4 O'Clock × 23 "Formerly"

4.8K 417 359
                                    

Medya; Jungkook - Paper Hearts

"Ya, sana arkadaşlarımdan uzak durmanı söylemedim mi?"

Jennie sinirle Mina ve Sohee'nin üzerine yürüdüğünde Lisa onu zor durdurmuştu. Rose, dün öğleden sonra Jisoo'nun evindeyken gelen mesaja şaşkınla birkaç dakika bakınca, ne olduğunu merak etmiş ve telefonu elinden almışlardı. Jennie, mesajı gördüğünde çok sinirlenmiş; ertesi gün soluğu Mina ve Sohee'nin yanında almıştı.

"Ben yapmadım diyorum sana!" diye çıkıştı Sohee. "Salak falan mısın, neden söylediklerimi anlamıyorsun?"

Sınıfta olan bağırışmalar ve tartışmalarını izleyen bir topluluk yüzünden; oradan geçen Yoongi bir olay olduğunu anlamış, sınıfa girmişti.

"Ne oluyor burada?" Öğrencilerin arasından zorlukla geçerken Jennie'yi görmesiyle duraksadı. "Jennie?"

"Bay Min?"

Yoongi gözlerini bir Jennie'ye bir Sohee'ye çevirerek birkaç saniye izledi. Sonra derin bir iç çekti.

"Sorun ne? Anlatın."

"Sohee Jisoo'yu bırakıp, bu sefer de Rose'a takmış anlaşılan. Bakın şu mesajı atmış."

Jennie telefonu Yoongi'ye gösterdiğinde, Yoongi kaşlarını çatarak mesajı okumuştu.

"Bay Min, ben yapmadım." diyerek inkar etmeye devam etti Sohee. "İnanın bana, yapmayı çok isterdim fakat anlaşılan biri benden önce davranmış."

"Ne yazık ki Jennie," dedi Yoongi. "Onların bu mesajı attığına dair bir kanıt yoksa, hiçbir şey yapamayız."

***

"Eğlenceli birisin Jisoo," diyerek genç kıza gülümsedi Mark. "Utangaç biri olduğunu bu yüzden benden kaçtığını sanmıştım."

Jisoo kendini kötü hissederek yutkundu. Utandığı için Marktan kaçtığı falan yoktu ama Taehyung'u sevmesine rağmen, Mark ile konuşuyor ve ona umut veriyordu. Sonunda, Mark'ı üzecekti. O zaman, kalbini kırmasından korktuğu Taehyung'tan ne farkı kalıyordu?

"Ben.." diye mırıldandı. "Şey, Mark aslında ben-"

"Aslında sen," diyerek devam ettirdi Mark. "Taehyung'u seviyorsun, biliyorum."

Jisoo, gözlerini kocaman açtı ve Mark'a bakmaya başladı. Aslında biliyor olması normaldi, sonuçta Mina ve Sohee tüm okula bu haberi yaymışlardı ama bunu biliyor olmasına rağmen Mark'ın hala yanında kalmasına anlam verememişti.

"O zaman sen, neden hala benimle konuşuyorsun?"

"Belki mutlu olabilirsin diye."

"Ne?"

Mark gülümsedi. "Mutlu olmana yardımcı olmaya çalışıyorum. Belki, Taehyung benim sayemde seni fark eder ve mutlu olursun. Sevdiğim kızın mutlu olmasını isterim. Sen mutlu olursan, ben de olurum."

Jisoo gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Mark acı bir tebessümün yüzüne yerleşmesine izin verdi.

"Çok özür dilerim, Mark."

"Özür dilemene gerek yok ki, Jisoo. Seni anlıyorum. Benim için endişelenme."

Jisoo, hissettiği suçluluk duygusuyla Mark'a sarılmış ve onun omzundayken birkaç gözyaşının firar etmesine izin vermişti. Taehyung'un onları izlediğinden habersiz.

***

"Benden kaçmandan bıktım Lisa," dedi Jungkook banka oturup, omuzlarını düşürürken.

4 o'Clock ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin