Bölüm Şarkıları ;
One Republic - Secrets
Owl City - Fireflies
------------------------------------------
İşte o anda tarif edemeyeceğim bir istek tüm vücudumu kapladı. Tenim ısınıyor, nefeslerim hızlanıyordu. Ama emindim, korku değildi bu.
Heyecandı.
Kelimenin tam anlamıyla delirmiş olduğumu düşünebilirsiniz. Ama yanlış. Ayaklarım kıçıma değecek kadar hızlı bir şekilde koşarak oraya gidecektim.
Yarım saat kadar sonra çoktan üstümü değiştirmiş, heyecanımı bastırmaya çalışmış bir vaziyette koltukta yerimi almıştım.
Victor, extra çırpılmış kremalı kahvesini yudumlarken rapor almaya devam ediyordu. -Gerçekten bazen oturup düşünüyordum. Victor'da anlayamadığım, ismini koyamadığım bir şeyler vardı. İnsanların kişisel psikolojisiyle uğraşan bir adam benim rüyalarımla neden ilgilenirdi ki? Aklını mı kaçırdı bu adam yahu? Ve ben gerçekten onun işsiz olduğunu bile aklıma koymuştum.-
"Dün geceden bahset." Kalın dudaklarını aralayarak konuştu.
Derin bir nefes alıp sırtımı koltuğa yasladım. Anlatacak pek bir şey yoktu. Ciddiyim, yoktu. 'Gerçek' olanlardan bahsetmek gibi bir isteğim yoktu henüz.
"Bir kız, sarı saçlı. Bekle, hayır, kumraldı. Evet, kumraldı o da vardı. Başka bir kızı öldürdü."
Kahvesinden bir yudum alıp "Daha garip bir şey var mıydı peki? Dedi. "Buna alıştığını en az senin kadar biliyorum."
Haklıydı. Haftanın birkaç günü gördüğüm rüyalar sayesinde bağışıklık kazanmıştım. Bu sabah onu kanlı, canlı görene kadar olanların sadece rüyadan ibaret olduğuna and içebilirdim. Şimdiyse olanların rüyadan öte olduğuna emindim. Tehlikede miydim? En ufak bir fikrim yoktu.
"Ve sonra çocuk-" Victor araya girdi. Yanlış bir şey söylediğimi, kendininse düzeltmesi gerektiğini düşünüyordu. "Dominic." Gözlerini devirdiğinde boş gözlerle ona baktım. Dominic mi? Ne demekti bu şimdi?
Saniyeler sonra Victor pot kırmış gibi toparlamaya çalıştı. Kaşlarımı çattığımda "Randevu vardı." Dedi. Sesinde anlayamadığım bir endişe vardı. "Dominic adında bir deli, karısıyla olan ilişkisini düzeltmek için randevu almıştı." Kahvesini son bir yudumla bitirerek ayaklandı. "Bazen kendimi evlilik danışmanı gibi hissediyorum." Ofladı. Sesli bir kahkaha attım. Bu hali gerçekten komikti. Sonuçta iri yapılı halinden eser kalmamış, pısırık bir adama dönüşmüştü.
"Sorun değil." Omzumu silktim. Bu da Deb'le geçirebileceğim fazladan bir saat demek oluyordu.
"İstersen yarın telafi edebiliriz." Kendini çoktan dışarı atmıştı. "Yani eğer bir sonraki seansı bekleyemem dersen."
Gülümsedim. "Hayır, sorun değil. Bekleyebilirim." El salladığında çoktan 1967 made impla'sına doğru yol almıştı.
Kapıyı kapatarak mutfağa doğru ilerledim. Bütün mutfağı elmalı turta kokusu sarmıştı. İstemsiz olarak kokuyu içime çektiğimde aç olduğumu anlamıştım.
"Elmalı turta ha?" güneş şeklindeki tabaktan bir dilim alıp koca bir ısırığı mideme indirdim. Annem sırtını tezgaha yaslayarak "Seans nasıldı?" dedi. Elimdeki dilimle masaya oturdum. "Kısaydı. Victor'un gitmesi gerekti." Aslına bakarsanız bu işime bile gelmişti. Bir ısırık daha alarak ağzımı doldurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GANGSTER
RomanceKehanetler, Gizemli rüyalar ve kimliksiz cesetler, Tehlikeli anlaşmalar Ve tutkulu aşklar. Zena Hetterson, Uzun bir süredir gördüğü rüyalardan dolayı psikolojik yardım almaya başlamış, gördüklerinin birer kabus olduğundan emin olmuştur. Ancak bir g...