ANABELLA
'Baba bana bunu yapamazsın!' diye bağırdım.'Kızım sakın olda konuşalım' diye sakinleştirmeye çalıştı annem beni,ama sakinleşecek gibi değildim.'Ben o adamla evlenmem siz ne derseniz deyin,son sözüm bu' niye anlamıyorlardı bu evliliği istemediğimi.'Anabella çok tepki gösteriyorsun bu krallığımız için lütfen,mantıklı düşün' dedi babam.Ona ne kadar sinirli olduğumu göremiyormuydu?Sırf Frank krallığı ile dostluğumuzu pekiştirmek adına beni istemediğim bir evliliğe zorluyordu.
'Anabella Prens Nicolas gayet yakışıklı ve hoş biri belki onu seversin' Onu sevmek mi? Anlaşmalı olarak evlenmeye zorlandığım birini! HAYATTA OLMAZ! Odanın içinde dolanmayı bırakıp'Ben sevdiğim biriyle evlenmek istiyorum o prens bozuntusuyla değil!' diye bağırıp taht odasından çıktım ve labirent gibi koridorlardan geçerek odama yöneldim.Prens Nicolas bir çok krallıkta çok yakışıklı,çekici ama bir o kadarda çapkın olarak bilinirdi. Kızlar resmen etrafında pervane olurmuş. BANA NE! Ben onu sevmiyorum ve benim için önemli olanda bu.LANET OLSUN ONU DAHA TANIMIYORDUM BİLE. İş işten geçmeden bu prensten kurtulmam lazım ama nasıl?İşte o zaman karar verdim onu kaçırtacaktım,buraya geldiğine pişman olmasını sağlıyacaktım en azından deneyecektim! yüzümde kocaman bir sırıtış anlaşılan bu prensle çok eğlenecektim.O sırada odamın kapısına çoktan varmıştım,kapıyı açıp içeri girdim.Alice hemen yanıma'Alice hemen banyoyu hazırlarmısın?Biraz rahatlamak istiyorum' dedim.Alice'te'hemen hazırlatıyorum'deyip kapının arkasında gözden kayboldu.
NİCOLAS
Kral ile kraliçe haberi verdiğinde ne kadar belli etmesemde etmesemde bu evliliği istemiyordum.Babamla yani kralla hiçbir zaman yakın olamamıştık ama en azından beni anladığını önemsediğini sanırdım ama bu olayla yanıldığımı anladım.Benim bu evliliği onaylamayacağımı anlamış bana sormadan NOLWEEN krallığı ile çoktan anlaşmış.Sebebi ise insan gücüydü NOLWEEN ülkesi bizim ülkemiz kadar zengin ve büyük değil ama insan gücü muazzam büyüklükte,ülkelerini o kadar çok seviyorlarmş ki ülkelerine hiçbir hükümdarlığı geçirmiyorlarmış.Neredeyse bütün krallıklarda onların efsaneleri anlatılır,bende bu efsanelerle büyümüştüm, işte bu yüzden herkes onlarla dost olup müttefik olmak isterdi.Bizim ülkelerimizin dostlukları yüzyıllar öncesine dayanırdı bu yüzden her savaşta birlikte yer almıştık.Bütün bunları ilk başta 7 yaşında öğrenmiştim babam ileride kral olacak birinin küçük yaşta temelleri öğrenmesi gerektiğini savunmuş ve küçük yaşlarda siyaset,politika gibi dersler aldırmış toplantılara götürmüştü bu sayede bu kadar bilgi sahibiydim ve şimdi yaklaşmakta olan savaşta onların desteğinin ne kadar önemli olduğunu anlıyordum ama müttefik olmak için illaki başka bir yolda olmalıydı.
Evlilik hiç bana göre değildi ben kızlarla sadece gönül eğlendirme taraftarıydım bugüne kadar hiç evlilik düşünmemiştim,birisi söylese güler geçerdim herhalde ama şimdi iş ciddiye binmişti bu işten kaçış yoktu buna mecburdum. Prensesler ise başlı başına sorundu hepsi aynıydı takılara,süslere,giyime,kuşama önem verir başka hiçbir şeyi konuşmazdılar bir ömür de böyle geçmezdi o yüzden hep onlarda uzak durmuşumdur ama onlar sürekli peşimdelerdir bu bazen eğlenceli olsada genellikle onlarla yakınlaşmam çünkü sonra başınıza ne geleceği,ne entrikaların içine düşeceğin belli olmaz.Bu prenseste tahminen aynı kumaştandı o yüzden onunla hiç işim olmazdı ama bunu gelde babama anlat,o asla inadından vazgeçmezdi tıpkı şimdide olduğu gibi.
Ben bunları düşünüken odamın kapısı açıldı ve İsaac içeri girdi 'Nicolas herşey hazır sadece seni bekliyorlar' dedi.Ona 'Tamam hemen geliyorum'diye cevap verdim ve kapıya yöneldim yürürken hala düşünüyordum babam bir süre Nolween krallığında kalacağımızı en baştan belirtmişti acaba döndüğümde neler farklı olacak diye düşünmekten kendimi alamadım.Bunları düşünürken çoktan kapıya varmıştım bile dışarıya baktığımda her şeyin hazır olduğunu gördüm yola 6 araba ile çıkacaktık en ön araba kral ve kraliçenin,hemen arkasındaki prensin(yani benim),onun arkasındakide kardeşim prenses Melinda içindi öbür üç arabadada eşyalar bulunuyordu.Kralın bana baktığını görünce bu işi daha fazla erteliyemeyeceğimi anlayıp hemen arabama yöneldim ben arabaya binince bütün arabalar harekete geçti.
