Tabağını alıp duvara fırlattıktan sonra koşarak evden çıktı. Ağlamamı güçlendirip yerime öylece sindikten sonra çaresizce geri dönmesini beklemeye başladım.
Sadece iç çamaşırlarımla olduğum için vücudumun titremeye başladığını hissettim. Yavaş yavaş ayağa kalkıp canımı yakmamaya çalışarak yukarı çıkmaya başladım. Odaya vardığımda kıyafetlerimin olmadığını farketmemle ilk önce Justin'in dolabına yeltendim. Ama en son onun kıyafetlerini giymeye çalıştığımda bana yaptıkları daha doğrusu anneme yaptıkları aklıma gelince elimi geri çekip yatağın içine girdim.
Ne kadar bu evden gitmek istesemde vücudumdaki ağrılar ve iç çamaşırlarımla olmam beni engelliyordu. Gözlerimin yavaşça kapanmasını izleyip kendimi uykuya bıraktım.
---
Gözlerimi araladığımda artık uyumaktan vücudumun yorgun düşdüğünü ve fazlasıyla dinlendiğini farkettim. Odayı dolduran ayın ışığı ile yavaşça ayaklandım. Uyumaktan her yerim tutulmuştu. Bulanıklaşmış gözlerimi bir kaç kere kırpıştırıp odada gözümü gezdirdiğimde Justin'in koltukta oturmuş sigarasını yakmaya çalıştığını gördüm.
O ardı ardına sigarayı içine çekip üflerken ona sırtımı dönüp öylece duvarı izlemeye başladım. Belimde hissettiğim yumuşak el ile biraz irkilmiş olsamda belli etmemeye çalıştım. Küçük bir bebekmişim gibi beni kucağına oturtup yüzümü okşamaya başladı. Vücudum ve ruhum o kadar yorgundu ki ona karşılık vermiyordum.
Yavaşça saçlarımı okşayıp ''Eddie'ye olanları görmek istermisin?'' dedi. O an Eddie'nin bana yaptığı şeyler gözümün önüne geldi ve istem dışı ''Evet.'' diye fısıldadım.
Sakince gülümseyip odadan çıktıktan sonra elinde kıyafetler bulunan bir poşetle geri döndü. Poşeti önüme atıp odayı terkettiğinde hızla poşette bulunan eşofmanları alıp giydim. Tam t-shirt'ü üstüme geçirdiğim anda odaya girip ''Hadi Gidiyoruz.'' dedi. Yavaşça elimi tutup odadan çıkmamızı sağladıktan sonra arabaya bindik.
---
Eski ve kullanılmayan depo gibi bir yerde durduğumuzda aniden arabadan fırlayıp benim çıkmamı beklemeye başladı. Vücudumdaki ağrıların ağırlaşmaması için yavaşça arabadan çıkıp yanına gittim. Yeniden elimi tutup içeri girmemizi sağladı.
Sandalyeye bağlanmış ve dövülmekten yüzü kanlar içinde kalmış Eddie'ye gözüm kaydığında midemin bulandığını hissetmiştim.
Eddie'nin başında dikilen adamlara bakıp Justin'in bana getirdiği sandalyeye oturdum. Justin, Eddie'ye yaklaşıp kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra sert yumruklarını suratına geçirmeye başladı. Her vuruşunda yerimden zıplayıp, gözlerimi kısıyordum.
Cebinden çıkardığı bıçak ile ellerini kesmeye başladığında fışkıran kanlarla beraber ayağa kalkıp Justin'i tuttum ve ''Dur yapma!'' diye haykırdım. Kısa bir süre şaşkınca bana baktıktan sonra ''Çok merhametlisin. Bu kadar merhametli olursan sen ölürsün.'' dedi.
Kanlı ellerini yüzüme sürüp yanında duran adamlara ''Onu eve götürün.'' diye emir verdi. Uzun boylu, yakışıklı bir çocuk yanıma gelip yavaşça dışarı çıkmamızı sağladı.
Arabaya binmemi sağladıktan sonra şöfor koltuğuna geçip arabayı kullanmaya başladı. Aşırı sessiz bir yolculuğa benzeyeceği belliydi.
---
Araba durduğunda aşağı inip evi incelemeye başladım. Justin'in beni daha önce getirdiği evlerden biri değildi. Yavaş adımlarla kapıya ulaşıp kapıyı çaldığımızda sarışın bir kız gelip kapıyı açtı. Karşısında şu yakışıklı çocuğu görünce yüzü gülsede bana döndüğünde aniden yüzünü buruşturup ''Bu kim Robert?'' diye aşırı bir tepki verdi.
Adının Robert olduğunu öğrendiğim çocukta ''Justin burada olmasını istedi.'' diye karşılık verdi. Kız kafasıyla onayladıktan sonra beni içeri doğru çekti.
Koltuklara kurulmuş gülüşen kızları gördüğümde sanki hiç insan görmemiş gibi etrafıma bakınmaya başladım. Sarışın kız elini omzuma atıp ''Bu kız... Adın neydi tatlım?'' diye sordu kafamı sağa sola sallayıp kendime geldikten sonra ''Lexi'' diye cevapladım. Kız yeniden söze girişip ''Evet işte kızlar bu Lexi...'' dedi. Öylece bana bakarlarken sarışın kız aniden elini omzumdan çekip tokalaşmak istermiş gibi uzattı ve ''Bende Madison'' dedi.
Hafifçe gülümseyip tokalaştıktan sonra koltuğa oturdum.
Açık mavi gözlü, sarışın kızın adının Grace, siyah gözlü kızın ismininde Mia olduğunu öğrendim. Bana tek tek kim olduklarını anlatıp şu çetelerinden bahsetmişlerdi. Justin hakkında da bir kaç bilgi vermişlerdi. Babasının çok içki içip kumar oynadığını ve her akşam gelip karısını dövdüğünü bu yüzden Justin'in cinnet geçirip babasını öldürdüğünü ve kardeşleriyle annesine bakmaya başladığı gibi bilgiler..
Çetedekilerin hepsinin ya öksüz yada yetim olduğunu söylemişlerdi. Benden de ailem hakkında bilgi istediklerinde anneme olanları anlattım. Justin'in sözünden çıkmamam gerektiğini banada iyice tembih ettikten sonra teselli etmeye başladılar.
Kapının çalınmasıyla hepimiz gözlerimizi kapıya çevirdik. Mia ayağa kalkıp kapı deliğinden baktıktan sonra kapıyı açıp Justin ve arkadaşlarını içeri aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaker (ASKIDA)
Fanfiction''Bir insana zorla sevdiremezsin kendini, bana güven diyemezsin...''