Ben, Çerkes Hasan.
Cebir ile, zor ile padişah hal etmek, sonra da katletmek ne demekmiş hepinize göstericem. Yemin olsun göstericem...
Babam Kafkaslarda Ruslara karşı uzunca mücadele eden Çerkes Gazi İsmail Bey'dir. Ablam Nesrin Sultan saraya gittikten sonra Padişah Efendimiz Sultan Abdülaziz ile evlendi. Ben ve kardeşim Osman, Çerkeslerde adet olduğu üzere askerlik mesleğini seçtik ve subay olduk. Zamanla yükselerek Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) ve Şehzade yaveri oldum.
Ablam Nesrin Neş'erek Kadın Efendi, Padişah Efendimize Mehmed Şevket Efendi, Esma Sultan ve Emine Sultan olmak üzere üç tane nur gibi evlat vermişti. Şevketli, Devletli Padişah Efendimiz hem bana, hem ablam Sultana, hem de şehzadelerimize, sultanlarımıza ziyadesiyle nazik ve sevecen davranırdı. Kendisi dışarıdan ne kadar heybetli, ne kadar azametli duruyorduysa; içeriden, iç dünyasından da bir o kadar nazik, sevecen, şefkatli ve merhametli idi. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a, böylesine bir şevketli Sultan'ı bize verdiği için şükreder, onu başımızdan eksik etmemesi için de niyaz ederdik.Haşmetli Hakanımız Sultan Abdülaziz Han Hazretleri, Devlet-i Aliyye'nin gelişmesine ve askeriyeye çok itina gösterir idi. Kurduğu donanma, zamanın en iyi donanmalarından biri olmuş idi. Sadaretteki bazı paşalar üzerilerine düşen görevleri layıkıyla yapamadıklarından ekonomik bazı sıkıntılar baş göstermiş olduğu malumdur. Lakin şu da malumdur ki, cihanın en büyük askeri kuvvetini kurmaya teşebbüs etmek, bu konuda geceyi gündüze katmak elbette ki borçlanmayı getirecektir. Lakin bunlar üstesinden gelinemeyecek borçlar değildi.
Cennetmekan Haşmetli Efendimiz Sultan Abdülaziz Han Hazretleri, memleketin gelişmesi ve ilerlemesi ile öylesine meşgul idi ki, kendi eliyle silahlandırdığı bazı paşaların ikbal hastalığına yakalandıklarını fark edememişti. Balkan topraklarımızda yaşanan felaketlerden sonra İngiliz Sefaretinden aldığı destekle Midhat Paşa önderliğindeki birkaç paşa, parayla topladıkları birkaç yüz işsiz ve öğrenciyi Dolmabahçe Sarayı'nın önüne istiflemiş ve bu felaketlerden hükumetin sorumlu olduğunu, halkın da bu hükumeti istemediğini söylettirmişti. Eline para sıkıştırılan birkaç yüz işsiz ve aklı ermez öğrenciyi sarayın önüne sürerek; ''halk böyle istiyor'' dedirttimişlerdi.Cennetmekan Hazretleri eli mahkum kabul etmişti bunu. Hükumeti değiştirmişti. Sadrazam Mahmud Nedim Paşa görevinden azledilmiş, yerine Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa; Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi yerine Hasan Hayrullah Efendi, Serasker Abdülkerim Nadir Paşa'nın yerine Hüseyin Avni Paşa getirilmişti Zat-ı Şahane'nin emriyle.
Bu paşaların tamamı, daha önce Zat-ı Şahane'lerinin görevden azlettiği paşalar idi. En tehlikelileri de Midhat ile Hüseyin Avni Paşalardı. Midhat Paşa, İngiliz sefaretinin Devlet-i Aliyye'deki en güvendiği isimdi. Göklere ulaşacak kadar büyük kibir sahibi idi. Tebaasının uğurlarında öldükleri ve her daim seve seve ölecekleri Hanedan-ı Ali Osman'ı, kendi kibrinden daha küçük görür; ''Bugüne kadar Ali Osman oldu, bundan sonra Ali Midhat oluversin'' diyecek kadar nefsinin, şeytanının ve küffarın oyuncağı olmuş bir sefil idi.Hüseyin Avni Paşa ise bir o kadar kibirli, fevkalade kindar, hırslı ve tamahkar biri idi. Aslında zamanı geldiğinde Midhat Paşa'yı bile harcayabilecek bir yapıya sahipti. Lakin paşanın arkasında duran gücü bildiğinden buna pek cür'et edemiyordu. Devlet-i Aliyye'nin bütün ordularının başına geçmişti bu yılan. Ama bu ona yetmiyordu. Yetmeyecekti.
Bu hükumet, makam ve mevki değişikliğinden sonra nefislerinin gülünç birer oyuncağı olmuş bu ikbal düşkünü paşalar Haşmetli'ye ''Meşrutiyet''i ilan ettirme çabasına girdiler. Lakin Haşmetli buna sıcak bakmıyordu. Hakeza bu durum, bütün cihan devletleri Devlet-i Aliyye'den bir parça koparmak isterken olacak şey değildi. Heyhat! Bu paşalar da zaten bizzat o cihanın geri kalan devletlerinin bu topraklarda makam mevki sahibi olmasını istedikleri paşalar idi.
YOU ARE READING
Çerkes Hasan
Historical FictionBen, Çerkes Hasan. Cebir ile, zor ile padişah hal etmek, sonra da katletmek ne demekmiş hepinize göstericem. Yemin olsun göstericem...