Bismillahirrahmanirrahim
Bugünü hiç unutmayacağımı çok iyi biliyordum. 6 eylül... Sabahınıda, akşamınıda. Çünkü yüreğim fazlasıyla ağırlaşmıştı.
Sanki ümmetin tüm sıkıntıları benim yüreğimde gibi ağırdım.Bildiklerim çok azdı fakat o azıcık bildiklerimi anlamaya başlamıştım.
Kalbimde bir perde vardı sanki her an açılacakmış gibi. Tüm sorularımın çözümünü onca zaman duvarda asılı bırakmışımda nasipsizce, yeni öğrendim.
Sayfalarca okumuşum kitapları içime hiç işlemeden. Ne söylediğinden habersizce. Ceplerim delinmiş astarın içinde kalmış sanki hayat. Bense etrafta aramışım ellerimde aydınlıklara inat fenerlerle...Kaybettiğim şeyi buldum. Sevincim avuçlarımda ve ben öylece seyrediyordum şaşkınlıkla.
İçimdeki kafesin anahtarı bulunmuştu. Kilidi açıp açmamak içimdeki bana kalmıştı.
Ve ben kafesteki kuşların halet-i ruhiyesine sahiptim. Cıvıl cıvıl...
Kafeste ama özgür... Hayta ve haylaz. Adı vardı artık sevdamızın. Bu şehiri yakıp gitmeye gerek yoktu.Huzurun saklı olduğu saatler olsa gerek. Sanki yeryüzü tertemiz ve gökyüzü hiç kirlenmemiş. Günahın ve günahkarların olmadığı bir vakit.
Ne karanlık, ne aydınlık...
Tek ses yok, sakin. İnsanın içindakiler bile konuşmuyor. Tam bir sukûnet. Bu huzura kalp dayanamıyor...
Öyleki insanın içi içine sığmıyor ve sadece bu sebepten heyecanlanıyor.
Ummadığın bir anda bir kıvılcım oluyor yüreğinin derinliklerinde...Sen ki yürekte yıllarca taşınacak huzur,seni tarif etmek demek kendimi tarif etmek demek. Senden bahsettikçe kendimi keşfediyorum.
Kendi odalarımda dolaşıyorum.Sen ki huzur sebebim, şükür sebebim...
Tebessümüm, gözümdeki ışık ve elimdeki sıcaklıksın. Senki an an yaşanan mutluluğun adı.
Sen ki ileride aynı kumbaraya birlikte para atıp hacca gitme hayalleri kurduğum.
Sen ki teslimiyet, sadakat, vefa, hatıra, hüzün, ve neşem,şairim...
İşte sen çok şey. Bakınca bahar aylarında açan, erik ağacının dallarındaki çiçekleri hatırlatan çocukça bir sima.Utancımdan tam bakamasamda sarışın değil, beyaz değil açık tenli. Ve yüzünde bu dünyaya ait olamayacak kadar derin, güzel bir bakış. Onun en çok teselli anlarını seviyorum. Karşısındakinin ümitsizliğe düşmesine asla müsaade etmeyen sanki bir can kurtaran gibi. Her olumsuz cümle Sarf ettiğimde en olumlu haliyle bana can simidi olan. İnsanın kendini kötü hissetmesine, mahcup olmasına izin vermiyorsun. Her haliyle beni ayakta tutma çabasında. Buna yüreği nasıl yetiyor anlam veremiyorum. Ama güzel bu seviyorum. Onun karşısındayken kendimi boş bir havuz gibi hissediyorum ve kelimeleriyle doldurmasını arzuluyorum.
Ve sen ki...
Bilsen ve duysan beni,
Bir tebessüm yalnızca bana olsa,
Gözlerin bir kere bana özel baksa.
Söyleyemem sana içimdekileri.
Seccademde avuçlarıma doldurup sundum Rabbime. Verirse seni bana beni sana...Elhamdülillah 😊😊
05. 10. 17
17.55
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Fırtınası
Poetry©Tüm hakları saklıdır #şiir içinde 28 Yürek eserse ne olur ? Yย̈гєк Ŧıгtıภครı Bu benim yazmış olduğum ilk kitabım,güzel insanların güzel kalplerine hitap etmek dileğiyle... Not :Şiir değil tam olarak yazdıklarım, şiir a...