yedi

3.5K 370 166
                                    

yoongi

Onu hak etmiyordum. Sanki kimi hak ediyordum ki? Babamın aylardır bana ayarlamaya çalıştığı kızı mı? Belki. Babam her zaman bilirdi ilişki adamı olmadığımı. Kendisi de değildi zaten. Çocukken eve gittiğimde yatak odasından anneme ait olmayan sesler duymaya alışmıştım ben. İyi geceler öpücüğü almadan uyurdum. Sarılacak bir ayıcık hiçbir zaman istemedim küçükken. Pahalı bir aileden geliyorsanız pahalı zevkleriniz olur. Babanız da sizin gibi olduğu için fazla abartmaz, görmezden gelir yaptıklarınızı. Yani bende öyle olmuştu. Buna rağmen bana şirketin anlaşması için bir kızı ayarlamaya çalışıp duruyordu ve kızlara ilgim bile olmadığını biliyordu.

Sevgi duygusu bende biraz eksikti. Ama düşünebiliyordum. Benim yüzümden ağlayacak bir kızla olmak istemiyordum. Evlendiğimizde ona sadık kalamazdım, onunla olmazdım bile. Nasıl davranacağım belliydi ona karşı. Büyük ihtimalle hayatımda adamlar olmaya devam edecekti ve o kadın da annem gibi ağlayacaktı.

Babama bu kadar benzediğim için kendimden nefret ediyordum.

Benim tek kaçışım oydu. İşimden, yaşamaya mecbur olduğum hayattan dışarıdaydı.

Ve tabii, onu kesinlikle hak etmiyordum.

Güzelliğine destanlar yazılırdı, burnunun ucundaki beni öpmekten kaç kere çekilmiştim. Farkında değildi. Gözünün altındaki, dudağının altındaki, yanağındaki benlerin hepsi ayrı ve özel bir ilgiyi hak ediyordu. Ben ona bu ilgiyi veremezdim. Benim dünyamda hiçbir zaman saf aşklar olmadı. Çevremde kimsenin birini aşkla öptüğünü de görmedim. Hiçbir zaman kalbimde kelebekler uçuşmadı benim. Her yaptığım şey bir karşılık içindi.

Diğerlerinden farklıydı o. Şimdiye kadar bu şekilde geçirdiğim "ilişki"lerimde genelde üç tip insanla karşılaşmıştım. Birincisi, hep daha fazlasını isteyen, ona verdiğimle memnun olmayan tipler. İkincisi ise sürekli sarmaş dolaş olmak isteyen, her gece yanında uyumamı bekleyen tipler. Üçüncüsü de arkamdan iş çevirip başkalarıyla görüşen tipler.

Taehyung farklıydı. Hiçbir zaman ona verdiğimden fazlasını istememişti. Hiçbir zaman boğucu mesajları veya sürekli bana sokulmalarıyla beni rahatsız etmemişti.

Ve diğer yaptıklarımın hepsi, bu işi daha önce yapmış insanlardı. Yani profesyonel sayılırlardı.

Peki ya Taehyung ile sevişmek neden onlarla olduğundan daha iyi hissettiriyordu? Daha önce Taehyung'un böyle bir şeyler yapmadığı yüzünden anlaşılıyordu ilk yanına gittiğimde. Onu seçmemin nedeni de buydu zaten. Hep aynı karakterlerden sıkılmıştım. 

Ve şimdi, bana birinden bahsediyordu. Normalde arkamdan iş çevirenlere sinirlenirdim evet ama bu sefer farklıydı. Sinire karışan bu duygunun ne olduğunu bilmiyordum ama başkasının ona dokunma ihtimali beni delirtiyordu.

Sarhoş bir şekilde aradığında titreyen o sesiyle bana "Tek mutluluğun mutsuz," demişti. Bilmiyor muydu ben onu mutlu edemezdim ki.

Kapıyı açıp bulunduğu evine girdiğimde havayı kokladım. Her zaman en güzel kokular burada kokardı. Bu eve girdiğim her an bambaşka bir dünyaya girmiş gibi hissederdim. Kimsenin bana karışamadığı ve sadece güzel bir Taehyung'un olduğu dünyaya.

Oturma odasına yöneldim çünkü ışığı yanan tek oda orasıydı. İçeri girdiğimde koltuğun üzerinde kırmızı gözlerle oturuyordu ve ben o gözleri o hale getirdiğim için kendimden tiksiniyordum. Bilmiyordu.

