2 (Yenilendi!)

4.1K 230 41
                                    

Demek, "Min Yoongi."
Bende hiç tanışamayacağımızı, sanmıştım.

''Bende Kim Eun Hee, memnun oldum.''

''Bende, memnun oldum. Şirkette hangi pozisyonda çalışacaksın?''

''Bilmiyorum." Dediğimde bu sefer bir kahkaha patlattı. Ah bu çocuk neden bu kadar mükemmel gülmek zorundaydı ki!
"Mükemmel bir çalışan olur, senden." Derken sesinde ki dalga beni rahatsız etmek yerine güldürmüştü. Haklıydı.
Gerçekten sorumsuzun, tekiydim.

O anda, kapı açıldı ve siyah takım elbiseli bir adam içeri girdi.

''Hoş geldin baba. İş görüşmesi için gelen kız." Diyerek gözleriyle beni işaret etti.

Anlam veremediğim bir utangaçlıkla, ayağa kalkarak adamla tokalaştım.
Tüm bunlar olurken arkamdan, Yoongi'nin gözlerinin beni süzdüğünü hissetim.
Geri yerime oturdum, ve Yoongi karşımdaki koltuğa otururken babasıda baş koltuğuna yerleşti.

''Hoş geldin, bizde seni bekliyorduk.''

''Beklenmek güzel.'' diyip şirince gülümsedim.
O anda, Yoongi sırıtmıştı.

''Muhasebe bölümü için başvurmuştun, değil mi?''
Kafamın dağınıklığından nereye başvurduğumun, farkında bile değildim. Sadece başımı sallamakla yetindim.

''Çok güzel bizimde muhasebe bölümü için eksiğimiz vardı. Hemen başlayabilirsin.''

Bu kadar hızlı mıydı yani, diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Ama bir yandan da, işime gelmişti fazla uğraşmadan işe alınmıştım. Bu düşünce ile sırıttım.

''Tabi öncelikle seni, denememiz gerek. Daha önce böyle bir pozisyonda, çalışmış mıydın?''

''Ee, h-hayır ama yapabilirim, inanın ki.'' Hızlı hızlı, konuşmuştum.
Yoongi bu halime gülerken, babasıda bana anormal bir bakışla, bakıyordu.

''Daha önce deneyimin olmadığı için, ilk başta deneme süreli olarak başla. Zaten sonrasında duruma göre, işe alınırsın.''

''Nasıl uygun, görürseniz.''

"Yoongi sana eşlik edecek değil mi?"
Yoongi hızlıca başını salladı, ve ayağa kalktı.
''Önden."
Ben onun bu haline gülerken, o da sırıtmıştı. Tekrar, babasına teşekkür edip odadan çıktık.
''Evet Eun Hee. Bundan sonra birlikteyiz. Muhasebe ve dosyalama işlemleri için çalışan arkadaşlar ile, ben ilgileniyorum.''

''Patronumsun yani?'' dedim.

''Evet ama resmi olmana gerek yok. Resmiyet, en umursamadığım şeylerden biri rahat ol kendini kasma güzelim.''

Güzelim mi?

''Tamam."
Evet, inanılmaz mükemmel bir yüze sahip olabilirdi ve ben bu kadar kısa sürede bundan gereğinden fazla etkilenmiş olabilirdim ama daha onu tanımıyorken, bu kadar yakın olmak istemiyordum. Ayrıca bu kadar uzun zaman insanlardan uzak durmuşken, bir anda kimseyle samimi olamazdım.
Belki de sadece benim saçmalamamdan, ibaretti.
Bugün hayatımın geri kalanını yaşayacak olabilirdim.
Bir saniye, ne diyordum?

'' Sadece, Yoongi diyebilirsin.''

Konuyu değiştirmeye çalışarak konuştum:

''İşe, nasıl başlayabilirim?''

Güldü,

''Seninle ilgilenmeleri için bir kaç arkadaş, çağıracağım.''

''Tamam.''

Oturup çağıracağı, kişileri bekledim.
Bir süre sonra bir kaç kişi yanıma geldi. Yoongi mükemmel sırıtışını bana sunarak, oradan gitti.
Bütün gün boyunca, işlerle uğraştım. Deneme süresindeydik değil mi?
Daha ilk deneme süresi günümden, iş yaptırmaya başlamışlardı. Gün sonunda deli gibi yorulmuş halde bana ayrılan masaya yayıldım. Kafamı sıraya yasladım ve biraz uyklamayı hedefledim.

''İlk günden uykucu, bir çalışan?''

Kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde, Yoongi'yi gördüm.

''Yorucuydu."

''Kusura bakmam.''

Anlamamıştım, ama sadece gülümsedim.

''Çıkabilir miyim?'' diye sorduğumda:

''Çıkabilirsin işler bitti, istersen evine kadar ben bırakayım.''

''Teşekkür ederim, gereği yok.''

''Patronunu kıracakmısın? Sadece, evine bırakacağım.''

''Peki.'' diyip hemen sustum, ve onu takip etmeye başladım.
-
Spor bir arabanın önünde durduğumuzda:

''Atla.'' diye seslendi.
Arabaya bindim ve kemerimi taktım hemen arabayı çalıştırdı. O anda da, bir kaç soru sormuştu.

''Evin nerede?''

''Ailenle mi yaşıyorsun?''
Soruyu, tek başıma diyerek geçiştirdim.
Bizim sokağa girdiğinde yavaş ve haketlendi. Apartmanın önünde durdu.

''Bıraktığın, için teşekkür ederim. İyi geceler." Dedim ve içten bir gülüş sundum. Hayatımda uzun zaman sonra geçirdiğim en güzel an olabilirdi.
Arabadan çıkıyordum ki, kolumu tutarak beni durdurdu.

''Bir şeye ihtiyacın olursa, aramaktan çekinme.'' Dedi.

Tabi, insan böyle pis bir yerde yaşayınca böyle tepkiler alabiliyordu.
İstediğin zaman ara yardıma ihtiyacı olur mu, diye.

''Bir şeye ihtiyacım olmaz. Yine de, teşekkürler.''
Arabadan indim ve dolmuş gözlerimi silerek oradan uzaklaştım. Bu tür durumlar canımı sıkıyordu. Önemsememeye çalışarak apartman kapısına yöneldim. Arkamda olduğunu, gitmediğini biliyordum.
Arkama, hiç dönmemiştim.

Bir anda karşı komşum, apartmandan çıktı.

''Gece gece nereden böyle güzelim? Yoksa bana mı geliyordun.'' Bizim salak herif, yine içmişti anlaşılan.

''Çekil git, şuradan be!''

''Kaçma artık benden!"
Diyip üzerime doğru yürümeye başladı.
''Git başımdan, pislik!'' dememle birlikte adamın yüzüne inen yumrukla bedeninin, yerle buluşması bir oldu.

Gözlerimin önünde yere serilen, adamı bakarken kanımın donduğunu hissetmiştim. Sert bir şekilde yüzüne yediği yumrukla kafası yerle buluşmuştu.
Derin bir nefes aldım ve kafamı yukarı kaldırdım.
Evet bu görmeyi beklediğim ama şaşırdığım, bir manzaraydı.

Min Yoongi.
Bana endişeli, bir şekilde bakıyordu.

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin