Karanlık bir gecenin ardından yeni bir güne merhaba demişti genç kız , her zamankinden daha mutsuz ve agresif gözüküyordu bugün .
Özenli bir şekilde taranmış sarı saçları,insanın bakmaya doyamayacağı mavinin en güzel tonu olan safir mavisi gözleri ve pembe yanaklarıyla aynaya her baktığında annesini hatırlıyordu , nasıl bu kadar benzeyebilirdi ? , buz gibi keskin bakan o gözlerin ardında bir burukluk vardı canını acıtan , kalbinde bir sızı vardı geçmek bilmeyen her gün dahada derinleşiyordu, yokluğu her lanet gün daha da artıyordu .
21. yaş günüydü bugün annesinin olmadığı yeni bir yıl daha , koca bir 3 yıl geçmişti ölümünden ama hala dün gibi hatırlıyordu ,yakında alacaktı intikamını
Sıkıntılı bir şekilde nefesinin havaya karışıp serbest kalmasına izin verdi ve bu düşünceleri bir kenara bırakıp hazırlanmaya başladı .Yüksek bel bordo mini etek üzerine yarım kenarlarında delikler olan beyaz bir crop top ve siyah topuklu ayakkabılarını giyerek son bir kez aynaya ya baktı ruhsuz bakan safir mavisi gözlerinde bir eksiklik vardı aynaya her baktığında annesine olan özlemi ile birlikte nefreti de koyulaşıyordu acının ne demek olduğunu iliklerine kadar hissetmiş tarif edilemeyecek şekilde ruhsuz bir kimliğe bürünmüştü bu acıya daha fazla katlanamadığından biran önce odasından çıkmak istedi . Babası her zamanki yerini almış kahvaltısını yapıyordu. İçten bir gülümseme ile ona selam vererek yanağından öptü ve ardından arabasının anahtarını alıp babasına hoşçakal diyerek evden çıktı .Esen rüzgar üşümesini arttırsada ruhu soğuyu hissetmeyecek kadar donmuştu . Umursamadan arabasına bindi yapması gereken bir çok işi varken gereksiz partiyle uğraşmak her şeyi daha da zorlaştırıyordu . Öncelikle annesinin mezarlığına uğrayacak sonra şirketin ne durumda olduğuna bakıp ardından parti için birkaç kıyafet seçicekti . Mezarlığın yolunu tutarken durmaksızın çalan kornanın sesini duyana kadar aşırı hız yaptığını anlamamıştı , o kadar dalgındı ki son yıllarda yaşadıkları onu değiştirmişti , aklına Jeff Abbott 'un meşhur kitabında bahsettiği söz geldi , şuan da tam olarak Miles gibi hissediyordu .Kendi kendine '' Eski ben öldü , yeni ben ise doğmak istemiyor'' diye mırıldandı . Arabadan indiğinde karşısında öldürücü bakışlar atan bir çift yeşil göz beklemiyordu . İfadesi o kadar sertti ki bir an onun bu tavrına karşı gelerek umursamaz bir havaya büründü ve genç adamın söyleyeceklerini alaylı bakışlarla bekledi , adamın karanlık bakışları ve sinirli tavrı biraz da olsa ürkmesini sağlamıştı . '' sen psikopat mısın ? , karşıdan gelen arabayı göremeyecek kadar kör olmalısın .'' ses tonu bir adama göre oldukça kesin ve gözlerinde ki karanlık ifadeyle yarışacak kadar sertti . Sanki ağzından çıkan kelimeleri dudaklarında hissediyor gibiydi , ceketinin yakasını düzeltti ve hafifçe öne eğildi . Deniz adamın omuzlarındaki kasların şiştiğini gördü , ifadesi düz ve soğuktu .
Alaylı bir bekleyişle düşünürmüş gibi yapıp ''sencede psikopatlık ilgi çekici bir konu değil mi ?'' diye atıldı Deniz , yaklaşık olarak 24 -25 yaşlarında görünen adam sinirden seğiren çenesini umursamayarak gözlerini ifadesiz bir şekilde Deniz'in üzerinde gezdirdi , bakışlarında karanlık bir ifade vardı , sinirle elini saçlarının arasından geçirerek '' Bir daha kine daha dikkatli olmanı öneririm '' dedi.
Deniz , çınar'ın ses tonunu kelimelerin ağzından dökülürken ki kullandığı hafif baş kaldırmayı umursamadı ,arkasını döndü ve tam gidecekken omuzunun üzerinden yavaşça bakarak tok bir sesle ''Denerim '' dedi, arabasına bindiğinde düşündüğü tek şey eski yaşamıydı .
Bazen gerçekten olduğu kişiden daha farklı davranıyordu yaşarken ölmeyi öğrenmişti hayatın getirdiği zorlukları taşıyacak gücü yoktu. Onun gözünde hayat istisnai durumlar dışında trajedik bir tiyatro oyunundan başka bir şey edeğildi .Belkide herkes gibi dünyaya bakış açısını toz pembe bulutların değilde siyahın en karanlık tonlarının kaplamasındandı. Arabasından yavaşça inerek annesinin mezarlığına yaklaştı her adımında kalbine saplanan zehirli bir hançer etkisini göstermeye başlamış ve vücudunun en ücra köşelerinde dahi acıyı hissetmesine sebep oluyordu adımları yavaş ve bir o kadar da çaresizdi ,kaç yıl geçmişti aradan üç mü ? genç kız bu süre içerisinde hayatında hiç olmadığı kadar değişmiş dıştan görünüşü ukala ve buzdan bir duvarı andırsada içinde küçücükte olsa büyümeyi bekleyen bir iyilik meleği vardı .
Gözyaşları yanağından süzülerek yavaşça toprağa düşüyordu . Safir mavisi gözleri buğulanmış ve yüzünde uzaktan bakan birinin dahi anlayacağı kızarıklıklar oluşmuştu .Bu kadar zaman yeterliydi onun için Genç kız yavaşça kalktı gözyaşlarını sildi ve son kez elini mezar taşında yazılı ismin üzerinde gezdirdi bir zamanlar Ceyda Erdem herkesin taktirle gösterdiği ,adeta mutluluk abidesi olan bir kadındı . Ama şuan yoktu bu gerçek genç kızın kalbine bir bıçak gibi saplanıyor ve nefessiz kalmasına yetiyordu . Hızlı adımlarla arabasına gitti buradan uzaklaşmak istiyordu .Elleri beyazlaşacak derecede sertçe direksiyonu sıkarken derin bir nefes verdi ve şirkete doğru yola koyuldu .
▲▲▲▲▲▲ Uzun bir aradan sonra Merhaba umarım kitabımı beğenmişsinizdir :) vote ler ve küçücükte olsa olsa yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz düşünceleriniz ve eleştirileriniz benim için çok önemli , bölümler düzenli olarak gelicek .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Kar Tanesi
Teen Fictionyaptığımız hatalar belki zamanla aşılır ama zaman her şeyinn ilacı mıdır? Deniz Erdem 3 yıl önce annesinin bir mafya tarafından öldürülmesinin ardından intikam almak için mafyanın peşine düşer . Hayatının en korkunç anısı,annesinin ölümü yüzünden...