Bölüm Şarkısı: Scarlett Rose; (Dark Times)"Yalnızlığınla yüzleş , dön bak kim var kim yok ... Aslında herkes var ama kimse yok..."
Yerde kanlar içerisinde yatan bir kadın... Elinde kanlı bıçakla başında ağlayan bir kız... Bir ressama size göre pişmanlık nedir , diye sorulsa çizebileceği en anlamlı resim tablosu gibiydi. Kapının kırılma sesi genç kızın ağlamasını dahada artırırken , sağlık ekipleri kadını sedyeye yatırmış ve hızla koşmaya başlamışlardı. Polis kızın elinden bıçağı aldığında kız hala titriyordu. İçindeki soğuk ürperti ,katil olma duygusu ile birleşmiş hareket etmesini engelliyordu. Eline takılmış kelepçeler ise onu yerin dibine çekiliyormuş gibi hissettiriyordu. Adımları birbirine karışırken , bir anda gözleri karardı ve yere yığıldı.
❤️❤️❤️
Gözlerimi açtığımda , beni ilk selamlayan bembeyaz bir yer oldu yoksa ölmüş müydüm ? Ölüp her şeyden kurtulmuş muydum ? Burnuma çarpan sert koku hala yaşadığımı vurguladığında anlamıştım. İyodoform kokusu , hastanede olduğumu vurguluyordu. Kafamı sağa çevirdiğimde kolumdaki seruma ilaç veren hemşire ile karşılaştım.
" O , yaşıyor mu ? "
Gözlerim dolmuştu. O an gözümün önüne her an , her saniye geliyordu. Korkuyordum , annemin öleceği korkusu beni daha önce hiç korkmadığım kadar korkutuyordu. Hafifçe doğruldum . Hemşireden olumsuz bir cevap alırsam ne yapacaktım ? Kapının açılıp içeriye babamın girmesi ile hemşirenin odadan çıkması bir oldu. Keşke diye geçirdim içimden , Keşke bu yaşanılanların hepsi bir kabus olsaydı.
" Sen ... Sen bir katilsin ... Neden bunu yaptın Asena ? Daha doğmamış bir bebekten ne istedin ? Bizi sevmediğini biliyorum. Ben hiçbir zaman istediğin bir baba olamadım özür dilerim. Ben hep o saçmalıklardan kurtulman ve iyi bir yerlere gelmen için , senin için uğraştım Asena , senin için elimden gelenin en iyisini yaptım. "
Ağlamaya başladım. Şu an tam burada ölmek istiyordum. Canavarlar her yerde baba ve ben korkuyorum , üşüyorum ama yapabileceğim bir şey yok. Onlardan kurtulmayı yüzlerce kez denedim ama galiba onlar benden gitmek istemiyor. Onları sende görseydin baba , sende ölmeyi denerdin yüzlerce defa , sende korkar , sen de üşürdün. Galiba sen bunlara dayanamaz ve onlardan kaçmaya çalışırdın ama bilmezdin aslında onların senin gölgen olduğunu ve senden asla gitmeyeceğini bilmezdin.
" Baba , onlar yaptı . Yemin ederim o bıçağı ben almadım. Ben annemi öldürmeye çalışmadım . Baba ben katil falan değilim. Lütfen bana böyle söyleme. "
Onlar cidden korkunçlar. Derin bir nefes aldım. Aldığım nefes içime oksijen değilde zehir alıyormuş gibi hissettiriyordu. Kafamda sesler çınlamaya başladığında ellerimi kulaklarıma kapadım . Nefes alışverişim hızlandı . Oysa ben nefes aldığımı hissetmiyordum. İçeri hızlıca giren doktorlar zorla sakinleştirici iğneyi vurdular. Kısa sürede uyuşmuş bedenim üzerimde yüzlerce ton yük varmış gibi hissettiriyordu. Ama bu iğne sadece bedenimi uyuşturuyordu . Peki ya zihnimi ele geçiren zehirli sarmaşıklar nasıl azalacaktı ? Bedenim uyuştuğu için yatağa çivilenmiş gibiydim. Şu anda sadece acıyı hissediyordum. Fiziksel ve ruhsal olarak baya tükenmiştim. Acı her yerdeydi. Gitgide çoğalıyor gitgide zehirliyordu. Damarlarımda kan değil , zehir akıyordu. Ben hapishaneye giremezdim . Buradan bir şekilde kurtulmam lazımdı. Tabi bir şeyler yapabilmem için önce bedenimin kendine gelmesi lazımdı. Doktorların sandığından daha güçlü bir vücudum vardı ve ben buradan kurtulacaktım. Sadece yerimden kalkabileceğim birkaç dakikaya ihtiyacım vardı.
Bir plana ihtiyacım vardı. Buradan elimi kolumu sallayarak çıkabileceğimi sanmıyordum. Umutsuzdum , yıpranmışdım . Yıllar bana iyi değil , kötü gelmişti. Ailem ile aram ben büyüdükçe dahada açılmıştı. Sadece deniyordum . Yaşamayı deniyordum ama olmuyordu. Yaşamak kurtulmaya çalıştıkça dahada battığım bir bataklık gibiydi. Ben bu bataklıkta dibe batmıştım. Babam ise her zaman benim en derin yaram olmuştu . Annemin kendini öldürmeye çalıştığı günlerde bile yanında olmamıştı. O beni bela olarak betimler ve benden kurtulmanın yolunu arardı. Bir kaç gün önce ise beni boğmaya çalışmış ama sarhoşluğun etkisi ile sızdığından başaramamıştı. Annemi sevmediği halde onunla zorla evlendirilmiş , tam ayrılmak üzereyken de ben doğduğum için yine başaramamıştı. O her zaman benden nefret etmişti. Bedenimdeki uyuşukluğun geçip geçmediğini anlamak için kolumu havaya kaldırmaya çalıştım. Kolumu havaya kaldırabildiğimi fark ettiğimde ise zamanın geldiğini de anladım. Şimdi kurtulma zamanıydı. Elim kolumda duran seruma gitti ve hızla kolumdan çıkarttı. Üstüme örtülen ince battaniyeyi hızlı bir şekilde açtım ve ayağa kalktım. Odayı hızla incelerken kafamda yüzlerce düşünce girdap oluşturmuştu. Duvara asılmış bir televizyon , küçük bir komidin , küçük bir ayna , banyoya açılan bir kapı ve komidinin üstünde duran cam bir sürahi. Oda dar ve küçüktü. Pencereden yüksekliği ölçmek için baktığımda ise beşinci katta bir odada olduğumu anladım. Sürahiye baktığımda susadığımı fark ettim. Sürahi tabi ya , neden bunu daha önce düşünmedim. Sürahi aslında kullanabileceğim en iyi kaçış silahıydı. Yaklaşık on dakika sonra doktor saatlik defteri doldurmak için odaya gelecekti. Ben ise bu sürahi ile onun kafasını hedef alıp onu bayıltarak onun yerine geçecektim. Fazla zor ve çok şans gerektiren bir plandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ YABANCI
Roman pour Adolescents"Her şey onunla değişti ben bile öfke, aykırı hatta soğuk bile..." 🌙 Acının esir aldığı bir kız ve onu acıya esir etmiş suçlular... Genç kız her geçen gün tanrıya daha da yaklaşacağı günü beklerken , her şey içinden çıkılamaz bi...