Sesli bir küfür savurduktan sonra kendimi arabada buldum."Tanrı aşkına ne yapmaya çalışıyorsun sen ?" Ah, bir de benden hesap mı soruyordu ? Çocuk resmen tek gecelik bir ilişki yaşadığımızı düşünüyordu !
"Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun ? Kaan'a beni orospu göstermeye falan mı ?" diyerek kafamı cama çevirdim.Tekrar konuşmak için arabayı çalıştırmasını bekledim.
"Sana kıskandıracağız dedim, o öyle sanabilir ama ikimizde böyle bir şey olmadığını biliyorsak sorun ne?" dedi ve arabayı çalıştırdı.Araba hızla ilerlerken ne yapmaya çalıştığı kafama oturmuştu.Sinirlenmiştim, çok.Kaan'a acıyordum.Beni gerçekten seviyorsa bu pek iyi bir düşünce değildi.
"Sorun suçsuz insanlara işkence uygulamaya çalışman !" diyerek yüzümü ona çevirdim.Kaşlarını çatmıştı ve sinirli görünüyordu.Burun delikleri büyüyüp küçülürken dudaklarını ıslattı.
"O suçsuz falan değil.Milyonuncu kez söylüyorum kes artık şunu.Bana ne yaptığı seni ilgilendirmez.Kurtulmak istiyorsan bana yardım edeceksin.Ve inan bana daha fazla konuşup bana kafa tutmak istemezsin, yeterince iyi bir doğum günü olduğunu düşünüyorum.Hediyeni açtın mı ?"
Konuyu değiştirmeyi iyi başarıyordu.Herhalde soru sormama o kadar alışmıştı ki sinirini kontrol etmeyi öğrenmişti.Elini arka koltuğa uzatarak kırmızı bir hediye paketi aldı.Paketi birden kucağımda bulunca ne yapacağımı şaşırdım.
"Senden nefret ediyorum," diyerek paketi açmaya koyuldum.Açarken hayal meyal güldüğünü duydum.
Victoria's Secret yazısını görünce duraksadım.Bana ne alabilirdi ki ?
Kutuyu kaldırmamla siyah-kırmızı dantelli iç çamaşırlarını görmem bir oldu.O an yüzümün kızgınlıktan mı yoksa utançtan mı kızardığını çözemedim.
Kısa bir göz gezdirmemle çok pahalı olduklarını anladım.Böyle bir şaka için bu kadar para harcamaya değer miydi ?
Ağzım yine sövmek için açılırken "Senden nefret ediyorum," diye fısıldadım.
Araba durduğunda kutuyu yüzüne geçirdim.Kutu yerinden kalktığında paketin içinde bir iki kutu daha fark ettim, biri gözlük kutusuydu.Diğerinin ise şeffaf kapağı yüzünden bikini olduğunu anlamıştım.
"Zahmet etmişsin !" diyerek iki paketi de yüzüne fırlattım.Gülmeye devam ederken ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Bana işkence etmek zorunda değilsin." diyerek arabadan indim.Neredeydik ? Syedra sahili değildi, yakınlarda görüğüm bir yer de değildi.
Adımlarım tereddütle artarken arkamdan geldiğine emindim.Bana iç çamaşırı almıştı.Beni zorla intikam almaya zorlayan,sevgilimden tehtitle zorla ayıran biri bana iç çamaşırı almıştı.Hemde dantelli.Hemde siyah kırmızı.HEMDE KIRMIZI.
"Eylül, bekle !" ses gittikçe yaklaşırken en sinirli halimle arkamı döndüm. "Beni yalnız bırak !" Ve tekrar dönerek sahile girdim.Topuklu ayakkabıları küfrederek çıkarttım ve yere fırlattım.
"Söylemediğin bir şey yapmadım ama sen sürekli sanki seni hiç dinlemiyormuşum gibi bana işkence uyguluyorsun.Sevgilimden bile ayrıldım, sen gelmiş benimle dalga geçer gibi iç çamaşırı alıyorsun!"
"İhtiyacın olur diye düşündüm."
"Hala yapıyorsun, yeter!" Sinirimi kuma vurarak çıkarttım.Nefesimi düzenlemeye çalışırken gözlerim yaşarmıştı.Hayır, ağlama Eylül.Şimdi değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOYU BEYAZ
Novela JuvenilSadece bira almak için akşam dışarı çıkarsanız başınıza neler gelebilir ? Normal bir üniversite öğrencisini bekleyen, tüm hayatını değiştirecek bir macera. Hayatı her gece başka biriyle yatan, klişe ama yakışıklı bir çocuğun intikamı yüzünden tamame...