20.Bölüm-Bunlar benim ailem mi?

189 18 17
                                    

Ne tür olayların içine düşmüştüm ben böyle? Zaten annemlerin newyork'a gitmesi ardından şu bıçak olayları sonra kate teyzemin ve büyükbabamın bir araya gelmesi beni yeterine şüphelendiriyordu..Çünkü bunlar öyle alışılagelmiş durumlar değildi. Açıklayayım:

1) Annemler asla bu yaşıma kadar beni tek başıma yani korumasız bir yere göndermemişlerdi..Şimdi ise beni evde tek başıma bırakıp newyork'a gidiyorlardı..Birşeylerden şüphelenmem için yeterde artar.

2)Bıçak olayı..Anlayamadığım o kadar çok ayrıntı varki bu  olayda..13 sayısının anlamını çözmüştüm ama neden yere saplanmış olsunlar? En önemlisi biri evimize girmişti.Ya ben evdeyken içeri girmiş olsaydı?

3) Evlatlıktan reddettiği kızını sakince karşılayan büyükbabam ve onca zamandan sonra tekrar eve dönen kate'de kesinlikle iyi şeylerin habercisi değildi..

Aklımda bu kadar şey varken  şimdi de bir silahlı çatışmanın ortasındaydım..

Peki bundan daha kötü ne olabilir biliyor musunuz?

Kafama bir silah doğrultulmuş olması..

Kate'in yaralı olması ve durumunu bilmiyor olmam..

Büyükbabam ve babamın ortalıkta olmaması..

Annemin az önce görüş alanımda olduğu halde şimdi ortalıkta olmaması..

Tanrı aşkına bunlar kim? Ben kimim? Bu silahlı çatışmanın karşı tarafı kim? Ve dahası..

Bunlar benim ailem mi?

Şimdi evimizin arkasında bulunan ormanlık alanda etrafımda ailemden kimse yokken ve başımda doğrultulmuş bir silah varken daha ne kadar şüphelenebilirim bilmiyorum..

Yada daha ne kadar sakin kalabilirim?

Bunların yanında başıma silah doğrultmuş kişide yabancı değildi..Daha 2 saat öncesine  kadar yanındaydım..Ve kate gelip beni yanından götürmeseydi onun boğazını parçalamış olurdum..Şu an o kadar pişmanım kii.

Eminim kate'de bu halimi görse onu orada öldürmediği için benim gibi pişman olurdu..

Başımda silah doğrultan kişi sahilde karşılaktığım ve yine o öldürme dürtüsünü hissettiğim nadir kişilerden biriydi..Ayrıca bilmece gibi konuşmuş ve kafamın karışmasına neden olmuştu..

Bu arada bay swan'da dışarıya çıktığından beri ortalıkta görülmemişti..O nerdeydi?

-Kıpırdarsam ne olur kötü çocuk? diye sordum..

Birinin elinden kurtulmak istiyorsanız yapacağınız ilk aşama onunla alaycı  ve korkusuz bir şekilde konuşun..Şimdide ben bunu yapaıyorum..

-Sadece sus,dedi ve silahı kafama biraz daha bastırarak sanki bu mümkünmüş gibi..

Ama mümkünmüş bu kadar acıttığını bilmiyordum..Ama aynısını sana yapacağım kötü çocuk..

-Noldu? yoksa beni öldürecek kadar cesaret bulamadın mı kendinde?,diye sordum..

Üstüne git ve onu sinirlendir yani kaşın  :)

-Seni öldürmem için yalvaracaksın küçük kız, dedi silahı milim bile kıpırdatmadan..

-Ben olsam o kadar emin olmazdım,dedim ve yerimde biraz kıpırdanma cesaretini kendimde buldum..

-Bir milim daha kıpırdarsan kafanı boğazından ayırırım,dedi alışmaya başladığım o soğuk sesi ile..

yerimde durmanın en mantıklı hareket olduğuna karar verim şimdilik ama bende harekete geçecektim..Şimdilik avantaj ondaydı..Hem silahlıydı hemde ayaktaydı bense silahsız ve yerdeydim..

Kahretsin!!!

-Gidiyoruz,diyen ses beynimde alarmların çalmasına yettide arttıda..İşte harekete geçme zamanı.

Saniyelik bir boşluk yaratmıştı bu ses bana ve bende bunu kullanacaktım..

Onun gelen sese odaklandığını fark etmiştim ve beklediğim boşluk gelmişti sonunda..

Pantolonumun içinde bulunan bıçağı fark etmemişti ve bende silahsızım derken tabikide şaka yapıyordum ben asla silahsız dolaşmam..

Bıçağım ayakkabımın hizasındaydı bu yüzden almam beni zorlamadı ama saniyelerim vardı ve bende şimdilik bunu iyi kullanıyordum..Bıçağı aldığım gibi kalbine isabet ettiğim ama resmen ağır çekimli bir ortamda bulunmuş gibi hissettiğim için nereyi isaabet aldığımı tam olarak görememiştim..

Sadece o sesin bana saağladığı avantajı kullanmıştım ve bundan asla pişman değildim..Olmayacağımada eminim..

"Aaaaaaaaaaaa" duyduğum son sesti..Bıçağı güzel bir yere saplamış olacaktım ki acı duyduğunu her tonundan belli eden bu çığlığı uzun zaman unutmayacağım kesindi..

Ama beni asıl endişelendiren ayağa kalktığımda içimde tekrardan yeşeren o öldürme dürtüsüydü..

Ama bu seferki çok daha farklıydı..

Bu seferki çok güçlü hissettiriyordu..

Ama hala diğerlerinden bir farkı daha vardı..

Bu seferki ölümcüldü...

BaşıboşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin