Refleks olarak hemen Jungkook ile birbirimize baktık. Aceleyle alt kata inip kapının deliğinden baktım. Ağzım açık bir şekilde donmuştum. Çünkü gelen kişi annemdi. Jungkooku saklamam gerekiyordu. Annem onu burda görse aklından 6068595859 (😂eueheuheu) tane senaryo geçirirdi..
Eda: J-jungkook a-annem gelmiş.. Jungkook: Tamam aç kapıyı. Eda: Şaka yapmanın sırası değil.. Hadi seni saklayalım.. Jungkook: Şaka yapmamıştım..
Tak..Tak..Tak..
Eda: Aishh..! Hadi yukarı çık ve saklan.. Çıkarsan senin o kafanı kopartırım.. Jungkook: Taamam.. Sırf canım kafam için yapıyorum.. 😏
Yukarı çıktığında hemen kapıyı açtım. Annem sinirli bir şekilde yüzüme bakıyordu..
(Anneye isim koymicam o yüzden anne diye yazcam ne kadar zekiyim shskhssk 😁)
Anne: Kapıyı neden hemen açmadın..!? Ah her neyse seni çok özledim güzel kızım benim..
Dedi ve hemen sarıldık. Onu o kadar özlemiştim ki.. Özlem gidermeye içerde devam ettik.. Sonra gözüm bavuluna takıldı.
Eda: Anne neden sadece küçücük bir bavul aldın ki.? Anne: A-ah evet şey ben sadece bir haftalığına kalacağım.. Bende daha fazla kalmak isterdim ama işler çok yoğun..
Üzülmüştüm. Bunu yüzümden anlayabiliyordu.. Türkiye de yönetmesi gereken bi şirket ve birden fazla toplantıları vardı. Olsun. Sonuçta gelmişti. Yanımdaydı. Şimdilik bu yeterliydi..
Anneme odasını göstermek için yukarı çıktık. Acaba Jungkook hangi odadaydı.? Annemin odasının kapısını açtım ve karşımızda bir adet ukala Jungkook vardı. Saklanmaya bile tenezzül edememiş yatağın üzerinde oturup "ben bir ukalayım" dermişcesine bize bakıyordu.
Anne: Aaaa hırsız vaaar..!!!! Eda: A-anne dur bağırma. Hırsız değil o.. Anne: (kızgın bi şekilde) kim peki bu Eda..!! Eda: Hö..!! Ş-şey o-o benim arkadaşım.. Anne: Hmm.. Peki kızım senin arkadaşlarını odaya atmak gibi bi fantezin mi var..!!?
Bişey diyememiştim.. Ve eminim ki suratım kıpkırmızı olmuştu.. Çünkü ukala Jungkook bu durumda bile bana alttan alttan sırıtıyordu..
Jungkooka odadan çıkmasını söyleyen annem ve ben tek kalmıştık.. Bana olup biteni sordu.. Kızmayacağım demişti.. Ama biliyordum ki kızacaktı.. Her şeyi anlattım.. Tabii ki de üstü kapalı bi şekilde.. Belki bi kaç bişey de sallamış olabilirim..
Anne: Tamam hadi arkadaşını bekletme sen in ben geliyorum..
Oha.. Doğru duydum dimi..!? P-peki dedi.. Annemi ilk defa böyle anlayışlı görmüştüm.. Aptal aptal sırıtırken annem öksürdü.. Jungkookun yanına indim..
Eda: Seninle sonra konuşucaz bay ukala.. Jungkook: Sen nasıl istersen baş belası.. 😏 Eda: Son nosol ostorson boş boloso... 😒 Jungkook: Beni taklit etmeye çalışma asla benim gibi olamazsın.. 😏😎 Eda: Ihh..! Acaba diyorum gitsen mi..? Birileri fazla havalandı da.. 😒 Jungkook: Ocobo doyorom gotson mo.? Boroloro fozlo hovolondo do.. 😂 Eda: Ha.- Ha.- Ha. 😒 Anne: Aah çocuklar çok iyi gidiyodunuz bölmek istemezdim ama benim işim çıktı. Yani ben gidiyorum.. Siz de kafanıza göre takılın..
Söylediklerinin ardından çıkıp gitti.. Ben donup kaldım.. Sanki annem birden gençleşmişti.. Yani ne biliyim.. Normalde yapmayacağı şeyler yapıyordu ve bu beni korkutmuştu..
Jungkooka baktığımda bana doğru geliyordu.. E haliyle bende geri adım atmaya başladım.. Geldi. Gittim. Geldi. Gittim. Geldi ve gidemedim çünkü duvara bi sümüklü böcek gibi yapışmıştım. Ah şu benzetmelerime hayranım. İlk önce sırıttı ve elini duvara koydu.. Bense ne yapıcağımı bilemediğim için gözlerimi sıkıca kapatmıştım.. Tam yaklaştığını hissettiğim sırada telefonu çalmıştı.
Jungkook: Aishh.. Alo ne var Tae..? Evet rahatsız ettin.. Ne oldu? A-ah t-tamam geliyorum.. Eda: Nereye? Jungkook: Çok mu merak ettin? Eda: H-hayır.. Naparsan yap ukala.. Jungkook: Demek öyle he.? "Jungkooook benimle evlenseneeğ." Aishh.. O kadar komiktin ki.. 😂 Eda: Sen gitmiyomuydun yaa..?!
Güldü ve gitti.. Aah ukala işte.. İyi ki bi saçmaladık.. Şimdi bokunu çıkarana kadar her saniye bunu söyler durur. Çok sıkıldım ukala da gitti.. Dae yi arasam iyi olur.. Hatta fazla iyi olur..
Eda: Alo. Daeeee napıyon yaa. Çoook sıkıldım gerisini anladın sen 😂😂 Dae: Tamam hazırlanalım da biraz gezelim diyon sen mesaj alındı yarım saat sonra buluşalım konum atarım sana.. Zaten işimiz vardı.. Eda: Tamamdır..
Beni böyle anlayan bi arkadaşım olduğu için şanslıyım. Canım Dae yaa kkkkk~
Canım,aşkım,bitanem,herşeyim,bebeğim, dünyam,onsuz yapamadığım,gardrobumun yanına gittim.. (Şu dolap kadar sevilsek nolurdu kiğğ eueheuheu 😂) Bir kaç parça kıyafet seçip giyindim..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hazırdım.. Dae de konumu atmıştı. Tam kapıyı açtım yerde yine o boktan kutulardan biri vardı.. Etrafa bakıp kutuyu açtım.. İçinde bi kolye vardı.. Bu Shin'in bana verdiği kolyeydi.. Notta ise;
Kaybolmasını istemiyorsan dikkat etmelisin prenses. -S
Yazıyordu.. Kolyeye baktım.. Bir daha kaybetmemek adına boynuma taktım.. Bi an önce çıkmassam geç kalıcaktım.. Dae yi bekletmek istemem..
Hemen bi taksi çevirip.. Dae nin söylediği yere gittim.. Taksiden indiğimde ise karşımda bi şirket vardı.. Neden buraya gelmiştim ki..? Yada neden beni buraya çağırmıştı ki..?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