"Kimden bahsediyorsun sen bana?" diye çıkıştığımda geldiğimi fark edip ayağa kalktı.

"Yoongi," dedi titreyen sesiyle. "Sakin ol."

Ses tonumu indirmeye çalıştım. Ona asla zarar vermezdim. "Birini mi seviyorsun yani? Bu mudur? Bunu bitirmek mi istiyorsun? Neyin var senin?"

Gözlerinden damlayan yaşlarla iyice yumuşadım. "Neyin var?" diye tekrar sordum fısıltıyla.

"Her şeyim var," diye mırıldandı. "Sen yoksun."

Ne yaptığımı bilmeyerek sarıldım beline. Ona ilk defa sevişmeden başka bir amaçla sarılıyordum. Bir elim belinde gezerken diğer elimle saçlarını okşadığımda ağlaması daha da şiddetlendi. "Sakin ol," diye fısıldadım saçlarına. "Geldim işte."

"Yoongi, geldin de ne oldu?" deyip geri çekildi. "Birazdan ya beni tamamen bırakacaksın ya da benimle sevişip gideceksin. Ve ben bu ikisini de kaldıramıyorum. Bana hiçbir zaman öyle sıcak gözlerle bakmayacaksın ki."

Kafası karışmıştı ve alkollüydü. Saçmalıyor olmalıydı. Bana karşı hisler besliyor olamazdı, değil mi?

"Arkamdan görüştüğün adam kim?" diye konuya döndüm duygusal tavırlarını görmezden gelip. "Bu bitsin mi istiyorsun Taehyung?"

"Bugün tanıştığım birini nasıl neredeyse 4 aydır birlikte olduğum adamdan daha iyi tanıyabilirim Yoongi? Neden her kapın kapalı senin? Neden bu kadar uzun süredir gelmiyorsun hiç?"

Dayanamayıp patladım.

"Çünkü ben buraya her şeyi unutmaya geliyorum Taehyung! Kapıdan içeri girdiğim anda tüm dertlerimi dışarıda bırakabiliyorum buradayken! İşlerimin ne kadar yoğun olduğunu ve ailemin beni birine zorla ayarlamaya çalıştığını mı anlatayım sana, ne anlatayım? Bunları mı bilmek istiyorsun? Boktan hayatımı anlatıp tek mutluluğumu da mahvetmemi mi istiyorsun? Seni bu dünyanın dışında tutmak istiyorum Taehyung. Sen bunlar için fazla..."

"Fazla ne?"

"Fazla değerlisin. Benim kapılarım kapalı çünkü sen o kapıları açtığım an kirleneceksin. Bu evin kapısını açtığım anda tüm kapılarımı kapamak zorundayım anlıyor musun? Ayrıca... Başka biri? Hala o konuyu atladığının farkında mısın?"

Birden değişen ses tonumla şaşırdı ve yere dikti gözlerini. "Bir arkadaş edindim sadece."

"Nasıl bir arkadaş?" dedim bir adım atarak ona doğru. Çenesini ellerimin arasına alıp bana bakması için yüzünü kaldırdım. Nefes nefeseydim.

"Eğer seninle şansım yaver gitmezse onu aramamı istedi." Ah, cesaret. Bu Taehyung'ta ara sıra gördüğüm ve hoşuma giden bir şeydi.

"Sen ne dedin peki?" Derinleşen ses tonumla yavaş bir adım daha atarak aramızdaki boşluğu kapattım. Gözlerini bana dikti.

"Eve geldim sadece. Bir şey demedim."

"Aferin sana," dedim yüzüne eğilerek. Artık bu iş farklı bir boyuta geçmeye başlamıştı. Fısıldadım. "Sana kimin olduğunu hatırlatmam gerek, sadece bir kereliğine de olsa sana sonsuzluğu vereceğim Taehyung."

Gözlerindeki parıltıları görünce gülümsedim. Hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi yapacaktım. Onu, sevmeyi bilmediğim halde, sadece bir kereliğine sevecektim.

-

okuma sayısının 1k olduğuna inanamıyorum. buna sevincimden dolayı bugün ikinci kez bölüm atıyorum. okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese tek tek teşekkürler. sizi seviyorum. ♡

boys like u | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin