Merhaba bu benim ilk kitabım inşallah beğenirsiniz.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.Güneş odamın içini aydınlatırken
perdeden sızan güneş ışığına gülümseyerek baktım.
Güneşi çok seviyordum güneşin renginide seven bir insanım. Bu yüzden en sevdiğim renkler kategorisine altın sarısıda dahildir.Yataktan esneyerek çıktım. Banyoya giderek elimi, yüzümü yıkadım. Banyodan çıkıp mutfağa indim. Kendime kahvaltı hazırlayıp çay koydum ve beklemeye başladım.
Yalnız yaşıyordum çünkü babamın işleri vardı ve bu mafya olmak gibi bir şeydi. Bu yüzden bana koruma tutmuştu. Babamı anlmıyordum kimseyle konuşmamı istemiyordu. Bana hep insanlardan uzak durmamı söylüyordu.
Annem yoktu ben doğarken ölmüştü.
Ama bir annemin olmasını çok isterdim. O duyguyu hiç bilmiyordum.Çay kaynamaya başladığında ocaktan dikkatli bir şekilde alıp kahvaltı masama koydum ve kahvaltımı yapmaya başladım.
Bitirdiğimde hemen toplayıp bulaşıkları makineye koydum.Odama çıkıp yatağımı yapmaya başladım. Odamı toparladıktan sonra duşa girdim keyifli bir duş aldıktan sonra giyeceklerimi seçip giyinmeye başladım. Üstüme beyaz bir gömlek altıma ise siyah kot eteğimi giydim. saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Ayakkabılıktan beyaz spor ayakkabımı ve montumuda aldıktan sonra kapıya çıktım ayakkabılarımı ve montumu giydim.
Bahçe kapısına yöneldim. Kapıda duran korumam, tırnak içinde söylüyorum "korumam" bana döndü. "Elvan hanım nereye gidiyorsunız ve babanızın haberi varmı" dedi. "Evet var Ahmet bey isterseniz arayabilirsiniz sadece biraz alışveriş yapıcağım ve hava alıcağım" dedim oflayarak. Kapıyı açarak "buyrun"dedi. Kapıdan çıktım ve
Ahmet beye dönerek "fazla geç kalmam" başını onaylarcasına salladı.Yürümeye başladığımda ellerimi montumun cebine koydum. Akşam babamı zar zor ikna etmiştim dışarı çıkabilmek için.
Bu fırsatı değerlendirecektim.Yolun önüne geldikten sonra bir taksi durdurdum. Beni alışveriş merkezlerinin olduğu yere götürmesini istedim. Taksici beni götürürken istemsizce yaşadığım hayatı düşündüm. Yanlızlık, tek olmak, boş olmak. Hayatım bu üç kelimeden ibaretti yaşamak istemediğim bir hayattır. Ama sonra alıştığını fark ediyordun.
Benim hayatımda böyleydi işte. Hem yaşamak istemediğim, hemde alıştığım bir hayattı.
Kendine kalıyordu insan elinde sonunda diye düşündüm. Düşünmek bir işe yaramayacaktı. Taksici durduğunda arabadan inip ücreti ödedim. Daha sonra mağazalara yöneldim.
Bir mağazanın içine girdim ve beğendiğim elbiseleri aldım. Daha sonra sahil kenarına gitmek için yürümeye başladım.
Aniden önümden bir gölge misali
geçen adama çarptım ve düştüm. Poşetler elimde dağılırken o hiç arkasına dönüp bakmadı bile.Yerdekileri toplayıp peşine düştüm.
"Hey baksana bir özür bile dilemedin? Buraya bak" diye bağırdım arkasından. Peşinden boş bir sokağa girdim. Bir kç adamla konuşmaya başladı. Hemen çöp konteynırının arkasına saklandım.Konuşuyorlardı ve ben bu uzaklıktan onları duyamıyordum. Tam dönüp gidecektim ki elimdeki poşetleri sallandı, içimden inşallah duymamışlardır diye dua ederken geç kaldığımı fark ettim. İçlerinden bir tanesi montumun şapkasını tutup beni kaldırdı ve "bakın burda ne buldum? Küçük bir kedi"dedi sırıtarak.
İŞTE ŞİMDİ İŞİM BİTMİŞTİ!
Arkadaşlar biraz kısaydı, ilk bölüm olduğu için kusura bakmayın telafi edeceğim😊
Lütfen oy ve yorum
Yıldıza⭐dokunun lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Misali
Teen FictionKimse bizim aramızdaki ilişkiyi anlayamazdı. Bu bize özeldi. ♡♡♡♡☆☆☆☆♡♡♡♡☆☆☆☆