Benim yanıma en iyi dostum İsaac oturmuştu. Biz İsaac'le kendimizi bildik bileli tanışırdık.İsaac'in ailesi Marchenoir dük ve düşesiydi,düşes annem kraliçe Elanor ile çok yakınmış birgün dük ve düşes tanıdıklarının bir balosuna giderken saldırıya uğramış ve öldürülmüşler o zaman İsaac daha 7 yaşındaymış kalacak hiç kimsesi ona bakacak hiçbir akrabası yokmuş buna çok üzülen kraliçe onu yanına aldırmış ve ona bakıp büyütmüş.İşte biz o zamandan beri İsaac'le birbirimizi tanırız ve birbirimizin en iyi dostuyuz. Birbirimizin herşeyini bilir,anlar kimsenin bilmediği sırlarını biliriz.İsaac 18 yaşına geldiğinde babasının düklük ünvanını almış ve çok zengin olmuş ama o benim yanımda kalmış ve herşeye herkeze karşı bana destek olmuştu.Kahverengi saçları ve mavi gözleri ve yaklaşık 1,80 boyuyla ondan etkilenmeyen kız yoktu.İkimizde aynı boyda olsak ve yaşıt gözüksekte İsaac benden bir yaş büyüktü.
'Nicolas neyin var? Yola çıktığımızdan beri dalmış dışarı bakıyorsun.'dedi. İsaac'in sesiyle dönüp ona baktım ilk başta 'Yok birşey' demek istesemde dediğim gibi birbirimizi çok iyi tanıyorduk ve yalan söylediğimi sesimden hemen anlardı o yüzden ona aklımdakileri direkt söylemeye karar verdim'Sadece bu evlilik meselesi canımı sıkıyor biliyorsun ben bu tür şeyleri sevmem üstelikte böyle emrivaki olunca. Ayrıca prensesle daha önce tanışmadım ve oda tanıdığım diğer kızlar gibiyse ona nasıl katlanırım bilemiyorum.' dedim. İsaac derdimi hemen anlamıştı'Merak etme Nicolas zamanla herşeyi görücez zaten,hem neredeyse Nolween sınırına vardık bak,prensesi en kısa zamanda görüceksin.Hem ayrıca eğer anlaşamazsanız yada prensesi beğenmezsen bu düğünün iptal olması için sana elimden geldiğince yardım edeceğimide unutma,biz boşunamı en yakın dostlarız hadi artık bozma şu moralini. Hem Nolween kızları çok güzel diyorlar senin başın bağlı olsada ben bu akşamki baloda baya eğlemeyi düşünüyorum' dedi.
Bir kahkaha attım, İsaac'in bu yönünü çok seviyorum her zaman çok pozitif biri gerektiği zaman ciddi olsada her zaman sizi güldürüp eğlendirebilir. Şimdide beni neşelendirmeye çalışıyordu'Sanırım bir yönden haklısın bana emrivaki yapılmasını sevmiyorum diye stres olmuştum ama şimdi iyiyim saol,hem daha başım bağlı değil unuttunmu yani o eğlence kısmına benide katsan iyi edersin,kırk yılın çapkını bir gecede uslanırmı sence' dedim. İkimizde kahkaha atmaya başladık'Haklısın dostum sen adam olmazsın' dedi'Bana diyene bak en son olayı hatırlamıyormusun yoksa ben mi sana hatırlatayım en son kraliçenin senin için uygun bulup seni nişanladığı leydi Caroline'nı sana hatırlatıyım istersen daha nişanlandıktan bir hafta sonra kız seni başkasıyla basmış bütün sarayıda ayağa kaldırmıştı sonra herkesin içinde nişanı atmış yüzüğüde kafana atmıştı o gün sana ne kadar güldüğümü inan anlatamam,hem sadece ben değil bütün saray gülmüştü öyle sadece don gömlek giymiş halinle kafana yüzük fırlatılınca.Muhafızları hiç saymıyorum bile.'dedim. İsaac suratını buruşturup 'Tamam tamam derdini anladım iyi madem senide görücez herkes bu prensesin ne kadar şirret olduğunu bilir eğer sen yakalanırsan eminim bundan daha beterini yaşıyacaksın o zaman sana nasıl gülünür göstericem' dedi.Haklıydı prensesin şirretliğini bende duymuştum o yüzden üzerinde fazlada durmadım.
Yol boyunca böyle birbirimize laf atıp durduk normalde her geçen saniye dahada stres olmam gerekirdi ama ben İsaac'le konuştukça rahatlıyordum şimdilik önemli olanda buydu geleceğimin ne getireceği belli olmasa bile...
Özür dilerim biraz kısa oldu ama daha yeni başlıyorum ilerideki bölümleri daha uzun ve heyecanlı yapıcam...Umarım beğenirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-ı TARIH
Fiksi SejarahAşk insanı ne kadar değiştirebilir onu kime,neye çevirebilir... Burdada öyle oldu aşk yüzünden yapmam dedikleri bir şeyi yaptılar... Anlaşmalı bir evliliğe zorlandılar... Ama şimdi herşey değişti... KENDİLERİ,İSTEKLERİ,İHTİYAÇLARI ve AMAÇLARI... Çün...