Seher duyduğu isimle ufak bir acılı bir ses çıkarmıştı. Elini ağzına götürüp kendi kendisini susturmaya çalıştı.
-Teyzemizin oğlu Ömer?
Seyfi evet anlamında dikiz aynasından kafasını sallamıştı.
-Ali ye birşey mi yaptılar?
-Yapacaklardı ama çok şükür o hayırsız Agit in dayısı Mirzan Ağa geldi.
-Peki ne dedi ne yaptı ?
-Yarın haber edecek. Bizde şimdilik bilmiyoruz.
Seher neredeyse 1 yıllık kocasının canına birşey olacak korkusuyla uçurumun kenarından gidip gelmişti. Ona birşey olsaydı ne yapardı.
Heja arabada yokmuş gibi sesini soluğunu kesmişti. Çünkü konu Ali ydi. Her ne pahasına olursa olsun susacaktı.
Konağın kapısına gelir gelmez Seher kendisini arabadan dışarı atmıştı . Konağın merdivenlerini hızlıca bitirip 3. katta bulunan yatak odasına varmıştı. Kocasını takım elbisesiyle yüz üstü uyuduğunu görünce içi sızlamıştı.
İçi sızlamıştı. Kendisini özlem duysuyla kocasına sarmalamıştı. Sarmaşık ot misali. Fakat ürkek. Sessizce ağlıyordu.
Ne büyük bir acıydı. Sevdiği insan tarafından sevilmemek. Allah kimsenin başına getirmesin. Çünkü büyük bir imtihandı. Hergün bir ümidle gözlerini her açtığı güne bir kez daha ölüyordu.
Sevda böyleydi işte. Ne tür bir dikenli yolda yürüyeceğini bilemezsin.
Halbu ki Seher biliyordu hatta en başından beridir biliyordu... sevdiği adam ile Heja nın birbirlerini ne çok sevdiklerini. Ali her ne kadar herkese belli ettirsede Heja da bir o kadar herkeslerden sakladı amcasının oğluna olan sevdasını.
Ali düğün gecesi aldığı alkolün etkisiyle dokunmuştu ya Seher e. Allah ta biliyor alkolün etkisiyle Seher i Heja sanmıştı. Yoksa Seher e bir gram sevgisi yoktu.
Ali Seher in ağlama sesiyle açmıştı gözlerini.
-Heja!
Ve yine Seher i Heja olarak görüyordu.
Seher duyduğu isimle büyük bir gönül acısıyla içinden bir hıçkırık koparmıştı. Eliyle ağzını kapattı. Ki kimse acısını duymasın diye.
Ali karşısındaki ağlayan kadını sevdiği kadın sanmaya devam ediyordu.
-Hejam. Ne oldu. Neden ağlarsın.
Her iki eliyle sevdiği kadının suretini tutuyordu kendi aleminde.
Ali teselli cümleleri yağdırdı kol kanat gererek...
-Ali yapma böyle. Kendine gel içim yanıyor.
-Kendimdeyim ben Hejam. İyiyim... sen geldin ya ... sende iyi ol. Ben bu odayı hep seninle hayal ettim.
Seher fısıltıyla kocasına seslenmişti.
-Yapma ne olur . Böyle davranma . Anlayacaklar...
-Zaten herkes biliyor Hejam .Kimseden saklayacak korkumda yok benim. Ben senin gibi kimseden saklayamam Hejam. Alacam seni gideceğiz buralardan. Kimsenin bize ilişemeyeceği yerlere gideceğiz.
Seher in içinden bir hıçkırık daha kopmuştu. Ne acıydı. Kocası onu başka bir kadın olarak görüyordu.
Rabbim bu acıyı kimseye yaşatmasın diye içinden geçirdi.
-Ali ne olursun bırak beni . Bana bu şekilde yine dokunma.
-Hejam tamam söz evlenene kadar dokunmayacam.
-Yeter ki sen ağlama . Göz yaşı dökme. Ama bu gece benimle uyu. Bunu bana çok görme ne olursun.
-Ali yeter ne olursun yeteeer !Ağlaya ağlaya göz yaşlarının izin verdiği kadarıyla durdurmaya çalıştı.
-Aliii.. ben sevmediğin . Her gördüğünde kafanı çevirdiğin karınım. Ben Seher im....
Ali söylenenleri algılamaya çalışıyordu.
-Hayır... Hejam ... sen sen Seher değilsin...
-BEN... HE JA DEĞILIM...Heja değildi ama Heja nın yerinde olmayı çok istedi. Heja yerine kendisini sevmeyi çok istedi . Her odaya gelişlerinde Heja yerine kendisini hayal etmemesini çok istedi... Ama işte sadece hep istedi...
Kendisini Ali nin elinden kurtardıktan hemen sonra bir hışımla lavaboya geçip kapıyı üzerine kilitledi. Kapının arkasında bulunan yerdeki kahvenin tonlarını taşıyan paspasın üzerine kendisini c nin verdiği pozisyonda ağlaya ağlaya uykunun kollarına atmıştı. Kabustan ancak bu şekilde kurtulabilirdi.
Ali Seher in gitmesiyle vicdan azabıyla kendisini yatak odasından dışarı atmıştı.
Kolundaki babadan hediye yadigar saatine baktığında saatin henüz yeni 23:00 a çeyrek kaldığını görünce elini saçlarının içine daldırıp çıkartarak merdivenlerden bir bir aşağı inmişti. Su ihtiyacını gidermek için mutfağa yönelecekken Said ile Seyf inin konuşması onu durdurmuştu.-Heja kabul etti. Sesini çıkarmayacakmıs böyle bir karar verilirse.
-O ses çıkarmayacak diye bizdemi sesimizi çıkarmayacağız.
-Kan dökülmesin diye kendisini feda edecek.
Seyfi içini yaka yaka söylemişti bu cümleyi.-Ne yani biz bir avuç toprak karşılığında Heja yı mı vereceğiz. Bu adaletsizlik. Bu haksızlık.
Konuşan Said di. Doğru söylüyordu ya cana can olmalıydı yada toprağa toprak.
Ali duyduklarıyla şimşekler beyninde çakmıştı. Kimse onun sevdiğini ondan habersiz kimseye veremezdi.
-Quremın (oğlum) eğer böyle birşey olursa büyük bir haksızlık olur. Ama ben biliyorum Mirzan Ağa haksızlık yapacak birisi değildir. O her daim bir yolunu bulmuştur.
Bu seferki konuşan Xece annesiydi.
Demek ki herkes sessiz kalacaktı. Herkes Heja sını vermeye hazırdı.Ali daha fazla dayanamayarak büyük bir sinir patlamasıyla mutfağa geçti.
-Ben de Agit KAYMAZ ın oğlu Ali KAYMAZ sam Heja yı kendimden başkasına yar etmem. Gerekirse WALLAHİ DE BİLLAHİDE kendi ellerimle öldürürüm ama yinede kimse hiç bir Allah ın kuluna yar etmem.
Ali büyük yemin etmişti. Hejasını vermemeye kararlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTUN
General FictionHerşey bir toprak meselesiyle başlayıp bir parça toprak uğruna canlarin, göz kırpmadan kurban edilişi ve kimi için yıkılan hayatlar ile kimi için yeni hayatların başlangıcıydı bu hikaye.