Ağlayarak uyumak sersem gibi dolaşmak günlük hayatıydı. Ateş'ten köşe bucak kaçıyordu sabah görünmeden okula gidiyor görünmeden eve dönüyordu. Doğru düzgün yemek dahi yemiyordu. Tenefüslerini saklanarak geçiriyordu aynı sırada oturmayıp öğretmenden izin isteyip sırasını değiştirmişti. Az önce çıktığı müdür odasının önünde iki büklüm olmuş karnını tutuyordu. Sınıfını değiştirmek istemiş hayır cevabı almıştı. Ateş'in, gözleri sınıfta üzerindeydi daha fazla dayanamayıp lavaboya koştu.
Arkadaşlarıyla bahçede oturmuş Toprak'ın, çıkmasını bekliyordu. Köşe kapmaca oynamaktan sıkılmıştı sinirleri yay gibi gergindi.
"Sakin ol Ateş."
"Kes sesini Yıldıray."
Ateş, bu haldeyken kimse yaklaşamazdı ona Yıldıray, Ateş'ten öğrenmişti. Toprak'a, aşık olduğunu Toprak'ın, neden kaçtığını anlamıyordu. Ama özel bir mesele olduğunu Ateş'in davranışlarından anlıyor sessiz kalıyordu.
"Ateş, abi müdür seni çağırıyor." Yanlarına gelen çocuğa bakıp başını salladı.
"Hayırdır dürdük yere çağırmaz seni." Ateşle birlikte müdür odasına gittiler. Ateş, odaya girince kapıda beklediler.
"Buyur Nedim, abi."
"Ateş, Toprak'la aranızda sorun mu var?."
"Sorun mu?." Nereden çıkmıştı bu anlamayan ifadeyle müdüre bakmaya devam etti.
"Evet az önce buradaydı sınıfını değiştirmek istedi bende kavga ettiğinizi düşündüm." Dişlerini sıktı.
"Kavga falan etmedik Nedim, abi ben ne olduğunu öğrenirim."
"Tamam sana bırakıyorum." Zorla gülümseyip odadan çıktı. Kimseye bakmadan sert adımlarla koridorda yürüdü.
"Toprağı, bulun hemen."
Bağrışıyla öğrenciler onlara döndü kimseye aldırmadan çıkışa yürüdü. Arkadaşları hemen dağıldı. Bahçeye çıktığında yürüyen Toprak'ı, görünce bir iki saniye sakinleşmeyi bekledi ama imkansızdı en sonunda bağırdı.
"TOPRAK..."
Toprak'ta dahil şimdi herkes ona bakıyordu. Toprak, kızgın boğayı andıran Ateş'i görünce ürperdi. Burnundan duman çıkıyordu korkuyla yutkunup arkasını dönüp koşmaya başladı. O kadar hızlı koşuyordu ki ciğerleri iflas etmek üzereydi. Arkasından bağıran görevliyi bile duymamıştı. Kendi sokağına nasıl geldiğini bilmiyordu arkasına döndüğünde Ateş'i göremeyince durup soluklandı. Ölmek üzereydi. Dizlerine koyduğu ellerden destek alıyordu. Koluna dolanan büyük elle sıçrayıp bağırdı. Başını kaldırdığında Ateş'in alev gibi yanan gözleriyle karşılaşınca ürperdi.
"Ateş..."
"Kes sesini."
Kolunu o kadar sıkıyordu ki canı yanıyordu. Kolundan sürükleyip Toprak'ın, kapısında durdu. Ateş kolunu bırakmıyordu titreyen eliyle bir türlü kapıyı açamıyordu. Ateş, anahtarı alıp kendi açtı kapıyı. Toprağı, da açık kapıdan içeri savurup kapıyı kilitleyip anahtarı cebine attı. Toprak, yere düşmekten son anda kurtulup odasına koşup kapıyı kapatmak üzereyken Ateş, kapıya elini koyup itti. Ateş, ona ilerledikçe Toprak, geri gidiyordu sırtı duvarla buluştuğunda kaçacak yeri de kalmadı. Ateş, iki elini de duvara koyup kaçmasını engelledi gözleri Toprağı, delip geçiyordu.
"Neden kaçıyorsun Toprak?."
Öfkesine sinirine rağmen sakinlikle sorduğu soru Toprağı ağlatmaya yetmişti. Başı öne düştüğünde kulağının yanına patlayan yumrukla yerinden sıçradı korkuyla Ateş'e baktı. Aşık olduğu çocuğun ondan kaçması iyice sinirlerini bozuyordu. Üstelik Toprağın, ondan hoşlandığını bilmesi bile bile kaçması sinirlerini bozuyordu. Toprağı, korkutmak istemiyordu ama onu mecbur bırakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
***** BEKLENMEYEN AŞK***** (DÜZENLENİYOR)
RomanceGördüğü rüyanın etkisiyle sıçrayarak uyandı koltuklan fırladığı gibi kapıyı açıp dışarıya çıktı etrafına bakınıp duruyordu kalbi göğüs kafesinden parçalayıp çıkacak gibi atıyordu. Terden sırılsıklam olmuştu havanın ayazı vücuduna vurduğunda titredi...