𝖕𝖆𝖘𝖘𝖎𝖔𝖓 を 𝖕𝖏𝖒 ꨄ 𝖏𝖚𝖓𝖌

11 ¦Agape Mi Eros Mu?

大きな失望

Yunanlıların "aşk" için iki sözcüğü vardır: "Agape" derin ve ruhani bir aşkı ifade eder; "eros" ise fiziksel arzu ve ihtiyaçları. "Erotik" sözcüğü bu tür bir aşktan gelir.

...

Jimin'in damağındaki o ekși lakin haz veren tat bedenine yayılmış, gözlerindeki parıltılar adeta irislerine yansımıștı. Dilini Jungkook'un gözlerinin içine bakarak dudağında gezdirerek bayık bakışları arasında narin bir inleme sunmuștu.

" Sinirlendiğiniz zaman daha seksi oluyorsunuz efendim."

Jungkook Jimin'in saç tutamlarından daha çok çekmiş, dudaklarının biraz daha öne çıkmasını sağlamıştı.

" Böylesine basit sözlerin bende etkisi olacağını zannetmen fazla acınası değil mi köle?" Bu saatten sonra sana ne burada ne de buranın dışında insan gibi davranmayacağım. "

Jimin histerik bir şekilde gülümsemiș, saçını Jungkook'un elinden kurtarıp masaya bacaklarını açarak oturmuştu.

" Penisiniz duvarlarımın sıcaklığı arasında ne denli histeri olduğunu en iyi siz bilirsiniz efendim. "

Jungkook'un bakışları kararmış, Jimin'in aralıklı bacağına elini sokup kıpkırmızı duran penisini sarmıştı.

" Abimle ilgili meseleyi hallettiğini söylemiştin, ne yaptın? "

Jimin penisinin üzerindeki elinin üzerine elini koymuş, loblarının masaya yayılmasını sağlamıştı.

" Gece görürsün."

Jimin psikopatça güldüğünde Jungkook ona sert bir şekilde tokat atmış, burnundan kan gelmesini umursamadan penisini kavrayıp sıkmıştı.

" Sana ne yaptığını sordum, seni sürtük."

Jimin başını ağır çekimde çevirmiş, Jungkook'un gözlerinin içine bayık bir şekilde bakmasını sağlayarak başını geriye yatırmıştı.

" Hükmetmesini bilmiyorsun."

Bu Jungkook için son damla olacak ki hiç düşünmeden penisinden sertçe kendine çekip önüne düşen bedenin sırtına basarak, kızarmış penisinin soğuk zeminle birleşmesine sebep olmuştu.

Jimin ağlayarak inliyor, penisini acısı yüzünden nefesini düzene sokmaya çalışıyordu.

" Beni odaya götür bu gece seni yerle bir etmek istiyorum."

Jimin'in saçından tutup kendine bakmasını sağlandığında aralıkla dudaklarının arasına tükürmüş, kapının önüne geçmişti.

Jimin göz ucuyla Jungkook'un ceketini çoktan çıkarı, siyah gömleğinin kollarını kıvırdığında çıkan damarları görmüş, neredeyse ağzının suyu akmıştı.

Jungkook'un baskınlığı öylesine haz veriyordu ki şu an ölüme bile sürüklense bunu umursamazdı.

Zorlukla ayağa kalkmış, masaya tutunup yürümeye çalışmıştı. Jungkook penisinden öylesine sert bir şekilde çekmişti ki, Jimin bir an kopacağını zannetmişti.

Jungkook Jimin'in zar zor yürüdüğünü fark ettiği esnada belinden çekip kendine yapıştırmıştı. Jimin acıyla tısladığında Jungkook boynuna minik bir öpücük kondurup kapının önüne getirmişti.

Jimin gözlerini ekrana tutup ikinci bir şifreyi girdiğinde ilk geldiği odaya geçiş yapılmış, Jungkook Jimin'i yatağa bırakıp gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı. Jimin onu izledikçe mora dönen penisinden sızdırmaya başlamış, bedeni yay gibi gerilmişti.