Elimde parçalanıp,hayatım gibi unufak olmuş telefonu salonun bir köşesine fırlattım ve Araz'a parmağımı doğrultarak öfkeyle tısladım.
"Artık sadece babamın değil,benimde düşmanımsın.kıçını kollasan iyi edersin."
Birşey söylemesine fırsat bırakmadan hızla ahşap verandaya çıktım.Basamakların eskimiş tahtalarının gıcırtılarının adımlarıma uydurduğu melodi eşliğinde hızla koşmaya başladım.Cesetlerin yanından geçerken ölü,boş,cansız gözlerine bakmakla büyük hata etmiştim.Göz yaşları gözlerimi nemlendirirken kendimi hızla arabaya attım ve evimize doğru sürmeye başladım.huzur bulduğum,kendim olabildiğim sayılı yerlerden biri olan evimiz.
~~~~~~~~~~
Arabayı evin önüne rastgele park ettim ve kapıya koşarak zile basmaya başladım.10 saniye sonra kapıyı hizmetlimiz esra açıp beni görünce gözleri büyüdü ve hemen eğildi.Sinirden dişlerim titrerken küfürlerden bir senfoni yapıp babamın odasına doğru koşmaya başladım.Babam ölüm döşeğinde azrağile karşı savaş veriyordu ve bu aptal insanlar hala saygı derdinde.Kapıyı çarparak açtığımda gördüğüm şey karşısında küçük çaplı bir felç geçirdim.Babam yatağa boylu boyunca uzanmış gözlerini kapatmıştı.Emre ise küçük elleriyle onun ellerini kavramış kendi gücünü ona verircesine sevgiyle sarılıyordu.Şaşırdığım birkaç saat içerisinde nasıl bu kadar kötüleştiğiydi.sanki birden bire 5 yaş birden yaşlanmıştı.Dudaklarımın titremesini durdurmak için sayısız girişimlerimden sonra sertçe ısırdım ve yatağın yanına kıvrıldım.ellerimi babamın saçlarıyla buluşturup hafifçe okşadığımda gözlerini açtı ve baygın bir şekilde bana baktı.dudaklarında hafif bir tebessümün oynaştığını görebiliyordum.bende ona güven verici bir gülümseme yolladım.Çatlamış dudaklarını zorlukla araladı ve fısıldadı.
"Kızım..."
"Babacım...ne oldu sana böyle?"
"Azrail sonunda benimde kapımı çaldı."
"Baba böyle konuşma."
"Hissediyorum kızım.çok vaktim kalmadı.onun için sana söylemem gereken şeyler var."
"Baba iyileşeceksin.bunları sonra konuş-"
"Söylemem lazım...Senden çok özür dilerim kızım.kendinden nefret etmeni,aynalara küsmeni sağladığım için.herbir gözyaşın için.hayatını senden çaldığım için..."
"Baba bunların önemi yo-"
"Bunların önemi var.hemde herşeyden çok.Umarım birgün beni affedersin.bildiklerin,bilmediklerin ve öğreniceklerin için."
"Buda ne demek?"
"Zamanı geldiğinde öğreniceksin.kardeşin Emre'ye iyi bak.birbirinizden başka kimseniz yok.ve senden son bir isteğim var."
"Nedir?"
"Araz'ı öldürüceksin.onu öldürmeden öbür tarafta buluşmayacağız.Ayrıca artık herşey senin.Benden daha iyi olucağını biliyorum.seni izliyor olucam.babana kendini kanıtla kızım."
"Ama ben yap-"
"Son isteğim."
Kelimeler boğazımda düğümlenmişti.babam gözlerimin önünde ölüyordu ama ben sadece bedenine dokunabiliyordum.ruhuna değil.Belkide hiç dokunamamıştım.beni sadece bir işçi gibi görüyordu.Her istediğini yapan,onu korumaya mahkum bir köle.Böyleside muhtameldi ama öyle bile olsa kimse ölümü hak etmezdi.Belkide ben bile.Babamın gözleri yavaşça kapanırken kulaklarım işitme yetisini yitirmişti sanki.duyduğum tek ses emre'nin hıçkırıkları ve babamın zayıf kalp atışlarıydı.Sonunda bütün sesler susup.geriye birtek hissizlik kaldığında sessizce fısıldadım.
"Ah lanet olsun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL
RomanceÖlümle ne kadar yüzleşebilirsin? Peki ya bu durumdayken aşkı bulabilir misin? Onlarınki iyi kız,kötü çocuk hikayesi değildi.ailesini korumak için katil olduğunu sana bir kızla,babasının baskısından kurtulup,kendi hayatının patronu olan bir çocuğun h...