4. Bölüm

227 11 2
                                    

Öncelikle hikayemi okuyanlara çok teşekkür ederim fakat daha fazla kişinin okumasını çok istiyorum. Bölümlerim kısa kısa çünkü öncelikle sizleri anlatış tarzıma alıştırmak istiyorum. Sizleri sıkmak istemiyorum. Ve bana yazdıklarım veya yazacaklarım konusunda yardımcı olursanız çok mutlu olurum. Teşekkürler.

Çocuğa doğru ilerlemeyi başardım ve kendi sırama oturdum. O da arkaya dönmüştü. Bitcheslara asıl bakışı attıktan sonra çocuğa döndüm. Ve tanışma kısmına balıklama atladım.

"Sanırım bugün anlama konusunda sıkıntı çekiyorum. Bu arada adın neydi?"

Tam bu hayat memat meselesi olan soruyu sorduğumda fizikçi derse girdi. Vay sokuk. Pardon hocam ama sırası mı şimdi yani?

Taş çocuğumuz da önüne dönmüştü eh ne yapalım artık başka zamana diyip hocayla selamlaştıktan sonra direk öğretmen masasına uçtum. E diğer ders yazılıyız sonuçta. Ucundan yazılı kağıdını görsem yüz alma hevesi gelir bana.

"Hocam en son işlediğimiz yer var mıydı? Bir de hocam kitapçık türü var mı?" diyerek resmen hocanın içine girdim.

"Kızım sen ders dinlemiyor musun? Demiştim ben çıkacak konuları size, hadi otur şimdi yerine."

"Hocam neyse de kitapçık var mı?"

"Olmaz olur mu A, B, C ve D bile var."

Hehe. Hihi. Hoho. Çok da inandım ya bende. En iyisi sırama oturup imana gelip yazılıdan bir altmış için dua edeyim dedim. Tam oturmuş "Bi yetmiş de fena olmaz aslında." derken önümdeki mucizemsi varlık

"İstersen sınava kadar beraber çalışalım. Bu arada ben Erdem." demesin mi.

Canım ben senin erini yer çayına da dem olurum diye içimden geçirirken çocuğu beklettiğimi düşünerek

"Çalışsak da işe yaramaz bu saatten sonra. Yine de sağol. Ve ben de Eylül, memnun oldum." dedim.

Sonra kendime içimden küfür ettim. Erdemciğim gelmiş bana hayatımın teklifini ediyordu (evet bir evlenme teklifi değil fakat belki onu oluşturacak olan bir adımdı bu) ama ben geri çeviriyordum.

"Peki, sen bilirsin. Fiziğim iyidir anlamadığın yer olursa sorabilirsin" dedi. Gözünü kırptı. Önüne döndü. Sonra kitabını açtı. Kalemini tuttu. Ve devamında sanırım soru çözdü.

Dersin bitmesine beş dk kala yazılıya hangi sınıflarda gireceğimizin listesi geldi(evet bizim okulda her yazılıda karma oluyoruz).

Şu an eteklerim zil değil resmen davul zurna çalıyordu. Erdem ile aynı sınıfta yazılıya girecektik. Yanına gidip

"Aynı sınıftayız istersen beraber çıkalım üst kata." dedim

Onaylayınca üst kata beraber çıktık. Koridordan geçerken üstümdeki bakışları hissedebiliyordum. Aslında tanrının lütfu olan Erdemciğime bakıyorlardı ama şimdi onların gözlerini oymak için doğru zaman değildi.

Tam sınıfa girerken yine bir öküz bana çarptı. Ama yether. ENOUGH! Ve o sinirle bağırmaya başladım

"Önüne baksana be öküz!"

Fakat bunları dediğim an bin pişman oldum.

Küçük HatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin