-||.||.||||-
*Neden hareket edemiyorum..? Gözlerimi açamıyorum, sesim çıkmıyor...Ne oldu, neredeyim, hiçbir şey hatırlayamıyorum*
Göz kapaklarım ağır ağır açılmaya başlamıştı, ama görebildiğim tek şey koyu bir bulanıklıktı.Geçmesi için gözlerimi kırpmaya çalışıyordum, ama göz kapaklarım büyük bir kaya kadar ağır hissettiriyordu.Zorla da olsa bir kaç kez gözlerimi kırptım ve her seferinde daha kolay olmaya başlıyordu.Tamamen geçmemişti, ama biraz da olsa görebiliyordum.Vücudumun heryeri kaskatıydı ve hareket edemiyordum, kıpırdamaya çalıştığım her an sanki vücuduma yüzlerce iğne batıyordu.Bir süre sonra gözlerim yavaşça renkleri anımsamaya başlamıştı, karşımda beyaz bir demir ve ona yansıyan mor ışıklar vardı.O sırada neden ve nerede olduğum gözümün önünden bir rüzgar gibi geçti.Aklımdaki bütün sorulara tek tek cevap bulmuştum.Düşünebildiğim en mantıklı ihtimal, uzun süre uyuduğum ve bu nedenle kaslarımın henüz gevşememiş olmasıydı.Biraz daha bekledikten sonra tekrar hareket etmeyi denedim, sonunda az da olsa sol bacağımı ve bazı sırt kaslarımı oynatabiliyordum.Kapsülden çıkmak için kendimi zorladım, ve bu uzun uğraş sonucunda kenarına vardım.Zor olan kısmının burası olduğunu farkındaydım.Kendimi kapsülden attıktan sonra çekeceğim acıyı düşünmek bile istemiyordum, ama başka seçeneğim yoktu.Bacağımı kenardan bırakmamla yere düşmem çok hızlı olmuştu.Öyle canım yanıyordu ki kendimi ateşe atsam bunun yanında ılık su gibi kalırdı.Acı içinde bağırmak istiyordum, ama boğazımdan çıkan tek şey kısık bir hırıltı oluyordu.Akan yaşlar gözlerimin önünde duran perdeyi tamamen kaldırmıştı, artık etrafı daha net görebiliyordum.Kafamı güçlükle kaldırıp çenemle dik durmasına yardımcı oluyordum.Bir tuhaflık vardı, hatırladığım kadarıyla bulunduğum yer uyutulduğum yere göre fazlasıyla farklıydı, ama bunları düşünmekle vakit harcamak istemiyordum.Asıl önemli olan şey tam karşımda dümdüz demir bir kapının olmasıydı, ama aradaki mesafe beni fazlasıyla korkutuyordu, oraya yetecek kadar gücüm olduğundan emin değildim.Bacağımla kendimi itmeye başladım, ilerlediğim her santimde acı çekiyordum, bir iğne çuvalının içinde hareket etmek gibiydi.Neyse ki zaman geçtikçe kaslarım yumuşuyor, daha az acı çekiyordum.Çok yaklaşmıştım, artık yapmam gereken tek şey ayağa kalkıp kapının solundaki düğmeye basmaktı.Yavaş ve dikkatlice ayaklarımın üstünde durmayı başardım, dengede durmakta zorluk çekiyordum fakat atmam gereken sadece iki adım vardı.İlk adımı başarılı bir şekilde attım, tahminimden daha kolay olmuştu, ikinci adımı attığım sırada ise dengemi kaybettim ve kapıya çarptım.Kapıya yüz üstü dayanmış duruyordum, ayakta durmamı sağlayan tek şey ağırlığımın diz eklemlerinin tersine baskı uygulamasıydı.Yavaşça yüzümü sola doğru çevirdim,düğmeyle karşı karşıya kalsam da kollarımı kaldırmak için gücüm kalmamıştı.Bacaklarımın titremesi bana bu şekilde daha fazla duramayacğımı anlatıyordu, bir şeyler yapmak zorundaydım.Zamanım tükeniyordu, yapabileceğim tek bir şey vardı.Ağırlığımı sol tarafıma verip kafam ile düğmeye bastım ve yere sırt üstü düştüm.O berbat acıyı tekrar deneyimlemek zorunda kalmıştım.Hareketsiz bir şekilde kapıyı izliyordum.Olmuyordu, kapı olduğu yerden bir santim bile kıpırdamıyordu.
Uzun süre orada bekledim, belki bir saat olmuştu.Ne kapıyı açan vardı ne de ufacık bir ses kırıntısı.Üstümdeki acıyı atmıştım ve güçsüz de olsa bir çok kas işlevini geri kazanmıştı.Sürünerek kapıya doğru gittim ve sırtımı dayadım.Saçlarım gözlerimin önünü kapatıyordu, kolumu kaldırdım ve bileğimin üst kısmıyla saçlarımı yana ittim.Etrafa tekrar bakıyordum, burası gerçekten kapsüle girdiğim yer değildi.Etrafta sadece benim kapsülüm ve odanın bir çok yerinde ne olduğunu anlayamadığım tuhaf elektronik aygıtlar vardı.Tekrar denemenin zamanı gelmişti, kendimi daha iyi hissediyordum.Duvardan destek alarak ayağa kalktım ve düğmenin olduğu panele yaklaştım.Paneldeki küçük düğmelerin varlığını daha yeni farkediyordum, sanırım bir çeşit parola içeriyordu.Mantığını çözmeye çalıştığım sırada dışarıdan bir ses geldiğini duydum, sanki bir şeyler tıkırdıyormuş gibi azdı, fakat orada birisinin olduğuna emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFI
Science FictionTedavisi olmayan bir hastalığa yakalandığı söylenen Zack, önünde iki seçenek ile karşı karşıya kalır.Ya kalan kısa zamanını dolu dolu geçirecektir, ya da gizli bir insan dondurma tesisinde hastalığın tedavisi bulunana kadar bekleyecektir.Zack gelece...