Sun Hee
Berbat bir sol omuz ağrısıyla uyanmıştım bu sefer yine o yataktan. Karnımın üzerindeki kol ve sol bacağımın üzerindeki bacak yerimden doğrulmama izin vermiyordu. Sol tarafıma döndüğümde ise uyuyan Kim Taehyung'u gördüm. Ahh, tabii ya. En son bana işkence ediyordu ve ben bayılmıştım.
Sağ kolumla sol kolunu kaldırıp kendi üzerine attım. Bunun üzerine homurdanarak beni kendine daha çok çekti ve sıkı bir şekilde sarıldı. Bu hareketi üzerine sol omzumdaki ağrı daha keskinleşti ve ağzımdan acı dolu küçük bir inleme kaçtı. Her ne kadar Taehyung'u uyandırmamak için kendimi sıksam da bütün planlarım boşa gitmişti. Taehyung uyanmıştı ve kaçma ihtimalim artık 0'a düşmüştü. Ne güzel o uyurken kaçabilecektim.
''Oh, kolunu mu acıttım?'' diyerek kafasını kaldıran Taehyung'a baktım. 'Yok hayır acıtmadın keşke daha fazla kesip biçsen beni' demek geçse de içimden, sadece kafamı olumsuz anlamda salladım. Eğer içimden geçenleri söylersem beni ciddi anlamda kesip biçeceğine emindim.
Kandan kıpkırmızı olmuş olan omzumdaki beyaz tişörte bakınca bunun Taehyung'un tişörtü olduğunu hatırladım. Bir dakika! Onun tişörtü benim omzuma sarılıysa, onun üstünde ne vardı? Bu düşüncelerin ardından kafamı aniden Taehyung'a çevirdim ve burun buruna geldik. Harika! Zamanlama süperdi. Burun buruna durmak istemediğim için yatakta biraz geriledim. Ben gerileyince o da arkasını dönüp yataktan kalktı. Fırsat bu fırsat diyerek üzerinde tişört var mı diye kontrol ettim. Üzerindeki tişörtü bırakın altında pantolon bile yoktu.
Çığlık atarak yanımdaki yastığı Taehyung'un sırtına fırlattım. Yastık sanki bir duvara gelmiş gibi yere düştü. Taehyung tam arkasını dönerken bir yastık daha fırlattım yüzüne doğru. Fakat herşey istenildiği gibi olmuyor. Ani bir refleks ile yastığı tuttu ve gözlerini bana dikti.
''Sen sapık mısın ya? Nereden geliyor bu samimilik? Neden tişörtün ve pantolonun yok senin?'' diye bağırarak konuştum gözlerini bana dikmiş olan Taehyung'a karşı.
Gözlerini devirerek yerdeki pantolonunu eline aldı ve pantolonu giyerken bana cevap verdi. ''Pantolonla ve tişörtle uyumamı beklemiyordun herhalde? Yakında kocan olacağım alışsan iyi edersin.''
Son kurduğu cümle üzerine fırlatacak bir şeyler aradım. Fırlatacak bir şey bulamayınca onunda odadan çıktığını farkettim. Hah! Kocam olacakmış! Zaten aptallık bende ne diye Chanyeol'ün telefon konuşmasını dinleyip buraya geldiysem? Ben böyle kara kara düşünüp oturacağıma kaçmak için yol aramalıydım asıl! Acaba arkasından giderken kapıyı kilitlemiş miydi?
Yataktan kalkıp kapıya ilerledim ve açmayı denedim. Sonra tekrar denedim, denedim ve tekrar denedim. 3-4 kere kapıyı zorlayarak açmayı denedim. Kilitlemişti ve bende bunu bildiğim halde kapıyı zorluyordum. Evet gerizekalı dediğinizi duyar gibiyim.
Tam tüm umudumu yitirmiş kapıya sırtımı yaslamıştım ki odadaki pencere dikkatimi çekti. Bu sefer şans yüzüme gülüyordu. Adımlarımı hızlandırıp pencere kenarına geldim ve pencereyi açtım. Yüksekliğe bakmak için kafamı uzatmıştım ki 2 kat yukarıda olduğumuzu anladım ve pencerenin tam altında bir tane koruma vardı. Şans yüzüme gülüyor demiştim değil mi? Unutun gitsin.
Korumayı bir şekilde atlatabilirdim ama nasıl pencereden inebilirdim hiç bir fikrim yoktu. Ve Kim Tae Hyung gelmeden bir fikir bulmam gerekiyordu. Odada dolaşıp işime yarayacak halat ve benzeri şeyler aradım. Şans zaten yüzüme gülse açtığım dolapta bir kaç parça çarşaf yerine halat bulurdum! Bir dakika, şans zaten yüzüme gülüyor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer Or Husband » Taehyung
FanficŞeytan gerçek. Boynuzu ve kuyruğu olan kırmızı bir adam değil. O düşmüş bir melek ve bir zamanlar Tanrı'nın favorisiydi. O, Kim Tae-hyung'tu. Diğer adıyla Lucifer. Çünkü yaptıkları normal bir insanın yapabileceği şeyler değildi. Yaptıkları daha...