Pazar gününü de öyle boş boş geçirmiştim.Ertesi gün yazılımın olduğunu bildiğim halde hiç çalışmak istememiştim.Kimya dersim birinci dönem iyiydi ama ikinci dönemin birinci yazılısında resmen batmıştım. Bu durumdan benime birlikte annem ve babam da yakınıyordu. Dişimi biraz daha sıkmam gerektiğini söylüyorlardı ama haksızlardı.Ortaokulda rahat olacağımı söyleyip geçtiğimde deli gibi çalışmamı istemişlerdi. Aynısı lisede de olmuştu. Neymiş ? Rahatlarmışım. Açıkçası daha büyük bir boşluktayım. Saat daha erkendi ama ben sürekli uyumak istiyordum. Yarınki yazılımı düşünerek masanın başına oturdum ve bir kimya kitabı açtım. Kovalentmiş.Hah ! Bunları kim ne yapsın ya ? Kendimi zorlamayı düşünerek bir saate yakın kimya çalıştım. Yarınki yazılıdan yüksek almalıydım yoksa annemle babamdan azar yerdim.Tüm konuları anladığımı düşünerek birkaç test çözdüm ve her zamanki gibi telefonumu elime aldım. "7 konuşmadan 76 mesaj ileti"yazısını gördüğümde bizim sınıfın grupta konuştuğunu anlamıştım. Konuşmaya katıldım. Diğer mesajlar okuldakilerden gelmişti. Mısra'da attığı mesajdan sonra bir şey yazmamıştı. Bu mesaja ne yazılabilirdi ki ? Besbelli seviyordu. Onun adına seviniyordum. Mutlu olmasını istiyordum.
Mutfağa gidip buzdolabını açtım. Neden açtığımı bilemeden tekrar kapattım.Annemler nereye kayboldu ? Evde iki saate yakın gözükmuyorlardı. Odaları dolaşmaya başladığımda vestiyerde bir not buldum
"Duru'cum biz çarşıya çıkıyoruz. Çok güzel ders çalışıyordun biz de kıyamadık :D" yazıyordu. Bilerek yapmıştı. Annemin böyle çocuklaşmalarına gülüyordum. Sırf ben bir şey alamayayım diye yapmıştı bunu.
İntikam belinin soğuk fayanslara değmesi gibidir anne,ürpertici ve soğuk. Bu sözü nerden buldum ben böyle ? Bazen kendi salaklıklarıma şaşırıyordum. Bunun üstünde durmayarak uzerime bir açık kot ve beyaz tek omuz bir tişört geçirdim. Grili siyahlı spor ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı aldım ve evden çıktım.
Çarşıya gidip anneme zorla bir şeyler aldıracaktım. Bunda üstüme yoktur.
Çarşıya geldiğimde annemi aradım. Açtığında
"Anne, bu bir intikam değil mi ? Ama ben senden alıcam intikamımı"dedim. Annem kahkahalara boğularak
"Duru ya bilerek olmadı. Seni yanlışlıkla evde unuttuk"dedi . Bende çarşıda olduğumu çaktırmadan
"Neyse ya,alırım intikamımı ama. Nerdesiniz ne yapıyorsunuz ?"dedim . Alışveriş merkezinin üçüncü katında yemek yiyorlarmış.Neyse acıkmıştım zaten. Beraber yeriz artık gülüşü yaparak telefonu kapattım. Çok da uzakta olmadığından beş dakikaya yakın bir sürede oraya varmıştım.
Geldiğimde onları yemeğe odaklanmış olarak buldum.Yanlarına gittiğimde beni farketmediler bile.İntikam gülümsememi takınarak
"Selam canım ailem "dedim. Annem bana şaşkın gözlerle bakarken ben gülüyordum. Babam işte benim kızım tavrıyla bana sarıldı. Bunun annemin başı altından çıktığı belliydi zaten. Babam asla böyle şeyler yapmazdı. Yanlarına oturdum ve bugünün annemden bize hediye olduğunu öğrendim.Bunun şerefine menüdeki en pahalı yiyeceklerden istedim ve anneme bir bakış attım. Annem "Duru o kadar yeme ya,sağlığın için çok zararlı"dedi. Ben buna kanar mıyım tabi. "Anne kurt gibi açım vallahi. Bir şeycik olmaz"dedim ve gelen yemeklere daldım. Alışveriş merkezinde anneme yaptırmadığım şey kalmamıştı. Eve gittiğimizde anneme
"Anne intikam böyle alınır"dedim ve sinsi bir bakış attım. Annem yenilgi mağduru bir biçimde koltuğa yayıldı. Ben de biraz ders çalıştıktan sonra uyudum.
Sabah kalktığımda başımda öten alarmı bir türlü susturamamıstım. Sinirle saatin pillerini çıkartıp yere attım. Bugünkü sinirim de neydi böyle ? Kimya yazılısına da hiç çalışamadım. Kıyafetlerimi apar topar giyindim. Alarmımı yanlış saate ayarladığımı yeni fark etmiştim. Servisim on dakika önce buradaydı.Geç kalktığım yetmezmiş gibi birde okula yürüyerek gidecektim. Kahvaltımı yaptıktan sonra evden çıktım. Dünün yorgunluğuyla annem de uyanamamıştı. Hızlı adımlarla okula doğru yürüdüm.
Okula geldiğimde birinci dersin başladığını farkettim. İçeri girip hocadan özür diledim.Sınıftaki herkes kimyaya çalıştığından beni Mısra ve birkaç kişi dışında kimse fark etmedi. Hemen Mısra'nın yanına oturdum ve ondan bugüne ait dedikoduları aldım. Geç kaldığım hiç iyi olmamıştı çünkü diğer ders yazılı vardı. Mısra'yla biraz kimyaya çalıştıktan sonra zil çaldı. Mısra sevinçle-Anıl'dan dolayı-sınıfına girerken ben üzüntüyle-yazılıdan dolayı-sınıfıma girmiştim. Ayrı sınıflarda yazılı olma işini sevmesemde Mısra mutlu olduğu için seviniyordum.
Hoca sınıfa elinde bir tomar kağıtla gelmişti ve bu benim içimi karartmıştı.Yanımda üçüncü sınıf öğrencisi oturuyordu ve şimdiden kağıtları alıp dağıtmaya başladı. Herkese dağıttığında yapamadığım soruları ona sorarım umuduyla sırıtıyordum ki çocuk hemen kağıda gömüldü.Dünyayı unutmuşa benziyordu. Kağıda saçma sapan bir şeyler karaladıktan sonra sınıftan çıktım.
Bahçeye indiğimde bir banka oturdum. Çok sıcaktı. Daha martın sonundaydık ama her yer yanıyordu. Yanımdaki bank ağaçtan dolayı gölgeydi ve oraya geçmeye karar verdim.Kalemlerimi cebime atacakken arkadan bir çığlık sesi duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beynimi Saran Aşk
RomanceBeyninin her bir köşesine sinen tümör onu mutluluktan alıkoyamazdı. 15 yaşında olmasına rağmen hayatın tüm gerçeklerinin özellikle de ölümün fazlasıyla farkındaydı. Gerçek bir umut ve aşk öyküsü...