Senden o kadından uzak durmanı istiyorum!

291 11 0
                                    

Ona sinirlerinin hakim olduğu maviliklerle bakıyordu karıncayı dahi incitemeyen kadın. İçinde kopmayan bir fırtına, kanatana dek devam ettiği kesikler vardı. Belki de ona güvenmemeliydi.

Nefesinde ki tutsaklığı salıverse belki de tüm içindekileri kusacaktı. Gölgesinde boğulduğunu hissediyordu. Küçük bebek gibi bakışları tam tersine rastladığı her saniye yine bir kavruluşun pençesine yapışıyordu.

"Konuşsana!"

Ürperdiği her halinden belli olan Henna şimdi daha bir diken üzerindeydi. Dili tutulmuş, aklı yeni yeni kendine geliyordu. Kurumuş yaprakların avuç içinde parçalanması gibiydi. Gökyüzünde bulutların elektriklenmesi tabiri oluşan yağmur parçası. Doğal ve asil. . .

"Bana nasıl ihanet ettiğini anlatsana! Nasıl o pislikle kumpaslar kurduğunu, birde zamanı kolladığınızı falan. Herşeyi anlat da masal gibi dinleyeyim." Gözünden akan yaşı pir çırpıda silip, ekledi. "Ben sana biraz olsun güvenmiştim. Bak! Şimdi ne haldeyim ? Bana bak Henna! Şimdi ne haldeyim ?"

"Ben. . . Sana kumpas kurmadım. Veya zamanı kolladığım falan da yok. Biz John ile sadece doğum günün için plan yapmıştık. Nereden bilebilirim böyle bir pisliğe kalkışacağını ?"

"Duymak istemiyorum."

Fısıldamıştı.

Daha nasıl konuşacağını ve nasıl ona tekrardan inanacağını bilmiyordu. Hiç birşey, hiç birşey artık onu mutlu etmeye yetmeyecekti. İçtenlikle olmayacak, yüzü asık kalacaktı artık. Yine bir sessizlik olduğunda bu kez sessizliği bozan doktor Simpson'un kapıyı kırarcasına içeriye girmesiydi.

"Evet hanımlar. Bakıyorum da moraller bozuk, neyse. Şimdi size güzel bir haberim var. Hazır mısınız bayanlar ? "

Doktorun cümlesine kimse takılmamıştı. Haliyle de doktor Simpson'un da yüzü asılmıştı. Konuşmasına aynı şekilde devam etti.

"Elena bugün taburcu olabilirsin!"

Doktorun dilinden dökülen cümle ikisininde ilgisini çekmişti bu sefer. Odada yankılanan ses herkesi panikletmişti.

Henna dayanamayarak ayağa fırladı.

"Şimdi, bugün... Çıkabilir mi ?"

Doktor Simpson bu sefer orada olduğunu anladıkları için yüzünde muzipçe bir gülümseme peydahlandı. Herşey o kadar boştu ki, konuşmak bile doldurmuyordu odanın sessizliğini.

Doktor bey başıyla onayladığında Henna'nın yüzünde güller açmaya başlamıştı. Küçük ağzını olduğunca gererek gülümsemeye devam etti.

"Duydun mu, çıkabilir mişsin. Bu demek oluyor ki; iyileşmişsin Elena!"

"Ha birde. Elena öyle çıkabilir dedim, dedim fakat bu tamamen iyileşmiş anlamına gelmez bayanlar. Herhangi birinin sigortası var mı ?"

Kimseden ses gelmeyince, doktor bey dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı.

"Anlaşıldı."

Henna'nın içinde kargaşa, panik ve yüreğindeki sıkıntı, zihninin sınırlarını zorluyordu. Hayır, hiç iyi değildi. Kendisini darmadağın eden bir boşluktan savruldu. Aklında canlanan temaşaların ağırlığına dayanamazdı. Odanın sessizliği ruhlarına işliyordu sanki. Birden bire kapı açıldığında odaya, kumral saçlı bir kadın girdi.

MAVİ EN SICAK RENKTİR.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin