ŞARKIYI BELİRTİLEN YERDE AÇALIM!
2 Hafta sonra...
Farah , yaslandığı duvardan hemşirelerin yardımıyla yürümeye çalışan Hazeri izliyordu. Hazer tek başına yüreyemiyor , hareket etmekte zorlanıyordu. Hazer sıkkınlıkla nefes verdiğinde Farah yorulduğunu anladı ve hemşireleri odadan gönderdi. Hazerin yanına yatağa oturup elini tuttu.
-Hazer biliyorum zorlanıyorsun, ama ben yanındayım seni bir saniye bile yalnız bırakmayacağım.
-Eğer ben vurulmasaydım böyle yataklara düşmeseydim yanımda olmazdın Farah
Hazer , Farahın avcunda ki elini çekti.
-Sen ,
Farah derin bir nefes aldı Hazeri bu haldeyken üzmek istemiyordu.
-Ben seni aldattım, koruyamadım, ağlatmayacağım dedim ama en çok ben ağlattım.
-Beni zorlama Hazer , her şeyi sineye çekip yanındayım zorlama beni
-Bana acıdığın için yanımda olma Farah
-Ben seni seviyorum , Eyşanın karşı odada olmasına rağmen buradayım
-Eyşan , Seyhan Karadağ tehlikesi yüzünden burada Farah biliyorsun.
-Neyse ne hadi iç ilacını
Farah odadan çıkıp kapıyı kapattı. Ahşap Kapıya yaslanıp sessizce gözyaşlarını akıttı. Karşı odanın kapısı açılınca kafasını kaldıran Farah galiba artık Eyşanı görmeye alışmalıydı. Ona doğru gelen Eyşan iyice belirginleşen karnını tutuyordu.
-Hazer nasıl
Farah , yaşlarını silip ona döndü.
-Bana bak burada seninle kumacılık oynamayacağım , en yakın zamanda bu konaktan defolup gideceksin.
-Ben Hazerin çocuğunun annesiyim ,beni karşında görmeye alış
Farah karşısında ki kadının kolunu tuttu.
- Hazerin çocuğunu doğurabilirsin ama adın hep metres kalacak.
Farah , Eyşanın kolunu bırakıp hızla merdivenleri indi. İlk bulduğu köşeye çekilerek parmağında ki yüzüğü okşadı. Zümrüt Hanımın onu izlediğinden habersizdi.
-Kızım
-Bana kızım deme
-Sen benim gelinim değilsin ki kızımsın.
-İnsan kızım dediği insana bunu yapar mı ? O metresi getirip karşı odama koydunuz , Hazerin durumu yüzünden gidemedim ama bana sakın kızım demeyin.
-Ana ile evlat arasında ki bağ bir başka bağdır. Bunu ana olmayan anlamaz. Anlayamaz...Ben evladımın canından bir parçayı vicdansız birinin insafına nasıl bırakırdım.
-Ben o kadına daha ne kadar dayanırım bilmiyorum, bildiğim tek bir şey var o da bu gidişle ya ben onu öldürürüm ya da o beni.
Giden gelininin arkasından bakakalan Zümrüt Hanım , ilk bulduğu sedire oturdu. Kocasının baston sesini duymasıyla yüzündeki endişeli ifadeyi sildi.
-Hayırdır hanım nedir bu halin. Farahı gördüm giderken, sana ayıp mı etti?
-Erkek sevdaya tutulur, Kadın sevdasına tutunur, Düşerim diye korkar. Farahın da bütün korkusu düşmek .
-Eyşanı konağa getirmemize kızgın belli ki ama biz torunumuzu korumak istedik. Bunun için bize söz söyleyemez. Öyle değil mi hanım
-Kocasının günahlarını kor ateşten beşibiyerde gibi boynunda taşıyan bir kadına bunu sorma bey!
Zümrüt Hanım yavaşca kalkıp kocasını avluda bırakarak odasına çıktı. Farah bahçede biraz yürüyüş yaptıktan sonra tekrar yatak odalarına çıktı. Hazer yatakta oturuyordu.
-Biraz daha yürüyüş yapmak ister misin
-İyi olur, biran önce bu halden kurtulmak istiyorum.
-Kurtulacaksın Hazer.
-Kurtulduğum gün bu evden gideceksin.
Farah onu duymamazlıktan gelerek , kol deyneklerini getirdi.
-Gitmeyeceğim.
-Hazer , Faraha tutunarak kalkmaya çalıştı.
-Demek Eyşana savaş ilan ettin.
-Yoruldum Hazer. Babamı özledim , annemi özledim ben ailemi özledim ama onları göremiyorum neden sana aşık olduğum için. Ben çok ağır bir bedel ödedim Hazer hala daha da ödüyorum.
ŞARKIYI AÇALIM!
Farah, kendi içinde savaş verirken Eyşan oda da dört dönüyordu. Birbirinden nefret eden iki kadını aynı çatı altına koymuşlardı. Daha ne kadar sürerdi bilmiyordu ama ikinci kadın sıfatına artık katlanamazdı.
Farah odada Hazerin yürüyüşüne yardım ederken , Eyşan kapının önündeydi. Eli kapı tokmağında beklerken kalbi bedenini sarsacak kadar hızlı atıyordu. Kapı kolunu yavaşca indirdiğinde , bembeyaz bir odayla karşılaştı.Her kadın sevdanın karşısında; olurunu olmazını günahını ayıbını düşünmeden gizli gizli düş kurardı. Eyşanın düşü Hazerle bembeyaz bir oda da uyanmaktı hep. Ama her kadın gibi önce düşlerinden vurulmuştu Eyşan.
Kapının açılma sesiyle Hazer durmuştu. İçeriye giren Eyşan üzerinde dünden kalma kıyafetlerle perişan haldeydi. Buraya bağırmaya geldiğini sanan Hazer elindeki eski , işlemeli tabancayı sonradan farketti. Elinde ki tabancayı göğsüne bastırdı. Farahın ağzından bir çığlık kopmuştu, Hazer ise elindeki deyneği atmış ama adım atamadığından duvara tutunmuştu.
-Eyşan bırak o silahı
-Ya beni de karın yaparsın bu metres saçmalığına son verirsin ya da şimdi burada ölümü mü izlersin? Seç ağam...
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I BERDEL (Tamamlandı)
General Fiction"Bazı anlar vardır zaman dışarda ,dünya dışarda. Sanki kendimizi dünyaya kapatmışız gibi. Sanki bütün kötü anılarım silinmiş sadece sen varmışsın gibi.." "Bir gün sana doğru yola çıktım hava karlıymış , buzluymuş. Yürümeye başladım. Sadece gelip san...