Trafik ilerlemedikçe Metin bey boncuk boncuk ter döküyor bir an önce Hastaneye yetişmek istiyordu. Kucağındaki yarı baygın yavrusuna baktı müşfik bir edayla. Yanında telaşla ağlayan eşine baktığında onunda son derece telaşlı olduğu ve içinden dualar ettiğini görünce oda bir an önce ulaşabilmek için bildiği duaları mırıldanmaya başladı.Serpilin yaşlı gözleri sürekli oğlundaydı.Ateşten iyice kendinden geçmiş,günlerdir ishal olmasından dolayı iyice bitkin düşmüştü.Evde bir türlü iyileşmeyen oğullarını şehrin en büyük hastanelerinden birine götürmeye karar vermişlerdi ama işçi çıkış saatine denk geldiği için ağır ilerleyen trafiğe takılmışlardı.Hastane bahçesine gelince derin bir oh çekerek Rablerine şükrettiler.Aceleyle cebinden para çıkarıp şoföre uzatan Metin,para üstünü almadan dışarı çıkıp oğlunu kucağına alarak acil kapısına yöneldi.Serpil şoförün verdiği para üstünü ve oğullarının eşyalarını alarak inerken şoför,
- Geçmiş olsun abla.Üzülmeyin çocuk bu iyileşir. Allah şifalar versin sözünü, iyice uzaklaşarak yanıtladı telaşlı anne.Acilin kapısına geldiklerinde Metinin kucağında yavrusu ardında eşi Serpil, uzayan kuyruğu gördüklerinde üzüntüleri bir kat daha artmıştı.İçeri girmeye çalışırlarken her kafadan birden uğultu halinde sesler yükselmiş sıraya girmelerini söyleyen artık sabrı kalmayan bir yığın insanla karşılaşmışlardı.İçeride iki doktor olmalı ki,kuyruk hızla ilerlemesine rağmen zaman bir türlü geçmek bilmiyordu sanki.Kucaklarında yarı baygın olan yavrularının bir an önce muayene olarak tedavisine başlanmasını istiyorlardı.Telaş ve tedirginlikle geçmek bilmeyen zamanı ateşten ter içinde kalan oğullarını okşayarak unutmaya çalışıyorlardı ki nihayet sıra onlara geldi.Ufacık odaya girdiklerinde Doktor oturduğu yerden bıkkın bir şekilde;
- Yatır çocuğu ve sırtını aç. Şikayeti ne?
Diye sorduğunda telaşlı anne ve baba bir ağızdan başladılar konuşmaya. Doktor kızmış olmalı ki hiddetli bir ses tonuyla bağırmaya başladı;
- İkiniz birden değil,biriniz anlatsın da bende anlayayım.Sadece sizin çocuğunuz mu hasta zannediyorsunuz.Salgın var. Şimdi annesi sen anlat bakalım.
- Doktor bey üç gündür ishal ve kusuyor. Ateşi de bugün çok fazlaydı.Bir türlü düşüremeyince
- Tamam tamam
Doktor ağır adımlarla kalkıp gözlerine ve bademciklerine bakıp bir iki defa öksürttü çocuğu.Masasına geçip kağıda bir şeyler yazmaya başladı.Dışarıda bekleyenlerin kavga sesleri içeriye kadar geliyordu.Kuyrukta bekleyenler yakınlarının hasta olmalarından dolayı telaş ve üzüntüyle ağır ilerleyen sıradan dolayı bir birlerine sataşıyorlardı.Onlar daha kuyruktayken hastanede çalışanların yakınları ve malum torpillilerin içeri girmeleri,hasta yakınlarını çileden çıkarıyordu.Doktor da tüm bunlardan bıkmış vaziyette bir yandan söyleniyor diğer yandan da yazmaya devam ediyordu.
- Şu tahlilleri derhal yaptırıp sonuçlarını bana getirin.Hadi sıradakiii.
Metin ve Serpil çocuklarını kucaklayarak çıktılar dışarıya.Kapıdaki izdihamdan zoraki geçerken kuyruğun daha da uzadığı dikkatlerini çekti.Muayene olabilmenin verdiği huzurla tahlil kuyruğuna girdiler.Uzun bir bekleyişin ardından işlerini halletmişlerdi ama onlarında hali kalmamıştı.Son olarak tahlil sonuçlarını doktora göstermek üzere bu defa kuyruğu yararak girdiler odaya.Tahlil sonuçlarını inceleyen Doktor
- Hımm. Bu gece burada kalması lazım.Acil yatanların bulunduğu bölüme gidip çocuğu yatırın.Serum taksınlar.Gece nöbetçi arkadaş bakacak.
Yarı baygın olan çocukları yine kucaklayarak yatanların bulunduğu odaya geldiklerinde onları kötü bir sürpriz bekliyordu.Yataklar doluydu.Hatta ikişer kişi yatıyorlardı yataklarda.Kapının girişinde boş duran sedyeye yatırıp hemşireye anlattılar durumu.Reçeteyi inceleyen hemşire getirdiği serumu taktıktan sonra sinirli bir şekilde hasta yakınlarının odadan çıkmaları gerektiğini aksi takdirde onlarında burayı terk edeceklerini söyledi.Kimse hasta olan yakınlarını bırakıp çıkmak istemeyince iyice hiddetlenmişti.Bu defa azarlar vaziyette çıkıştı;