Bütün bir haftam işe alışmak ile geçmişti, neyse ki artık tamamen işe alınmış ve, güzelce alışmıştım.
Yoongi, konusuna olursak ise;
Yoongi, ile bambaşka dünyaların insanlarıydık. Uyum içerisinde değildik. Olamazdık da. O çok farklıydı, umursamaz biriydi en önemlisi. Benim asla sahip olamayacağım bir huy.
Ailemi kaybettikten sonra umursamaz olmak bana iyi gelir diye düşünmüştüm. Ama bana ne iyi gelirdi ki? Ne zaman gerçekten iyi olmuştum?
Ailemi asla unutamazdım, ne kadar çabalarsam çabalayım olmazdı.
Bilemiyordum, içimden bir ses:
"Olsa, ne olur ki?" derken, diğer yanım saçmaladığımı söylüyordu. Bende saçmalayan yanıma uyuyordum. Yoongi ve benim birlikte olmamız imkansız denebilecek gibiydi.
Zaten nereden varmıştım ki, böyle bir düşünceye. İkimizi birlikte mi hayal etmiştim? Daha duygularımı bile bilmiyordum. Hiç bir şeyden emin bile değildim. Aptalca, konuşuyordum işte.
Yoongi bu bir hafta boyunca bana yakın davranmaya çalışmıştı, bense ona hep ters davranmıştım.
Beklediği ilgiyi sekreterinden alabilirdi, değil mi? Ki ben neden ona ilgi gösterecektim?
Kafamı karıştırmakta, üstüne yoktu.Sekreter kadının, Yoongi ile yakın olması canım ciddi anlamda sıkıyordu.
Yoongi'nin bir sevgilisi olduğunu bilmiyordum.
Zaten bilseydim, asla evinde kalmak gibi bir şey yapmazdım.
Bu bana göre değildi, asla.
Derin bir nefes aldım ve karşımda hala Yoongi'ye karşı uygunsuz haraketlerde bulunan sekretere baktım. Bu kadın gerçekten mide bulandırıcının tekiydi!
Yoongi ona ya sırıtıyor yada bakmıyordu. İkisi de birbirinden aptaldı. Ve artık hiç biri umrumda değildi.
Yapmam gerektiği, gibi sadece işime odaklanacaktım.
-
Akşam eve giderken bir kaç kişinin terbiyesiz ithamlarına maruz kalırken, gerçekten yaşadığım bu çöplükten bir an önce kurtulmam gerektiğini düşündüm. Artık para kazanmaya başlıyordum ve ailemden kalan para bir şekilde bana yeni güzel bir ev için yetebilirdi. En azından ben böyle umuyordum.
Gerçekten işten çok yorgun gelmiştim ve kendimi hemen yatağa atıp güzel bir uyku çekme umudu ile gözlerimi kapatmıştım.
-
Kolumdan yavaşça okşanarak, gözlerimi açtım ve kafamı kaldırıp bana gülümseyerek bakan bir Yoongi gördüm.
Yine o meşhur gülümseme, yüzünü sarmıştı.
Ona olan bütün kırgınlıklarımı unutup, ben de ona gülümsedim, bu an hiç bitmesin istemiştim.
Birbirimizin gözlerine gülümseyerek bakıyorduk, aynı zamanda ellerimi okşuyordu, ara sıra dudaklarına götürüp öpücükler bırakıyordu, ellerime.
Huzurla, gözlerimi kırpıştırdım ve onu yanıma çektim.
Kokusunu derin derin içime çekerken.Tanıdık bir telefon melodisi kulağıma doldu.
Güzel bir rüyaydı!
Telefonu elime alıp açtığım da şirketten bir kızın, dosyalama işleri ile ilgili beni aradığını gördüm. Görüp görebileceğim, en güzel rüyayı görüyordum ki bölünmüştü.
Buna karşılık gözlerimi devirdim. Hala uykum vardı ama geri uyuyabilir miyim diye, düşünmüyordum.
Gördüğüm rüya, istemsizce beni mutlu etmişti. Gerçekten mutlu olmuştum.
Aklıma Yoongi'nin Tüm bu olanları sekreteri ile yaşadığı geldi.
Gerçi bunun bir kanıtı yoktu. Ama birbirlerini tutku içinde öpmeleri bunu göstermez miydi?Umursamayacaktım, her ne olursa olsun du.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love / M Y G
Fanfiction-yoongι ve eυn нee вιrвιrlerιnιn, ѕonѕυzlυğυ olмυşтυ- ❤❄ "Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, bütün ruhumu nasıl ele geçirebildi?"