— YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM —
Doğumla başlayıp ölümle biten bu sancılı hayat elbet bir gün sona erecekti yaşamın mayasında acı vardı. Hayatım boyunca ruhumu yoklayan bu duygu ömrüm boyunca benimle olucaktı.
Kelimelerin bile tüketildiği hayatım sarpa sararken yuttuğum çığlıklar gün yüzüne çıkmıştı.
En ağır yaraların bile zamana ihtiyacı vardır. Oysa ben paramparçaydım.Her bir parçam dört bir yana dağılmıştı, dağıtılmıştım. Her bir hücrem sızlıyordu acıdan.
Olmayan hayallerim yıkılmış yerini sancılı günlere bırakmıştı.
Acılı günlerin ardına gizlenen güzel günler buhar olup uçmuştu artık.Ben arafla bile mutlu olamazdım.
Mutluluk çocuksu bir hayal gibi çocukluğuma sığınmıştı.
Yanmıştık bir kez geriye dönüş yoktu.Adımlarım zemini eşeleyip geçerken izlerimi ardına düşürdüm.
Dışarıya çıktığımda onu göremedim etrafıma bakınırken kolumu birinin tutmasıyla duraksadım.
Yavaşça ardıma döndüğümde arafı görmek beni şaşırtmıştı."Ne oldu? " sesindeki soğukluk kanımı dondurmuştu.
Gözlerindeki alev beni yakarken kavruldum.
"Birşey olmadı hava almak için çıkmıştım" diyerek ona yalan söyledim. Söylemek zorundaydım ben bile ne olduğunu anlamazken ona vericek cevabım yoktu."Hadi gidiyoruz" diye mırıldandığında beni de kendiyle birlikte çekiştirmeye başladı.
Arabaya geldiğimizde yerlerimize kurulduk.
Radyoya uzanıp güzel bir şarkı açtığımda akan yolu izliyordum."Beni cafe'ye bırakır mısın" diye ricada bulunduğumda yola odaklı gözleri beni buldu.
"Bu cafe işinden hoşlanmadım" diye itiraf etti ona bakmaya devam ederken gülmeye başladığımda yaram acımıştı."Gülme" diye mırıltusını işittiğimde daha çok gülmek istedim.
"Gamzelerin aklımı çeliyor" fısıltısını yarım yamalak duyarken ne demek istediğini anlamamıştım.Sessiz geçen dakikaların ardından araba cefe nin önünde durduğundan arafa döndüm.
"Bende geliyorum" diyerek arabadan inen arafa şaşkınlıkla bakarken ardından bende indim.
"Sen -" cümlemi bitirmeme izin vermeden beni cefeye çekiştirdi.Cafe den içeriye girdiğimizde kolumu bırakıp boş bir masaya oturdu.
Murat abiye selam verip önlüğümü aldığımda ilk olarak boşları topladım ardından arafın masasına gittiğimde beni öekiştirip yanına oturttu. Murat abinin görmesinden korkarak masadan kalkmaya yeltendiğimde iri parmakları bileğime asıldı."Nereye" fısıltısını işittiğimde çok yakındık bir nefeslik masafeyi açıp elinden kurtuldum.
"Biri görücek" diye fısıldadım ona doğru bana bakmayı sürdürürken şekersiz bir kahve istedi. Okdukça ciddi ve sert duran ifadesi yüzüne yerleştiğinde moralim bozulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ ÇİÇEĞİ
ChickLitÖlüm ruhunu tırmalarken kendine bile yabancıydı artık. Ruhu, bedeni ölümü kabullenmiş gibiydi. Babasının gölgesinde onun bıraktığı acılarda kaybolan ruhu yaralı bi kız. Ölüm kokuyordu gözleri. Yorulmuş bedeni yaşadıklarını kaldıramazken ona uzanan...