Logan, Clara'yla konuştuğu gün hem sınavını kaçırmıştı, hem de çoğu insana olan güvenini. Sonunda birçok şeyi anlamaya başlıyordu. Bayan Miller'ın ilk adını kimse bilmezdi. Bilmeye gerek yoktu zaten. Sadece bir öğretmendi ne de olsa. İlk adı hafızalarda fazlalıktı.
Ona çok özel şeyler anlattm. Sadece benim anlattıklarım Luna'yı elimden almak için yeter de artar bile. Nasıl bu tuzağa düştüm nasıl? O da bir şekil-değiştiren. Zayıf noktası ne peki? Logan Clara'nın ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı. Ama bunu çözmekte kararlıydı. Yaptıkları ve yapacakları herhangi bir sonuca ulaşmadan onu durdurmalıydı.
Okul bitmişti. Hemen eve gitmek yerine Luna'yı da yanına alıp yakınlarda bulunan Joshua'nın Yeri'ne uğradılar. Her zaman oturdukları masaya oturup garsonun gelmesini beklediler. Logan hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu. En ufak bir huzursuzluk belirtisi Luna'nın huylanmasına ve soru sormaya başlamasına sebep olabilirdi.
"Buyrun." genç bir çocuk menüyü uzattı. Kirlenmiş yaka kartında Randy yazılıydı. Kahverengi saçları ve gözleri vardı. Saçlarını sol yandan ayırmıştı ve çalıştığını belli eden bir dağınıklığı vardı. Solgun sayılabilecek kadar açık tenli yüzüne ve belden aşağısında duran beyaz olması gereken önlüğüne çeşitli lekeler bulaşmıştı. Omzunda deterjan kokan bir bez atmıştı. Boyu Loga'nınkinden ancak beş yada altı santim kadar kısaydı.
"Randy! Burada ne arıyorsun?" anlaşılan Logan bu soluk çocuğu tanıyordu. Kim olduğunu fark eder etmez ayağa kalktı ve omuz hizasından çaktığı beşliği omzuna doğru alarak diğer eliyle hafifçe sırtına vurdu.
"Arabanın tamir parasını biriktiriyorum tabiki. Sence ne yapıyor olabilirim?" Gülüştüler ve koyu bir sohbete daldılar. Luna da bu sırada menüyü incelemeye koyuldu. Josh'ın Çilek Ağacı'nda karar kıldı. İsme aldanmayın. Sadece basit bir çilekli milkshake'ti. Üzerindeki çikolata sosunu saymazsanız tabi.
Luna hala takıntılı bir şekilde dişlerndeki değişimi düşünüyordu. Neden bu kadar sivriydiler? Sadece köpek dişleri de değildi üstelik değişen. Hepsinde sanki bir büyüme vardı. Diş etleri ağrıyordu, şimdi düşününce milkshake harika bir seçimdi. Saniyeler sonra tanıdık bir ses Luna'nın düşüncelerinden sıyrılmasını sağladı. "Demek buradasın! Her yerde seni arıyordum." Soph.
"Ve buldun. Ne oldu?"
"Lütfen bana az önce sahiden bunu sormadığını söyle."
"Neden?" Yanlış soru Luna, Yanlış soru.
"Luna şaka mısın?! Daha sabah okul balosunun hazırlığına yardım edeceğimize söz verdik. Adımızı listeye yazdık hatırlasana. Jeremy yolda. Onu da bu işe kattığımı söylediğimde bana demediğini bırakmadı." Bağırdığını fark edince sesini alçattı ve Luna'nın karşısına oturdu. Tam detayları paylaşacaklardı ki Randy onları böldü. "... bu Luna olmalı değil mi?" sesi olabildiğince sevecen çıkmıştı. "Ve bu da..." cümleyi tamamlaması için Sophia'yı bekledi.
"Adım Sophia. Ama herkes Soph der."
"O halde memnun oldum Soph" Luna'nın kulağına bile Soph'un adını söyleyişi daha güzel gelmişti. Cümlesini bitirir bitirmez Randy, Soph'un eline uzandı ve sıktıktan sonra öne eğildi ve öptü.
"Randy sen ne halt ediyorsun?" Veeeeee Logan her zamanki gibi bu tatlı anın içine etti. Bu sözlerle hepsi irkildi. Kendine geldikten sonra konuşmaya başlayan Randy bile ne yaptığının farkında değil gibiydi.
"Be- be- ben sadece.... ben... " Döndü ve etrafına bakındı sanki bir şey duymuş gibi arkasını işaret ederek, " sanırım mutfakta bana ihtiyaç va.r Gitsem iyi olacak. Tanıştığımıza sevindim Luna ve .... evet." aceleyle mutfak kapısının olduğu yöne doğru koşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Aylı Geceler
Lupi mannariAdım Luna, Luna Flaw. 16 yaşıma basmak üzereyim. 1 abim 1 babam var. 2 tanede çok iyi arkadaş. Annem birkaç sene önce kayboldu. Çabuk atlattım. FL, Miami'de yaşıyorum. En büyük zaafım kitaplar. Ayışığı hayatımdaki en huzur verici şey. Veee ... bir d...