— YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM —
Yağmurun hüznünde saklıydı sonbahar yaprakların rengi soluktu. Geleceği dair umutlarım köreliyordu her geçen dakika yüzüme çarpılan gerçeklerle yüzleşirken hayat yeni bir oyun oynuyordu.
Geçtiğim tüm yollar engelliydi her yolun sonu karmaşık bir sokağa çıkarken içinden çıkılmaz duyguların tutsağı olmuştum.
Bir gece de gizlenen acılar gebeyken resme dökülmüş alalade bir tuval parçasının yırtık köşesini andırıyordum.
Tüm zarafetiyle gözler önüne serdiğimiz bu acıları saklı kalan yerlerinden eşelemiştik.Artık bunun geri dönüşü yoktu biz öğrendiğimiz bu gerçeklerle yüzleşmek zorundaydık kaçmak için çok geçti.
İşte bir gece 3 sularına başıma gelende tamda buydu, gerçeklerden kaçmak yerine yüzleşmem gerekiyordu..Sindiğim yerden yavaş adımlarımı odaya düşürdüm hala aklım almazken bir şeyler zihnimde oturuyordu.
Emin olduğum gerçek karşısında duraksadım.'Ezra gerçekleri asla bilmiycek'
Arafın ağzından çıkan kelimeler beynimi bir kurt gibi kemirirken adımların onun odasına düştü sessizlikte yatağa uzandığımda boş tavan beni karşıladı.
Buz gibiydim kafamda milyonlarca soruyla yastığa baş koyduğumda odanın kapısının açılma sesini duydum.Aceleyle gözlerimi yumdum yavaşça arkamı dönerken adım seslerini işittim.
Yatağın diğer tarafı çöktüğünde burnuma dolan tarçın kokusuyla varlığından emin olduğum araf kolumdan yakalayıp beni kendine çekti.Beni yavaşça göğsüne yatırdığında hareket etmedim.
"Buz gibi olmuşsun" diye homurdanan arafı dinledim.
Nefes alışverişleri saç dibimi yakarken fısıltısı kulağımı doldurdu."Benim yaralı serçem, güzel uykular"
🍒🍒🍒🍒🍒🍒🍒
Acılara ortak olan yaralar, sızlamaya meyilli gözler ve zavallı bir beden benden geriye kalanlar bunlardı.
Yalnızca kemikten bir ceset olmak yetmiyordu hayat söke söke alıyordu benden hakkını.Benimle ne derdi olduğunu bilmesemde artık emindim lanetlenmiştim.
Her yandan boka saran hayatımın tek bir karesi mutluluk içermiyordu.Zavallı aciz bir ben sadece nefes alarak hayatını devam ettiren bir insandım.
Acının her yüzüyle tanışmış dost olmuştum.
Sancılı veferanlara doğan gün yeniden acılara gömülüyordu.Yeni bir gün acılarını bana gösterirken gözümü yavaşça araladım görüş Alanıma giren arafla kafamı kaldırıp ona baktım.
Çakıt kaşları ile huzurlu uyuyan bebekler gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ ÇİÇEĞİ
Chick-LitÖlüm ruhunu tırmalarken kendine bile yabancıydı artık. Ruhu, bedeni ölümü kabullenmiş gibiydi. Babasının gölgesinde onun bıraktığı acılarda kaybolan ruhu yaralı bi kız. Ölüm kokuyordu gözleri. Yorulmuş bedeni yaşadıklarını kaldıramazken ona uzanan...