Bursa benim için hep özel bir şehirdi. Şartlar giderek zorluyordu. İstanbul'a gitmem gerekiyordu. Fakat ben istemiyordum. Ulu Camiiye nasıl veda edecektim bilmiyorum... Özellikle de babama. Günler bir hızlı tren misali geçiyorken bu zati halimi kime anlatacaktım. Elbette ki sana. Senden başka kim anlayabilirdi ki beni? Babamın avuçlarında büyümüş çocukluğum şimdi bu yuvayı terk mi edecek? Bazen giden olmak çok zor... Ama insan alışan bir varlık olduğundan buna da katlanıyor. Evin küçük prensesi şimdi çok uzaklara gidecek. Babam nasıl ayrılacağım geçen onca mazi bir çizgide.